'Her yıldız hikâyesi bize kendimizi anlatır'

Gökyüzü ve yıldızlar üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen Anthony Aveni'nin 'Yıldız Hikâyeleri' kitabı Yapı Kredi Yayınları tarafından Erdem Gökyaran çevirisiyle yayımlandı.

Google Haberlere Abone ol

Gökyüzü, sonsuz ve bir o kadar da gizemli kabul edilir. Ne zaman şehirden uzaklaşıp gecenin bir vakti başımızı yukarı kaldırsak göğün sonsuz kudretini, yıldızların gizemli dünyasını yeniden keşfeder, hayalden hayale dalarız.

Bu durum eskiden, yüzyıllar önce de böyleydi. Hatta o zamanlar gökyüzü ve yıldızlar şimdiye kıyasla çok daha önemli bilgiler barındıran, içinde tanrıların kol gezdiği, kutsal ruhların istirahat ettiği, gelecekten haber veren bir bulmaca görevi görüyordu. Mühim olan o bulmacaya hakkıyla bakmak ve onu layıkıyla çözüp içinde yaşanan topluluğa yol göstermekti.

GÖKTEN GELEN HİKÂYELER

Golgate Üniversitesi’nde astronomi, antropoloji, Amerikan yerli çalışmaları hakkında ders veren Anthony Aveni gökyüzü ve yıldızlar üzerine yaptığı çalışmalarla da bilenen bir profesördür. Aveni’nin geçtiğimiz günlerde bir kitabı yayımlandı. Yapı Kredi Yayınları etiketine sahip olan 'Yıldız Hikâyeleri – Dünya Kültürlerinde Takımyıldızlar' adlı kitabı Erdem Gökyaran çevirdi.

Aveni’ye göre gökyüzü, yaşamın anlamı hakkında hikâyeler anlatmak için tuval görevi gören bir bilinmezliktir. Kendini, içinde yaşadığı ortamı, tüm tehlikesi ve nimetleriyle doğayı, yani dünyayı anlamaya çalışan ilkel toplumlarda gökyüzü ve yıldızlar her zaman yol gösterici olarak kabul edilir. Yeryüzünün kaosu ve bilinmezlikten açığa çıkan korkular da ancak bu yolla, göklerden gelen işaretleri takip ederek aydınlığa kavuşabilir. Bunun en temel nedeni ise gökyüzünün ve oradaki cisimlerin ulaşılmaz ve yüce olması, dolayısıyla tanrılarla, tanrıçalarla, totem hayvanlarıyla ve krallarla ilişkilendirilmesidir.

İşin özü de zaten burasıdır; ilkel toplulukların göğe ve göktekilere yükledikleri ve oradan çıkardıkları anlamlar birtakım hikâyelere, şarkılara, danslara bürünerek bizlere o topluluk hakkında önemli önemli şeyler söylemeye başlar. Aveni’nin anlatmaya çalıştığı şey de tam olarak budur. Nasıl ki bir şaman göğe bakıp geleceğe dair birtakım kehanetlerde bulunursa, Aveni de ilkel topluluklara bakıp geçmişle ilgili birtakım yorumlarda bulunur.

Yıldız Hikayeleri - Dünya Kültürlerinde Takımyıldızlar, Anthony Aveni, Çevirmen: Erdem Gökyaran, 152 syf., Yapı Kredi Yayınları, 2021.

PAREİDOLİA YANILSAMASI

Aveni ilk olarak göğe rastlantısal olarak dağılmış yıldızlardan bahis açar. Yıldızların dağınık konumları bir şey ifade etmezken, geçmişten bugüne yukarı bakan insanların yıldızlarda çeşitli figürler görmelerinin nedeni üzerine düşünür ve bizlere pareidolia’dan bahseder. Pareidolia kişinin karşılaştığı/gördüğü bir örüntüde tanıdık bir şey bulması, karmaşayı bu şekilde normalleştirip anlamlı bir forma sokması, yani kaosu çarpıtarak algılaması durumuna verilen addır. Kahve telvesinde birtakım şekiller görmek, domatesin içinde Allah yazdığını iddia etmek, göğe bakıp bazı yıldızları uç uca ekleyerek onlardan çeşitli figürler meydana getirmek de psikolojik olarak pareidolia’ya karşılık gelir.

Gökyüzünde görülen bütün bu figürler de şüphesiz ki ona bakan insanların içinde yaşadıkları coğrafi şartlara ve ihtiyaçlara göre şekillenmekte, anlatılan hikâyeler de bu sıralamayı takip eder.

Aveni hikâyeleri çok önemser. İlkel toplumları anlayabilmek bu hikâyelerin önemini vurgulayarak, farklı coğrafyada yaşayan topluluklardan ve aynı şeye yüklenen farklı anlamlardan bahseder. Daha sonra, bilimsel formasyona sahip kimi araştırmacıların tutumunu eleştirmeye başlar. Soyut somut ayrımının olmadığı, rüyaların bile gerçek kabul edildiği, bin bir türlü ruhun kol gezdiği bir dönemi değersiz görenlerin rasyonaliteye saplanıp kaldıklarını belirtir. Diğer bir değişle irrasyonel olana sadece rasyonel yöntemlerle yaklaşılamayacağını, eğer böyle yapılırsa bazı şeylerin gözden kaçırılacağını savunur. Çünkü ona göre antropoloji sonuçları doğru-yanlış, iyi-kötü şeklinde yorumlamakla ilgilenmez, ilgilenmemelidir.

“Yıldız hikâyeleri, hepimizin ortak bir yönünü ele alıyor. Ahlaki konulardan ve toplumsal kurallardan, pratik ve manevi meselelerden, en acil ihtiyaçlarımız ve en gerçek dışı rüyalarımızdan bahsetmek amacıyla takımyıldızlar yarattık. Bu hikâyelerin burada bir kez daha anlatılmasının, insanlığın sınır tanımayan hayal gücüne bir övgü niteliği taşıyacağını umuyorum.”

Aveni bu fikirden yola çıkarak kaleme aldığı 'Yıldız Hikâyeleri'nde ilkel toplumların yorumlamalarından yola çıkarak yıldızların insanlık tarihine olan etkisine, bu yolda çıkan hikâyelere ve hikâyelerin günümüz toplumundaki yansımalarına değinir ve hemen hepsini çizimlerle destekleyerek anlatır.

Aveni’nin 'Yıldız Hikâyeleri'nden başka Türkçeye çevrilmiş bir kitabı daha var. 'Zamanın Kültürel Tarihi - Takvimler, Saatler ve Kültürler' ismini taşıyan, Sinan Coşkun’un çevirisi ve Ketebe Yayınları etiketine sahip olan bu kitabı da akılda tutmakta fayda var.