HES uygulaması tam da bu günler için değil miydi zaten?

HES şimdiye kadarki önleyici tedbirler ve takip açısından tam bir fiyasko. Tıpkı günlük vaka gibi HES ile toplanan bilgilerin işlenip günlük olmasa da haftalık aralıklarla paylaşılması gerekiyor.

Google Haberlere Abone ol

3 haftalık tam kapanmayı ülke çapında şöyle özetleyebiliriz sanırım: “Hiçbir şey olmadıysa da bir şeyler oldu.” Evet, hiçbir şeyden fazlası oldu ama ne oldu kimse bilmiyor. Kapanma neye hizmet etti, ne amaçlandı, günün sonunda ne gördük muamma. Tam da bu günlerde asıl ihtiyacımız olan HES uygulamasının bireysel, toplumsal ve kamu yönetimi düzlemlerinde etkin kullanımı değil miydi?

Aktif olmasının üzerinden 1 yıldan fazla geçen Hayat Eve Sığar uygulaması, kullanıcılardan bir kamyon veriyi depolamak ve işlemek için izin istemişti, hatırlarsınız. Mahremiyet anlamında da çok tartışılmıştı. Buna rağmen gözlemlediğim kadarıyla da çok sayıda insan uygulamanın talep ettiği izinleri verdi, kimliğini uygulamaya girdi. Geçen 1 yılda, birkaç kez vaka sayılarındaki artış dolayısıyla kısıtlamalar bazı dönemler sıkılaştı, bazı dönemler gevşedi. Geçtiğimiz 3 haftalık tam kapanmanın ne kadar kapanma olduğu, nereye doğru yol aldığımız tartışmanın diğer boyutlarını oluştursa da bu yazıda HES’in kullanımı üzerinde yoğunlaşacağım.

TAM KAPANAMAYANLAR ÜLKESİ

Tam kapanma önlemlerinin aşıldığı, haberlerden takip edebildiğimiz bazı toplu ihlalleri hatırlayalım.

Bazı TFF 1. Lig maçlarında ayan beyan seyirciler gördük. Tribünlerde o kadar çok insan vardı ki, bu kişilerin tam kapanma kuralları kapsamında TFF’nin belirlediği görevliler dışındaki insanlar olduğu çok açıktı. Ligin bitimiyle Adana’da binlerce kişi şampiyonluk kutladı. Elbette maske, mesafe ve tam kapanma kısıtlamaları da açıkça ihlal edildi.

Cenazelerde 9 kişilik sınırlamanın dışına çıkılan, devlet protokolünün katıldığı birden çok cenaze töreni yapıldı. Erdoğan’ın katıldığı Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım’ın babasının cenazesi ile Kılıçdaroğlu’nun katıldığı eski bakan Cemil Erhan’ın cenaze töreni ilk akla gelenler arasında.

İsrail’in Filistinli sivillerin ölümlerine sebep olan hava saldırılarını protesto etmek için İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu’nun önünde tam kapanma kurallarını ihlal eden bir grup toplandı.

Beşiktaş’ın Süper Lig şampiyonluğunun ardından Beşiktaş Köyiçi başta olmak üzere ülkenin farklı yerlerinde tam kapanma kuralları ihlal edildi.

Medyada da yer bulan bu çok görünür, haberlere konu olan toplanmaların dışında bu ölçekte kaç toplu ihlal daha yapılmıştır Allah bilir!

MESELE ÖNLEYİCİ TEDBİRLER İLE KAMU SAĞLIĞINI KORUMAKSA EN BÜYÜK DESTEK HES’TEN ALINMALIYDI

Kısıtlama ihlallerine ceza kesmek, kamu sağlığı için alınan tedbirlere uyulması konusunda caydırıcılık sağlasa da amaç ceza kesmek değil, cezaya konu olan ihlallerin yapılmasını önlemektir. Hal böyleyken, insanların kısıtlama dahilinde hareket ettiğini veya etmediğini tespit etmek için her köşe başında kolluk kuvveti de yerleştirilemeyeceğine göre HES etkin bir şekilde kullanılmalıydı. Zira artık her köşe başında değil her cihazın içine nöbetçi koyabiliyorsunuz. Yazının başında söylediğim gibi zaten insanlar da kendi güvenlikleri için bu verilerini kamuyla paylaşmayı onaylamışken kullanılmadı, kullanılmıyor.

Yukarıda saydığım öfke, üzüntü, sevinçle bir araya gelen topluluklar arasında hiç mi Covid-19 pozitif veya temaslı insan yoktu? Böyle bir riski göze alıp kısıtlamaları ihlal eden insanlara diyecek bir şey bulamamakla birlikte bu toplulukların oluşmasını önlemekle görevli kamuya diyecek çok şey var. Bireyin sağlığı, güvenliği için gerekirse onun taleplerini göz ardı edebilme meşru rızasına sahip devlet, bireyler kendi elleriyle HES’i telefonlarına yüklemişken neden uyarılarını veya takiplerini bu yolla yapmaz?

Bu devirde şehirlerin büyük toplanma alanları ve ana caddelerindeki rutin kontrollerle mi caydırıcılık sağlanacağını düşünüyorlar…

Uzun lafın kısası; HES şimdiye kadarki önleyici tedbirler ve takip açısından tam bir fiyasko. Tıpkı günlük vakaları açıklar gibi HES vasıtasıyla toplanan bilgilerin işlenip günlük olmasa da haftalık aralıklarla kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor. Aksi durumda, HES uygulaması sadece dostlar alışverişte görsün diye üretilip bir kenara bırakılmış günlük vaka güncelleme aracından başka anlam ifade etmez. HES’ten toplanıp işlenen verilerle aşağıdaki sorulara sorumluların yanıt vermesi şart.

HES uygulaması toplamda kadar kaç cihaza indirildi ve şu anki aktif kullanıcı sayısı nedir?

HES uygulaması vasıtasıyla Covid-19 pozitif vakaların ve temaslı kişilerin zorunlu karantina koşullarına uyup uymadığı kontrol ediliyor mu? Ediliyorsa ihlal oranı nedir? İhlaller karşısında nasıl önlemler alındı?

HES üzerinden kaç kez ve hangi tür ihbarlar yapıldı? İhbarların değerlendirilme süreci nasıl işliyor? İhbarların doğruluğu ne şekilde ve ortalama ne kadar süre içinde kontrol ediliyor?

HES’i merkeze koyan bir normalleşme mümkün değil mi? Fransa örneğindeki gibi belli bir mesafeye kadar insanların hareket edebilmelerini sağlamak bu kadar mı zor?