YAZARLAR

Hilvan

Hilvan gibi küçük bir ilçede yapılan seçimin bu aşamaya gelmesi demokrasi adına bir ayıp. Bu ayıp, eşit koşullarda yapılacak seçimle ve seçim sonucuna gösterilecek saygıyla telafi edilebilir.

Rüzgar sert esiyordu. Fakat bırakın serinletmeyi, tozla birlikte, kimbilir nereden getirdiği yakıcı bir sıcağı boca ediyordu insanın üzerine. Gepegeniş bir ovanın içinden geçen yolun kenarında duruyorduk. Bir grup DEM Partili, sıcağa aldırış etmeden halay çekiyordu. Otobüsün gölgesi kimseye yetmiyordu.

"Rüzgar da sıcak" diye söylendim kendi kendime. Yanımdaki adam duymuştu beni. "Harran'a gelmişsin, diyorsun rüzgar sıcak." Adam o kadar haklıydı ki az daha özür dileyecektim. "Haklısın" demekle yetindim.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ı bekliyorduk. Hilvan'a 5 kilometre kadar uzaktaydık. Bakırhan'ı bekleyen 30 kadar araç konvoy yapacak, onlarla birlikte Hilvan'a gidecektik. 31 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde Hilvan'da bir grup tarafından oy sandıkları yakılmış, bunun üzerine YSK, Hilvan'da seçimin 2 Haziran'da yapılmasına karar vermişti. Halbuki DEM Parti seçimi 2 bin 800 civarında bir oy farkıyla kazanmıştı. DEM Partili Hilvan Belediyesi Eşbaşkan Adayı Serhan Paydaş da Bakırhan'ı bekleyen grubun içindeydi.

*

Serhan Paydaş ile serinliği kendisine yetmeyen otobüsün gölgesinde seçimi konuştuk. Paydaş, "Yine kazanacağız" dedi. Seçimin iptal edilmesi Hilvan'da insanların tepkisine neden olmuş muydu? DEM Parti oyunu artırarak kazanır mıydı bu tekrarlanacak seçimi?

Paydaş, seçim sandıklarını yakanların ve polislere saldıranların belli olduğunu söyledi. "Seçimi biz kazandık. Ama 15 yıldır belediye yönetenler buna tahammül edemedi ve sandıklara yani halkın iradesine saldırdılar. Bütün Hilvan halkı bunun farkında ve bunu kabul etmiyorlar. İnanıyorum ki 31 Mart'ta bize oy vermeyen ya da sandığa gitmeyen birçok Hilvanlı bu kez partimizi destekleyecek. Oylarımızı artırarak kazanacağız" dedi.

AK Partili bakanlar ve özellikle Bekir Bozdağ da sık sık seçim çalışması için geliyor Hilvan'a. Bu seçim sonucunu etkiler mi? Buna da ihtimal vermiyor Paydaş ve "Bunlar rüşvet vermeye geliyorlar ama Hilvan halkı artık bunlara inanmıyor" diye cevap veriyor.

Urfa yolu üstündeyiz, trafik yoğun ve kamyon sürücüleri korna çalarak selamlıyorlar yol kenarında bekleyen DEM Partili grubu. Ova korna sesiyle yankılanıyor her defasında.

Tuncer Bakırhan vaktinde geliyor. Yanında milletvekilleri Pervin Buldan, Sinan Çiftyürek, Ömer Öcalan, Dilan Kunt Ayan ve Urfa il yöneticileri de var. Seçim otobüsü ve araç konvoyu çarşıda bir tur atarak seçim bürosunda mola veriyorlar. Ardından, seçim çalışmasının bir parçası olarak pamuk tarlasına, mevsimlik işçilerle buluşmaya gidiliyor.

*

Pamuk henüz boy vermemiş, küçük, yeşil, sevimli bir fide.

Bakırhan ve beraberindekiler tarlada çalışanlara doğru ilerlemekte tereddüt yaşadılar. Kalabalık grup pamuğa zarar verebilirdi.
Zaten gerek de kalmadı. Önce başında kovboy şapkasıyla çavuş karşıladı heyeti. Adamın adı çavuş değildi elbette, tarlada çalışanların başında duran kişiye çavuş deniliyordu.

Tuncer Bakırhan ve Pervin Buldan çavuştan mevsimlik işçilerin sorunlarını dinledi. 

Çavuş'un ardından çalışanlar geldi. Çoğu genç, kadındı. Yüzlerini sıkıca kapatmışlardı güneşten korunmak için. Başlarında şapka vardı ve sadece gözleri görünüyordu.

Kadınlar biraz uzak durdu heyetten. Bu nedenle mevsimlik işçilerin sorunlarını da çavuş anlattı. Sabah saat 5'ten akşam 7'ye kadar çalışıyorlardı. Yevmiyeleri 600 liraydı ve bunun bir kısmı yemeğe gidiyordu. Okul okuyan gençler harçlık çıkarmak için çalışmak zorundaydı.

Mevsimlik işçiler...

Urfa Milletvekili Ömer Öcalan da mevsimlik işçilerin sorunlarını dile getirdi. Sonra Hilvan Belediyesi Eşbaşkan adayı Serhan Paydaş, mevsimlik işçilerle ilgili projelerinden söz etti. Mesela bir "Çorba Evi" yapacaklardı. Bu sayede hem işçilerin bir öğün yemeğini karşılamış hem de tarlaya ulaşımlarını kolaylaştırmış olacaklardı.

Bir süre sonra kadın milletvekilleri kadın işçilerle sohbeti koyulaştırdılar. Ancak mitinge az bir zaman kalmıştı ve gitme vaktiydi. Genç kadınlardan biri miting saatini sordu. Yetişmeleri pek mümkün görünmüyordu ama yine de, "Eve gitmeden mitinge geliriz, inşallah yetişiriz" dedi.

Uçsuz bucaksız gibi görünen tarlada bıraktık kadınları.

O manasız rüzgar esmeye devam ediyordu ve pamuk tarlasında tek bir ağaç yoktu.

*

Miting çarşıda, seçim bürosuna yakın küçük bir alanda yapılacaktı. Hazırlıklar sürerken çarşıya 'indim'. Çarşı uzunca bir caddeydi. Çoğu dükkan bir iki katlı binaların altındaydı. Bakkal, terzi, fırın... Dükkanlar küçük ve yoksuldu. Cadde tenha ve sessiz. Çünkü insanlar tarladaydı. Tarla, hayvancılıkla birlikte Hilvan'ın geçim kaynağıydı. Geriye kalanlar da bu sıcakta sokağa çıkmayı tercih etmemiş olmalıydılar. Ben de Hilvanlı olsam acil bir durum yoksa, öyle yapardım.

AK Parti'nin seçim bürosu da bu caddenin üstündeki bir bahçeydi. Bahçede bir kalabalık yoktu ve Bakırhan mitingde yaptığı konuşmada bu bahçenin belediyeye ait olduğunu söyledi. Üstelik Belediye Eşbaşkan adaylarından bahçenin halkın kullanımına açılması, çayların bedava olması sözünü aldı.

*

Kahvede 4 kişi, arada atışarak okey oynuyordu. Yancı sessiz görünüyordu. Garson genç ve şişmandı. Çay istedim, şöyle bir bakıp yürüdü. Hantaldı yürüyüşü ve ben bunu havanın sıcak olmasına yordum. Az sonra çayı masaya bıraktı ve "Şeker ister misin?" diye sordu. Kasenin içinde toz şeker vardı. "İsterim" desem elinde tuttuğu kaşığı kasenin içine daldıracaktı. "Yok" dedim.

Adam tam önümdeki küçük tabureye oturdu. Elindeki paketi açıp küçük sehpaya koydu. Lahmacunların kokusu bana kadar geldi. Caddeden geçen küçük, tüyleri yolunmuş gibi görünen köpek adamın karşısında durdu, arka ayağıyla kulağını kaşıdı. Çok güzel bir fotoğraf karesi gibi hafızama kazındı adam ve köpek. İçimden, "pire torbası" dedim köpeğe.

Sonra, garson kadar hantal yürüyen iki adam daha geldi kahveye. Adamlar mitinge gitmeyeceklerdi. "Buradan dinleriz" dedi biri, gülümseyerek.

31 Mart seçimlerinde DEM Parti'ye haksızlık yapılmıştı dediklerine göre ve ikisi de 2 Haziran'daki seçimi yine DEM Parti'nin kazanacağına inanıyorlardı.

*

Tuncer Bakırhan sanırım yarım saat civarında konuştu. Kendisini dinleyen kitle heyecanlıydı. Kadınlar ön saflardaydı. Yaşlılar ve çocuklarıyla mitinge gelenler seçim bürosunun önündeki sandalyelerde oturarak destek veriyorlardı. Bakırhan, Türkçe ve Kürtçe yaptığı konuşmada, seçimi kazandıklarını ve yine kazanacaklarını teyit ettirdi kitleye. 2 Haziran'da sadece belediye seçimlerinin yapılmayacağını belirterek, bunun hırsızlar ile onurlu Hilvan halkının mücadelesi olduğunu vurguladı. Bakırhan, Meclis Başkan Vekili sıfatıyla tarafsız olması gereken Bekir Bozdağ'ın Hilvan'a kadar gelip seçim çalışmalarına katılmasını eleştirdi. İş-Kur'a da eleştirileri vardı. Dediğine göre 31 Mart seçiminden hemen önce İş-Kur üzerinden yüzlerce kişi işe alınmıştı ve seçimler iptal edilince, 2 Nisan'da hepsinin işine son verilmişti.

Aslında bu mesele Hilvan sokaklarında da konuşuluyor. Binlerce kişiye alışveriş kartları dağıtılmış seçimden önce. Seçimden sonra alışveriş için markete gidenler kartın hesabında hiç para olmadığını öğrenmişler. "Hemen harcayanlar kârda" diye dalga geçiyor Hilvanlılar.

Birçok kişiye 2 Haziran öncesi yine ile alınacaklarına dair sözler verilmiş ancak bu sözün artık bir inandırıcılığı kalmamış gibi görünüyor.

*

31 Mart seçiminden sonra Hilvan'daki siyasi dengeler de AK Parti aleyhine değişmiş görünüyor. Bunun birinci nedeni DEM Parti'nin uğradığı haksızlık olarak gösteriliyor. HÜDA PAR'ın adayını çekmesi de öyle. AK Parti'ye oy vermek istemeyen bir kısım HÜDA PAR'lının DEM Parti'ye oy vereceği ya da sandığa gitmeyeceği rivayet ediliyor.

CHP yaklaşık 2 bin oy almıştı 31 Mart'ta. Yaşadığı mağduriyet nedeniyle, CHP'nin oylarının bir kısmının da DEM Parti'ye kayacağı ileri sürülüyor.

Yeniden Refah Partisi (YRP) ise 4 bin civarında oy almıştı. 2 Haziran seçimine de asılıyor YRP. Bu durumda mütedeyyin oyların AK Parti'ye gitmeyeceği öngörülüyor.

Hilvan'da çok sayıda mevsimlik işçi bulunuyor. Bunların ekseriyetle DEM Partili olduğu hesaplanıyor. Bu nedenle DEM Parti, mevsimlik işçi kitlesinin seçim günü Hilvan'da olmasını önemsiyor. DEM Parti şimdiden 1500 kişiye ulaşmış ve onları sandığa götürmeye hazırlanıyor.

Elbette seçim güvenliği de önemli. 31 Mart'ta kameraların karşısında sandıkları yakmaya ve polis yaralamaya cüret edenler bu seçimde de hadise çıkarabilirler. DEM Parti sandıkların güvenliği için yüzlerce kişiyi mobilize etmiş durumda.

Kısacası Hilvan'da edindiğim izlenim, rüzgarın DEM Parti'den yana estiği yönünde. Hilvan gibi küçük bir ilçede yapılan seçimin bu aşamaya gelmesi demokrasi adına bir ayıp. Bu ayıp, eşit koşullarda yapılacak seçimle ve seçim sonucuna gösterilecek saygıyla telafi edilebilir.


Vecdi Erbay Kimdir?

Mardin, Şenyurt doğumlu. Üniversite eğitimini tamamlayamadı. Çeşitli dergilerde yazıları, şiirleri, öyküleri yayımlandı. On yıla yakın bir süre Özgür Gündem gazetesinin kültür sanat editörlüğünü üstlendi. Çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Yayımlanmış iki şiir kitabı var: Kuşkular Zamanı (Toplumsal Dönüşüm Yayınları, 1997), Yaz Sayıklamaları (Piya Kitaplığı, 2003). Öykü kitabı Masalın Ölümü, 2006 yılında Agora Kitaplığı'ndan çıktı. İnatçı Bir Bahar-Kürtçe ve Kürtçe Edebiyat derleme kitabı Ayrıntı Yayınları’ndan 2012’de çıktı. Şiir: Görülmüştür, Türkiye Barışını Arıyor, General Electric -Halil İncesu karikatür albümü yayıma hazırladığı kitaplardan birkaçı. Diyarbakır'da yaşıyor ve Gazete Duvar bölge temsilcisi olarak çalışıyor.