Hülya Gülbahar: 'Medeni Yasa'ya dokunmayın, uygulayın'
Avukat Hülya Gülbahar, "Medeni Yasa’ya hep beraber sahip çıkmalıyız. ‘Yasalara dokunma, yasaları uygula!’ Yasalar var ama mesele uygulanması" diye konuştu.
DUVAR - Foça Barış Kadınları İnisiyatifi, 'Medeni Yasa’ya Saldırılar: Şiddetsiz Bir Dünya İstemimizden, Hayatlarımızdan, Haklarımızdan, Hayallerimizden Asla Vazgeçmiyoruz' panelinde kadın hakları aktivisti Avukat Hülya Gülbahar’ı konuk etti. Foça’daki Reha Midilli Kültür Merkezi’nde yapılan panelde Hülya Gülbahar, konuşmasına Fransa’da Meclis'in çıkardığı Erkek ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ne cevaben 1791’de Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ni yayınlayan Olympe de Gouges’ı anarak başladı.
“Kadınların giyotine gitme hakları varsa, kürsüye çıkma hakları da var” diyen Olympe de Gouges'un hayatını giyotinde kaybettiğini hatırlatan Gülbahar, “Toplum kadın ve erkeğin birliğinden başka bir şey değil; kadın ve erkek bir araya gelir ve toplum oluşur. Kadınların giyotine gitme hakları varsa kürsüye çıkma hakkı da vardır” diyerek Eşitlik İçin Kadın Platformu-EŞİK olarak epey yol aldıklarını, online 200’üncü toplantılarını yaptıklarını söyledi.
'1926 ANAYASA’SI DEVRİM NİTELİĞİNDE'
Osmanlı döneminde de kadınların tamamen sessiz kalmadığını vurgulayan Gülbahar, Kadın İnsan Hakları Derneği’nin 1993 yılında kurulduğunu ifade ederek, “Medeni Yasa, medeni toplumun Anayasasıdır. 1926 yılındaki Anayasa’nın ise devrim niteliğinde bir anayasadır. O gün anayasaya karşı çıkanlar bugün karşı çıkan aynı kişiler. Bu anayasa ile erkeklerin reisliği kaldırıldı. Ailede, toplumda ‘reislik’ istemiyoruz. Sevgi ve saygıya dayalı bir hayat kurmak mümkün. Reisli devlet, reisli toplum, reisli aileyi birbiriyle bağlantılı düşünmek gerekiyor” diye konuştu.
Erkeklerin itirazının altında, mal paylaşımı, nafaka gibi ekonomik kaygılar yattığını dile getiren Gülbahar, “Yuvayı yapan dişi kuş oluyor da tapu neden erkek kuşta oluyor?” diye sordu. Gülbahar ayrıca, boşanmadan sonra 'aile konutu'nun eğer çocuklar varsa en azından okul bitene kadar kadına bırakılması gerektiğini dile getirdi.
Gülbahar, “Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ‘Anayasayı baştan yazacağız’ dedi. Bu yüzden ayaktayız. Medeni Yasa’ya hep beraber sahip çıkmalıyız. Örneğin, LGBTİ hakları, Medeni Yasa, Madde 41’de haklar mevcut. Eşik’te sık sık vurguluyoruz: ‘Yasalara dokunma, yasaları uygula!’ Yasalar var ama mesele uygulanması” İfadelerini kullandı.
‘2005’TEN BERİ ÇOK SAYIDA KIZ ÇOCUĞUNU KURTARDIK’
Diyanet’in nafaka için “3 ay ödensin sonrası haram” diye fetva verdiğini hatırlatan Gülbahar, “Çoğu kadın cinayetinde bunun etkili olduğunu düşünüyorum” dedi.
Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın kadın haklarının aleyhine bir taslağı tepkilere göre bir masaya koyup bir çektiğini söyleyen Gülbahar, “Kadın Hakları Hareketi sayesinde ki içinde AKP’liler de olmak üzere muhafazakâr kadınlar da olduğu halde bu değişiklikler ertelendi“ diye konuştu.
Gülbahar, sıkı mücadele verdikleri bir başka konunun ise 'evlilik yaşı' olduğunu belirterek, “2005’ten beri çok sayıda kız çocuğunu kurtardık. Aralarında üniversite bitirenler var” dedi. “Diyanete göre bir erkek faksla, gıyabında boşanabilir” diyen Gülbahar, bazı boşanma davalarının çok uzun sürdüğünü ama hızlı boşanma/dilekçeyle boşanmanın da tehlikeler barındırdığını dile getirdi. Çocuğun vekaleti, nafaka, aile konutu meselesinin böylelikle geriye bırakıldığını, bu durumun da kadının aleyhine olduğunun altını çizdi.