IBAN denetimi kimin başına ne getirir?
Satıcının ödemeyi IBAN numarası vererek banka hesabına talep etmesinde aslında bir sıkıntı yok. Ancak, bu hesabın kendisine ya da şirketine ait olması ve gerekli belgeleri düzenlemesi şartıyla.
Geçtiğimiz haftalarda Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yeni politikası doğrultusunda kayıt dışının üzerine gidilmesinin adımlarından biri olan ve kamuoyuna “IBAN Denetimi – KDV Denetimi” başlıklarıyla yansıyan haberleri gördük. İki tanımlama da eksik olmakla beraber yurttaşın anlayacağı şekilde haberleştirildi. Öz olarak, kayıt dışılıkla mücadele olan bu faaliyetin gerekli ve doğru olduğu üzerine bir tartışma elbette yok. Ancak, “kayıt içi vergi kaçağının” da ihmal edilmemesi şartıyla. Peki, bu IBAN denetimi meselesinden kimin başına ne gelebilir? Bu alış-veriş ilişkisinin üç tarafı var. Satıcı, IBAN kiralayan ve alıcı. Elbette her satışta bir üçüncü kişinin IBAN’ının kullanılmış olması gerekmiyor. Açıklayalım.
IBAN YOLUYLA TAHSİLAT YAPAN SATICI
Bir mal ya da hizmet sunan satıcının ödemeyi IBAN numarası vererek banka hesabına talep etmesinde aslında bir sıkıntı yok. Ancak, bu hesabın kendisine ya da şirketine ait olması ve gerekli belgeleri düzenlemesi şartıyla. Uygulamada çok sayıda esnafın, ödemeleri kendi IBAN hesabına aldığını ve bu şekilde kredi kartı komisyonlarından ve diğer kayıplarından korunmaya çalıştıklarını biliyoruz. Bu noktada tahsilatlara ilişkin gerekli belge düzenlendiyse zaten bir sorun doğmayacak.
Bir de üçüncü bir kişinin IBAN hesabını kullanan ama gerçekte kiralayan satıcılar bulunuyor ki, asıl denetim bunlar üzerinde yoğunlaşacaktır. Zira kendi hesabına ödeme kabul eden satıcının makbuz düzenlemese dahi tespiti takdir komisyonları ile hızlıca mümkün iken, üçüncü kişilerin hesaplarının kullanılması hali, vakit alan bir incelemeyi gerektirecek. Şimdi, elimizde bir esnaf olduğunu varsayalım ve kolay bir hesaplama için 120.000,00-TL tutarında bir mobilya takımını yeni evlenen bir çifte sattığını ve parayı da tek seferde vermiş olduğu aslında bir üniversite öğrencisine ait IBAN numarasına talep ettiğini düşünelim. Üçüncü bir kişinin hesabını kiraladığına göre makbuz düzenlemeyeceği hususu da açık.
SATICININ BAŞINA NE GELİR
Sevgili mobilyacı KDV dahil 120.000,00-TL’lik bu satıştan, yüzde 20 KDV, yüzde 20 Gelir Vergisi (duruma göre Kurumlar Vergisi) 1 kat vergi ziyaı cezası ve yüzde 10 (2024 yılı için 3.400,00-TL’den az olmamak kaydıyla) özel usulsüzlük cezasıyla muhatap olacak. Yani 40.000,00-TL vergi + 40.000,00-TL vergi ziyaı cezası + 12.000,00-TL özel usulsüzlük cezası olmak üzere toplam 92.000,00-TL bir kamu alacağına muhatap olacak. Bu durum elbette tek bir alış-veriş özelinde bir değerlendirme.
IBAN KİRALAYANIN BAŞINA NE GELİR
Mobilyacıya IBAN’ını “kiralamış” öğrenci dostumuzun bunu bedelsiz yapmış olmayacağını kabul etmek durumundayız. Zaten yargı da böyle düşünüyor. Peki, bu arkadaşımız vergi mükellefi değil ancak bu alış-verişten banka hesabını kullandırarak bir gelir elde ediyor. İşte bu noktada, banka hesabını kullandıran kişi için geriye dönük vergi mükellefiyeti açılıp elde ettiği gelir üzerinden (yargı uygulamasında bedelin yüzde 2’si) vergilendirme yapılacak ve buna 1 kat vergi ziyaı cezasıyla özel usulsüzlük cezaları da eklenerek elde ettiği gelirden çok daha fazla bir kamu borcuyla baş başa bırakılacaktır.
ALICININ BAŞINA NE GELİR
Bu ilişkideki belki en masum taraf olan, belki de küçük bir indirim karşılığında gerçekleşen hadisenin farkında olmasına rağmen göz yuman alıcının ise bir kamu borcuyla karşı karşıya kalmasını olası görmüyorum, ancak incelemeler sırasında kendilerinden izahat istenmesi yahut ifadeye çağrılmaları olası.
HAPİS CEZASI MESELESİ
Kamuoyunda en dikkat çeken kısım olan ve sık sık “IBANINI KULLANDIRDI, HAPİSE GİRECEK” yönünde tıklama teşvikli haberlere konu olan mesele ise tarafların hürriyeti bağlayıcı cezalara muhatap olup olmayacağı.
Bakalım 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ne diyor:
Başkası hesabına işlem yapıldığının beyan edilmemesi
MADDE 15 – “…. kendi adına ve fakat başkası hesabına hareket eden kimse, bu işlemleri yapmadan önce kimin hesabına hareket ettiğini yükümlülere yazılı olarak bildirmediği takdirde altı aydan bir yıla kadar hapis veya beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır.
Görüldüğü üzere, IBAN’ını kiraya veren ya da kullandıran öğrenci arkadaşımız 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak ve mobilyacı da onu azmettirdiği için aynı cezaya muhatap olacak. Yasa başlığının “Suç Gelirlerinin Aklanması” olması sizi yanıltmasın. Vergisi ödenmemiş her gelir elbette suç geliri değildir. Bunu bir dolandırıcılık ya da yasa dışı bahis faaliyetinin içinde bulunmadan banka hesabını yukarıdaki örnek için kullandıranlar yönünden belirtiyorum.
Peki kendi IBAN’ına ödeme alıp fatura düzenlemeyen satıcının başına ne gelir. Neticede IBAN’a ödeme almak ve vergisini ödememek aslında bir suç değil, bir kabahat ve idari yaptırımlara tabi. Ancak, banka hesabına alınan ödemeye karşılık dikkat çekmemek için biz yine de biraz fatura düzenleyelim diyen iyi niyetliler olursa? Biliniz ki oluyor. Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek suçundan haklarında vergi suçu raporu düzenlenerek, iddianame ve kovuşturmaya dönüşebilir. Ancak, bu başka bir yazının konusu.
Hatırlayalım, “bi alış-veriş bi fiş.”
*Avukat – İzmir Barosu