Hukukçu Prof. Dr. Uğur Alacakaptan vefat etti
Ceza hukukçusu Prof. Dr. Uğur Alacakaptan 88 yaşında vefat etti.
DUVAR - İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu, 88 yaşındaki ceza hukukçusu Prof. Dr. Uğur Alacakaptan'ın vefat ettiğini duyurdu. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Durakoğlu, "Bir de babam öldüğünde bu denli üzgündüm. Kader çizgimin ressamı gitti. Prof. Dr. Uğur Alacakaptan’ı kaybettik. Yanında staj yaptığım, bildiklerimin başucu hocası ışıklar içinde uyu…" ifadelerini kullandı.
Bir de babam öldüğünde bu denli üzgündüm. Kader çizgimin ressamı gitti. Prof. Dr. Uğur Alacakaptan’ı kaybettik. Yanında staj yaptığım, bildiklerimin başucu hocası ışıklar içinde uyu… pic.twitter.com/YS3Hx0VPso
— Av. Mehmet Durakoğlu (@DURAKOGLU2016) January 22, 2022
UĞUR ALACAKAPTAN KİMDİR?
1934 yılında Aydın’ın Nazilli ilçesinde doğan Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, 1955 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu ve aynı fakültede yaptığı doktorasını 1958 yılında tamamlayarak hukuk doktoru unvanını kazandı. Türkiye Ceza Hukuku’nun hümanist doktrini savunan ekolünün önde gelen akademik simalarındandı.
1960 yılında doçent oldu, 1967 yılına kadar doçent olarak görev yaptı. 1965 yılında Fakülte Profesörler Kurulu tarafından İngiltere’ye gönderildi, 1967 yılında profesörlük unvanını kazanarak Türkiye’nin en genç ceza hukuku profesörü unvanını kazandı.
Alacakaptan, TBMM üyeliği yaptı, 1974-76 yıllarında Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi Üyesi olarak görev aldı, 1975-980 yılları arasında Ankara Senatörü olarak temsil etti. Bülent Ecevit liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi'nde 1977-1979 yılları arasında Genel Sekreter Yardımcısı olarak siyasal faaliyet yürüttü.
28 Mart 1997 tarihinde kurulan Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesinin kurucu dekanlığını üstlendi ve 1999 yılına kadar dekan olarak görev yaptı. Bilgi Üniversitesi'nin kurucuları arasında yer alan Alacakaptan, 1999 yılının Kasım ayında sağlık nedeniyle Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki dekanlık görevinden ayrıldı, öğretim üyeliğine devam etti.
Askeri darbe dönemlerinde çeşitli soruşturma ve kovuşturmalara uğradı. Deniz Gezmiş'lerle birlikte Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu sanıklarıyla aynı cezaevini paylaşmıştı. Hapishane günlerinde, İsmet İnönü ile mektuplaşma yoluyla yazışmalar yaptı. Bombalı suikast sonucunda öldürülen gazeteci, yazar Uğur Mumcu ile de Ankara Mamak Cezaevi'nde aynı hücrede yattı. (HABER MERKEZİ)