Herkes başarabilir(!): Elon Musk örneği
Amazon’un sahibi Jeff Bezos’un liderlik koltuğunu, 186 milyar dolar servetiyle Tesla’nın CEO’su Elon Musk kaptı. Hal böyle olunca medyada Musk’tan başarıya giden tavsiyeler, “siz de yapabilirsiniz” temalı akıl vermeler yer aldı. Gerçekten siz de zengin olabilir misiniz? Musk’ın zenginliğinin sırrı ne?
Kürenin yedi gününde bu hafta iki başlık ön plana çıktı. İlk olarak Suudi Arabistan’ın öncülük ettiği Körfez İşbirliği Konseyi’nin üç üyesiyle Katar arasında yaşanan krizdeki gelişme. Suudi Arabistan ile Katar arasındaki ayrışma 5 Haziran 2017’de krize dönmüş ve bölgeden bazı devletlerin Katar’a ambargo uygulamasına kadar uzanmıştı. Taraflar arasında üç yılı aşkın süredir Kuveyt ve ABD aracılığıyla yürütülen müzakereler çoğu defa sonuçsuz kaldı. ABD’de başkanlık seçiminde Joe Biden’ın yarışı önde tamamlaması, iki devletin ilişkilerinde karşılık buldu. Nihayetinde 5 Ocak’ta yapılan 41. Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi’nde Katar’a uygulanan ambargo kaldırıldı. Taraflar sorunları bir masa etrafında ele almak için uzlaştı.
Gündemin ikinci önemli başlığı okyanus ötesindendi. Hafta başında gözler Ortadoğu’ya dönmüştü, ancak 6 Ocak’ta ABD Kongresi’nde yaşanan bir olay gündemi alt üst etti. 3 Kasım 2020’de ABD başkanlık seçimini kazanan Joe Biden’ın başkanlığının tescili için Kongre’de bir oylama yapılacaktı, ancak seçim öncesinden bugüne kadar kaybettiği takdirde seçimde hile yapılmış olabileceğini iddia eden Donald Trump, görevdeki son günlerinde ABD tarihi açısından bir ilke imza attı.
Trump taraftarları olarak kategorize edilebilecek beyaz, kürklü, tuhaf şapkalı, öfkeli ve erkek ağırlıklı bir kitle önce Kongre önünde toplandı. Ardından barikatı aşarak Kongre binasına girdi. Dört kişinin ölümüyle noktalanan bu eylemin amacı, oylamayı önlemekti. Pentagon’un gerekli kuvveti Kongre’ye sevk etmekte direnmesi, bu adımın planlı olduğu ve sivil darbe amacı taşıdığına dönük kanaati güçlendirdi. ABD’de demokrasinin geleceği, Trump’a ne olacağı hâlâ tartışılıyor.
Bu hafta gündemde alt sırada kalan bir başka haber daha vardı: Pandemi süresince servetine milyar dolar katan zenginlerin listesinde yaşanan değişim. Amazon’un sahibi Jeff Bezos’un liderlik koltuğunu, 186 milyar dolar servetiyle Tesla’nın CEO’su Elon Musk kaptı. Hal böyle olunca medyada Musk’tan başarıya giden tavsiyeler, “siz de yapabilirsiniz” temalı akıl vermeler yer aldı. Gerçekten siz de zengin olabilir misiniz? Musk’ın zenginliğinin sırrı ne? Bu hafta Elon Musk ve zenginliğe giden yolda feda edilenlere bakacağız.
BİLİNDİK BİR YALAN: SİZ DE BAŞARABİLİRSİNİZ
İçinde bulunduğumuz sistem, birey üstüne kurulu. Rasyonel olduğu varsayılan ve aslında gerçekten ziyade soyut bir kurguya dayanan bu yaklaşıma göre, ailenizin geçmişi, bulunduğunuz ülkenin koşulları, sosyal konumunuz önemli değil. Önemli olan 'çabalarsanız kazanırsınız' mottosuna tutunmanız. Herkesten zeki, çalışkan, sinsi ve kurnazsanız zenginlik sizin. Servetinize ahlakın eşlik etmesine gerek yok, birey kendisi için uygun ahlakı bulacaktır.
Teorik söylemi zaman zaman güncellenen bu yaklaşımın karargahı dünyadaki pek çok zengine ev sahipliği yapan ABD, özelde Chicago Okulu. Teori ile gerçek arasındaki makas açıldığındaysa, tekil zenginleşme öyküleri sistemin adeta meşruiyet zemini oluyor. Siz de yapabilir misiniz?
Açık konuşmak gerekirse, büyük ihtimalle yapamayacaksınız. Gazete sayfalarındaki tavsiyeler, 10 adımda 12 adım isimli kişisel gelişim önerileriyle bir yere varamayacaksınız. Zira o kitaplarda ya da Musk’ı, Bezos’u öven kahramanlık öykülerinde işlerin arka planı, çirkin yüzü anlatılmayacak, çünkü zenginlik ulaşılması gereken bir hedeftir. Menzile ulaşmaya çalışken kimleri ezdiğiniz, hangi insani değerleri askıya aldığınız, bahse konu edilmez. Bunları bilmediğiniz için de kusuru kendinizde sayacaksınız. İşte mekanizma tam da böyle işliyor. Başarırsanız bu sadece sizindir, başaramazsanız, bu sizin yeteneksizliğiniz, beceriksizliğiniz, risk yönetememenizdir, sizden başka suçlu ve engelleyici yoktur. Buna inanmanız beklenir. Bu başarısızlığınız karşında yasadışı bağımlılıklar geliştirebilir, hayatınıza son vermek isteyebilirsiniz, çünkü tüm kusur sizdedir, sonuçta Musk başarmıştır. Bu özgürlük dolu sistemde ölüm şeklinize karar vermekte tabii ki hürsünüz, sonuçta birey rasyoneldir. Sahi Musk’ta olup sizde olmayan nedir?
DÜNYANIN YAŞANILIR BİR YER OLMASINDAN MARS’A MUSK
Yukarıdaki soruya yanıt vermeden önce Musk’ın anlam dünyasına dönük bir girişiminden bahsedelim. Musk ile ilgili haberlere, söyleşilere bakıldığında vurgulanan cümlelerin başında Space X Projesi ve uzaya dönük çalışmaları geliyor. Musk’ın devletlerin kontrolünde olan uzay çalışmalarına dönük bu radikal projesi, uzay taşımacılığının özelleştirilmesini temel alıyor. Şu anda NASA gibi kuruluşlara malzeme temin eden bu şirketin orta vadeli hedefiyse Mars’ın kolonileştirilmesi.
İnsanın içinde yaşadığı gezegenin dışında evrene ve diğer gezenlere dönük merakı yeni değil, zaman algısından Dünya’da geçerli bazı kuralların olmadığı (örneğin yer çekimi) diyarların keşfine bu çabaların temelinde anlama arzusu var. Ancak gezegenimizin, Musk’ın da içinde olduğu şirketlerin vurdum duymaz politikalarıyla yaşanılabilir bir yer olmaktan çıkmasına ramak kaldı. İnsanlara su tüketimi, plastik alışkanlıkları, geri dönüşüm konusunda dersler verilirken bir yandan da bu sorunun ortaya çıkmasında büyük paya sahip olan “muhteşem” girişimciler, uzaya da el attı: Mars’ı kolonileştirme. Bir başka anlatımla, anlama arzusu yerini kâr arayışına, yönetme hırsına bıraktı. Kolonileştirme kavramı, temelde bir yönetimin bir toprak parçasını zorla kontrolüne alması, dışarıdan yönetmesi demek. Kuralların niteliği ve uygulama biçiminde kolonileştirmeyi yapanların çıkarları ve beklentileri belirleyici oluyor.
Dünyada hiç de yeni olmayan, beraberinde insan, hayvan, doğa kıyımı getiren bu yöntem şimdi Mars için öneriliyor. Bu öneri aslında Musk’ın başarısı ve anlam dünyası açısından ufuk açıcı bir örnek. Zenginliğin getirdiği bir diğer avantaj nitekim bu konuda devreye giriyor. Küçük bir azınlık hariç, kimse Musk’a “Siz kim oluyorsunuz da Dünya’nın içinde olduğu galaksinin parçası bir gezegene koloni kurma hakkını kendinizde görüyorsunuz!” demiyor. Bunun yerine dahiyane bir fikir bulmuşçasına Musk’a adeta zeka küpü muamelesi yapılıyor. Musk’ın zekası bir yana, iki öğüdü var ki zenginliğe giderken hayati önem taşıyor.
MUSK’TAN İKİ ÖNEMLİ ÖĞÜT
Musk’ın zeki olduğu doğru, ancak bir o kadar kurnaz ve sinsi olduğu da. Dünyada işleyen sistemin şifrelerini çabuk çözmüş, boşlukları kendi çıkarına yontmakta mahir. İşte bu yöntemleri, bunun ardındaki sömürüyü, bu sömürüdeki payının kazançlarını şimdi Mars’a taşımakta beis görmüyor. Neden görsün ki? Zenginlerin dünyada sahip olduğu ayrıcalıklar vergiden hukuka, insan haklarından eğlence anlayışlarıyla her gün yüzümüze çarpmıyor mu?
Musk da diğer varlıklılar listesindeki isimlerden farklı değil. Başarısının arkasında fabrikalarından madenlere uzanan bir sömürü dalgası, el koyma, kötü yönetim, insanları robotlaştırma, gerektiğinde canlıların ortak yuvası dünyayı talan etme var. Örneğin Tesla’nın ürettiği araçların bataryalarında kullanılan minerallerin nasıl çıkarıldığına, buradaki sömürüye, çocuk işçiliğine, ölümlere dönük umursamaz tutumu. İşte bu konuda Musk’ın verdiği iki önemli öğüt var. İlki, pes etmeyin! Tabii pes etmeyin, önünüze sömürü karşıtı sendikalar, birlikler, sivil toplum örgütleri ve kurallar çıkabilir. Siz arkasından dolanmanın, doğru çevrelere girip bu kuralları hiçe saymanın yolunu bulun. İkinci öğüt, eleştirilere kulak asmayın. Elbette asmayacaksınız. Birileri sizleri eşitlik, adalet, vicdansızlık, bencillik konusunda eleştirecektir. Siz bunlara kulağınızı tıkayın… Dünyayı hâlettik, yeni sömürüye doğru yola koyulun. Peki siz sömürü denizindeki lordlar kamarasında yer için neleri feda edersiniz? İnsanlığı? Adaleti? Vicdanı?
Mühdan Sağlam Kimdir?
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir. 8 Kasım 2023'te Ankara İdare Mahkemesi kararıyla Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki görevine iade edilmiş, ancak 27 Şubat 2024'te İstinaf Mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edilmiştir. 2017-2023 yılları arasında aralarında Gazete Duvar, Almonitor, Kısa Dalga ve Artı Gerçek'in de bulunduğu medya kuruluşlarında çalışmıştır.
'Ortadoğu’da Kürt meselesinin çözümü Türkiye'siz düşünülemez' 13 Kasım 2024
'Erdoğan Kürt Sorununu çözmeye değil stabilize etmeye çalışıyor' 04 Kasım 2024
Yapay zekanın açıldığı kapı: Nükleerin yeniden keşfi 30 Ekim 2024
Cumhuriyet'in 101. yılı: Demokrasi, laiklik, anayasa, eşit yurttaşlık 29 Ekim 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI