Hollywood'un en iyi 20 politik filmi
The Hollywood Reporter, Hollywood'un en iyi 20 politik filmini seçti. Listede "Mr. Smith Washington'a Gidiyor", "Kapan", "Malcolm X" ve "Başkanın Bütün Adamları" gibi filmler yer alıyor.
20. Gece Planı (Night Moves)
2013
Kelly Reichardt'ın diyalog ve olay örgüsünün en yoğun olduğu eseri olan yapım, Oregon'daki bir hidroelektrik barajını havaya uçurma planını uygulayan çevre aktivistlerini konu alıyor ve kökenlerini 1970'lerdeki politik paranoya dalgasına dayandırıyor.
Film, çoğu iklim krizi filminin aksine, radikal bir yanıtın maliyetleriyle karşılaştırıldığında eyleme geçmenin aciliyetinin açık bir şekilde düşünüldüğü, karmaşık ideolojik diyalektiğiyle geçen yılki "Bir Boru Hattını Nasıl Patlatılır" filmine benzerlik gösteriyor.
19. City of Hope
1991
Film, idealizmin öldüğü ya da ölmekte olduğu, geriye yalnızca yolsuzluk, açgözlülük, ahlaki çöküş ve umutsuzluk bıraktığı kurgusal bir New Jersey şehrini anlatıyor. Yönetmen, esnek ritimler, kusursuz kontrol ve netlikle, aralarında dışlanmış azınlıklar, karanlık bir belediye başkanı, emlak geliştiricileri, bir uyuşturucu satıcısı, dengesiz bir polis, istismara uğramış eski karısı ve toplumuna yardım etmek için her çabası bir duvara çarpan reformcu bir siyah belediye meclisi üyesinin de bulunduğu 36 önemli, birbiriyle bağlantılı karakteri izliyor.
18. The Kids Are All Right
2010
Evlilik eşitliğinin federal yasa olarak kabul edilmesinden beş yıl önce, konu etrafındaki tartışmalar devam ederken ve birçok eyalette siyasi direniş güçlü kalırken, Lisa Cholodenko sessizce radikal bir şey yaptı. Eşcinsel evlilikleri ve ebeveynliği, Annette Bening ve Julianne Moore'u, herhangi bir heteroseksüel çiftin fazlasıyla özdeşleşebileceği sorunlarla uğraşan lezbiyen eşler olarak rol vererek normalleştirdi; kendi sıklıkla gergin ilişkilerinde ve ergenlik çağındaki çocuklarının giderek artan bağımsızlığına uyum sağlama süreçlerinde, Mia Wasikowska ve Josh Hutcherson tarafından acı bir gerçeklikle canlandırıldı.
17. Kirli Yarış (Primary Colors)
1998
Film, Bill Clinton'ın 1992'deki Demokrat başkan adaylığı kampanyasını konu alıyor. John Travolta, hem ilkeli hem de derin kusurları olan, nezaket ve sahtekârlığın bir arada var olduğu bir adayın samimi samimiyetini çiviliyor, Emma Thompson ise kocasının sadakatsizliklerinin tekrar tekrar ifşa edilmesiyle haysiyeti zedelenen acımasız bir pragmatist olan karısına karşı şefkat buluyor.