HKP: Hamza Yerlikaya'nın sahte diploma itirafı var
AK Partili siyasetçilere yönelik, “yolsuzluk”, “evrakta sahtecilik” gibi farklı suçlamalarla 18 yılda yüzün üzerinde dava açan Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları son olarak eski güreşçi Hamza Yerlikaya’nın lise diplomasının sahte olduğunu ortaya çıkardı. "Yolsuzluğa karşı mücadele etmeyi prensip haline getirdiklerini" belirten HKP avukatlarından Sait Kıran, “AKP iktidarı suç işlemekten vazgeçmeyecek bizim de davalarımız, mücadelemiz bitmeyecek” dedi.
ANKARA - Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), bugüne kadar aralarında AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu çok sayıda AK Partili siyasetçi hakkında farklı suçlamalarla yüzlerce dava açtı.
"Yolsuzluk", "evrakta sahtecilik" ve "savaş suçu" gibi suçlamalarla yargıya başvuruda bulunan parti avukatları son olarak, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı, Vakıfbank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, eski AK Parti milletvekili, milli güreşçi Hamza Yerlikaya’nın lise diplomasının sahte olduğuna hükmedilen mahkeme kararına erişip ilgili kurumlara başvurularda bulunmalarıyla gündeme geldi.
‘YOLSUZLUĞA KARŞI MÜCADELE ETMEYİ PRENSİP EDİNDİK’
Parti içerisinde oluşturulan 9 kişilik ‘Halkçı Hukukçular’ adlı avukat ekibiyle AK Partili isimlere yönelik yargı sürecini işlettiklerini ifade eden HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve Ankara İl Başkanı Avukat Sait Kıran’la konuştuk. İktidardaki siyasetçilere yönelik olarak bu güne dek 150’den fazla suç duyurusunda bulunduklarını, çoğunun takipsizlikle sonuçlanmasına karşın bunların gelecekte iddianameye dönüşeceğini söyleyen Kıran, “AKP iktidarı suç işlemekten vazgeçmeyecek bizim de davalarımız, mücadelemiz bitmeyecek" dedi ve sorularımıza şu yanıtları verdi:
HKP özellikle, AK Partili siyasetçilere yönelik açtığı davalarla gündeme geliyor. Bu dava açma süreci nasıl gelişiyor? Bu zamana kadar kaç siyasetçiye kaç dava açtınız?
Malum son 18 yıldır AKP iktidarı var. Bizim parti olarak iddiamız AKP döneminde, tüm Cumhuriyet tarihinin neredeyse bütün geçmiş hükümetlerinden daha fazla yolsuzluk yapıldığı ve suça batmış bir iktidar olduğudur. Halkın Kurtuluş Partisi olarak biz halkımızın değerlerine yönelik her türlü saldırılara, yolsuzluklara, halkımıza yönelik işlenen suçlara karşı mücadele etmeyi prensip edindik. Şu an mevcut iktidar AKP olduğu için onlarla daha çok uğraşıyoruz. Yoksa başka yolsuzluklara, suçlara yönelik de suç duyurularımız oluyor.
Elimde tek tek istatistiki veri yok ama son 18 yılda 150’den fazla suç duyurusu yaptık, Anayasa Mahkemesi’ne başvurular, uluslararası ceza mahkemesine başvurular, idari yargıda açılan davalarla yüzlerce dosya açmış durumdayız. Çoğunun da ana noktası yolsuzluklar, işlenen suçlar. Ki bunların içerisinde Uluslararası Ceza Mahkemesi kapsamına giren Suriye’ye yönelik savaş suçları da var. Sadece ben değil, partide yer alan ‘Halkçı Hukukçular’ avukat ekibiyle bu davaları açıyoruz.
‘SUÇ DUYURULARI BİZİM AÇIMIZDAN HAZIR İDDİANAMELER’
Açtığınız davalara ilişkin kamuoyuna yaptığınız açıklamalarda yargı sistemini eleştirerek sonuç beklemediğinizi ifade ediyorsunuz. Fakat bir yandan da dava açmaya devam ediyorsunuz. Yargı ortamını böyle değerlendirirken bu hukuki mücadeleyi sürdürmek nasıl hissettiriyor?
“Meclis’teki Amerikancı beşli çete” dediğimiz muhalefetin sustuğu, görevlerini tam anlamıyla yapmadığı bir ortamda görev yapıyoruz. Biz 2010 referandumundan sonra yargının tümüyle AKP’nin hukuk bürolarına dönüşmüş durumda olduğunu biliyoruz. Buradan AKP aleyhine çok fazla bir şey çıkmayacağının da bilincindeyiz. Ama şu gerekçeyle dava açıyoruz. Her şeye rağmen bu hukuk mekanizmasını işletmek gerekiyor. Sineye çekmemek en azından tarihe not düşmek lazım. Yarın bu iktidar illa ki değişecek. En azından tarihe not düşmek ve "muhalefetin sustuğu dönemde iktidarın bütün hukuksuzluklarına itiraz eden bir parti vardı" demek için bunları yapıyoruz. Aynı zamanda bu yaptığımız bütün suç duyuruları, bütün başvurular kayıt altına alınıyor. Bu iktidar alaşağı edildiği gün bunların hepsi hazır iddianameler bizim açımızdan. Emri sadece yasalardan ve bağımsız vicdanından alan yargıç ve savcılar geldiklerinde ellerinde hazır dosya bulunsun diye bunları yapıyoruz.
‘SUÇ İŞLEME PROFİLİ ÇOK GENİŞ OLDUĞU İÇİN BAŞVURULARIMIZ DA ÇOK ÇEŞİTLİ’
Açtığınız davaların çerçevesi genellikle yolsuzluk suçlamasıyla mı oluyor?
Neredeyse her adımları suç olduğu için standart bir konu yok. Yeri geliyor yolsuzluk oluyor, yeri geliyor Suriye’de olduğu gibi işledikleri savaş suçu oluyor. Örneğin resmi evrakta sahtekarlık suçu oluyor. AKP’lilerin başı için de çeşitli defalarda yargıya başvurduk, diplomasının sahteliği konusunda. Bunların suç işleme profili çok geniş olduğu için bizim başvurularımız da çok çeşitli ve tek bir alanla sınırlı değil.
‘BURJUVA ADALETİ MAALESEF PARALI’
AK Partili isimlere yönelik yaptığınız çoğu suç duyurusu ya da açılan dava sizin için olumsuz sonuçlanıyor. Ama bu davaların bir de ekonomik boyutu var değil mi?
Ceza davalarında sadece vekalet ücreti ve baro pulu ücreti veriyoruz. İdari yargıda, Anayasa Mahkemesi’nde vs. yaptığımız başvuruların maddi boyutu var. Dava reddedildiğinde bir de karşı tarafa vekalet ücreti vermek durumunda kalıyoruz. Açtığımız davaların büyük bir kısmı ister istemez ret kararı ile karşılaşıyor. Onları da göğüslüyoruz. Ama bunu da bu görevin bir parçası olarak görüyoruz. Hak kullanıyoruz ve gereğini de bilerek yapıyoruz. Biz hep biliriz burjuva adaleti maalesef paralıdır. Bunun sonuçlarını da parti yükleniyor.
'YERLİKAYA RAHŞAN AFFI İLE HAPİS YATMAMIŞ'
HKP avukatları, eski milli güreşçi Hamza Yerlikaya’nın lise diplomasının sahte olduğunu uzun bir hukuksal süreç sonunda ortaya çıkarttı. Yerlikaya’yla ilgili nasıl bir hukuki yol izlediniz?
Hamza Yerlikaya’nın sahte lise diploması aldığı, bu nedenle yargılandığı bilgisine ulaştık. Bunu araştırdık bulduk. Zamanında Ankara 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmış. Ve gerekçeli kararda açıkça belirtildiği gibi mahkeme huzurunda kendisinin itirafı var. “Ben ortaokul mezunuyum. Bana dediler ki sana bir lise diploması bulalım. İmrahor lisesinden bir diploma getirdiler” ifadeleri var. Bu konuda yargılanmış, kamuoyunda 'Rahşan Affı' diye nitelendirilen af nedeniyle hapis yatmamış, cezası beş yıl süreyle ertelenmiş fakat suç işlediği o mahkeme kararıyla sabit.
Biz bu çerçevede temmuz ayında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na, İmrahor Meslek Lisesi’ne, Meclis’e, YSK’ya, okuduğu iddia edilen üniversitelere, Vakıfbank Yönetim Kurulu’na bu kişinin anılan suçtan sabıkalı olduğunu, resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğini belirterek gereğinin yapılması için başvurularda bulunduk. Maalesef kimisi hiç cevap vermedi. Sakarya Üniversitesi ise 'kişisel verilerin gizliliği nedeniyle bilgi verilemeyeceği' gibi saçma sapan bir cevap verdi. Yakın dönemde de biz, geçmişteki mahkeme kararını ekleyerek ilgili yerlere başvurduk. Mahkeme kararı da olduğu için gizleme saklama şansları yok.
‘AK PARTİLİ CAHİT ÖZKAN HAKKINDA DA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK’
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Meclis kürsüsünden Yerlikaya’ya destek olduğunu belirten bir konuşma yaptı. Bunun üzerine siz Özkan hakkında da suç duyurusunda bulundunuz.
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan açıkça çıktı milletin gözünün içine baka baka Meclis kürsüsünden “gurur duyduklarını” söyledi. Özkan aynı zamanda hukukçu. Bir avukatın bu kadar açık mahkeme kararına rağmen oturup da demagoji yapması, halka yalan söylemesi affedilemez. Bu aynı zamanda TCK'ya göre 'suçu ve suçluyu övme' suçudur. Bu nedenle Cahit Özkan hakkında da suç duyurusunda bulunduk. Şu an AKP’nin hukuk bürosuna dönüşmüş yargıdan çok beklentimiz yok. Ama kayıt altına alıyoruz. Bu kadar açık bir durumu bile göz ardı edip takipsizlik verecek savcılar da görev suçu işlemektedir. Bir gün gelecek onlar da yargılanacak.
Naziler iktidara geldiklerinde 'bin yıllık iktidar' öngörüyorlardı ve kimsenin onları iktidardan düşüremeyeceğini düşünüyorlardı. Nazi iktidarının kaç yıl yaşadığını bütün dünya gördü. Bu iktidar da er geç alaşağı olacak. O yüzden de bağımsız yargı önünde bu suça iştirak eden ve görevlerini yapmayan hakim ve savcılar dahil olmak üzere bunların tümünün hesabını ödeyecekler.
‘AKP İKTİDARI YASA VE HUKUK TANIMAMAKTA SINIR TANIMIYOR’
Siz Yerlikaya’nın diplomasının sahte olduğunu mahkeme kararları üzerinden ortaya koydunuz. Bugün bu konudaki haberlere erişim engeli getirildi. Mahkeme kararlarına dayanarak yapılan haberlerin mahkeme kararıyla erişiminin engellenmesi ne ifade ediyor?
Mevcut AKP iktidarı yasa ve hukuk tanımamakta sınır tanımıyor. Kendi işlerine gelirse yasa var hukuk var ama kendi aleyhlerinde olduğunda yasayı da mahkeme kararlarını da tanımıyorlar. AKP’lilerin yasa ve hukuk tanımazlıkları bizim için sürpriz değil. Ama bu iktidar en tepesinden en alta kadar hukuk tanımazlıklarının bedelini er geç ödeyecek. Bu da mevcut yasalarla olacak. Biz siyasi parti olarak sol sosyalist bir partiyiz ama bu yargılamaları devrim iktidarı dönemine bırakmıyoruz. Mevcut yasalar çerçevesinde yargılanacaklar ve ceza alacaklar. Mevcut yasalarımıza göre dahi yaptıkları işlemlerin neredeyse tamamı suç. Bu sıradan bir parti değildir, çıkar amaçlı bir suç örgütüdür. Bunu da biz sövgü ya da hakaret olsun diye söylemiyoruz. Kendi bütün tarihleri, pratikleri bu.
‘AKP İKTİDARI SUÇ İŞLEMEKTEN VAZGEÇMEYECEK’
AK Partili isimlere yüzlerce dava açtığınızı ifade ettiniz. Bu tarihten sonra da hukuksal başvurularınız devam edecek mi?
Başvurularımız yeni yılda da devam edecek, yılbaşından sonra yeni başvurularımız da olacak. Tayyip Erdoğan’ın diplomasının sahte olduğuna ilişkin başvurularımız olacak. AKP iktidarı suç işlemekten vazgeçmeyecek bizim de davalarımız, mücadelemiz bitmeyecek. Biz bunun bir görev olduğunu düşünüyoruz. Sadece bir partinin siyasi faaliyeti olarak görmüyor, halkımıza ülkemize karşı bir sorumluluk, zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Bunu yapmayan Meclis’teki sözde muhalefet partileri de utançlarıyla baş başa kalsın.