Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: Her gün Covid-19 testi yaptırıyoruz

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Beştepe'deki cumhurbaşkanlığı ekibine her gün Covid-19 testi yapıldığını söyledi. Kalın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a da belli aralıklarda test yapıldığını ifade ederek, bu süreçte kalabalıklara girmediklerini, birçok program ve yurt dışı seyahatlerini de iptal ettiklerini aktardı.

İbrahim Kalın, tarikatların devlette kadrolaştığı iddiaları üzerine, "Ortada somut bir durum varsa ciddiye alırız" dedi.
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Korona virüsü salgını sürecinde cumhurbaşkanlığı sağlık ekibinin 'bir devlet başkanı nasıl korunur' noktasında iyi bir sınav verdiğini belirten Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın "İşte gördünüz birçok devlet başkanı, bakanları yakalandılar. Yani bunun şakası yok" dedi. Kalın, Mısır'ın bölgesel konulara  ilişkin 'pozitif' adım atması halinde, Türkiye'nin de olumlu yaklaşacağını ifade etti.

Kalın, Haber Global'de katıldığı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının sorulduğu Kalın, güney Kafkaslarda bir güç mücadelesinin olduğunu söyledi. Türkiye'de bütün kesimlerin Azerbaycan'ı desteklediğini ifade etti.

'DOĞU AKDENİZ'DE DİPLOMASİ YOLU AÇIK'

Kalın, "Doğu Akdeniz'de bundan sonra ne olacak? Yunanistan-Türkiye masasından nasıl bir sonuç çıktı? Diplomasi tıkandı mı?" sorusunu, "Diplomasi tıkanmadı, diplomasinin yolu açık" diye yanıtladı.

'MISIR ÖNEMLİ BİR ÜLKE'

"Doğu Akdeniz'de Mısır gibi bölgesel aktörlerle daha önceki gerilime rağmen Türkiye'nin bir yakınlaşması söz konusu olur mu?" sorusu üzerine Kalın, şunları kaydetti:

"Mısır, bölgenin, Arap dünyasının önemli ülkelerinden birisi. Tabii ki Sisi'nin oraya iktidara gelme şekli, orada yapılan darbe, öldürülen insanlar, Rabia Meydanı'nda yaşananlar, daha sonraki siyasi tutuklamalar, Mursi'nin hayatını kaybetmesini yok saymamız mümkün değil. Buna rağmen Mısır, bölgesel konularda pozitif bir gündemle hareket etme iradesi ortaya koyarsa Türkiye bunu karşılıksız bırakmaz. Libya, Filistin, Doğu Akdeniz konusunda ve başka meselelerde birlikte hareket etme zemini oluşursa Türkiye buna ancak olumlu bakar, buna olumlu katkı sağlar."

KORONADA HUBER KÖŞKÜ'NDE 70 GÜN

Salgın sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakın ekibinin Huber Köşkü'nde 70 günlük bir süreç yaşadığını aktaran Kalın, "Orada Cumhurbaşkanımız çok iyi korundu, kendisi de kurallara çok iyi riayet etti. Dışarı çıkmadık, dışarıdan konuk almadık, çok nadir bir iki istisna dışında. Dışarıdan gelenler test edildi, maske taktı" dedi. 

Bu dönemde 70 gün bir yerde, bir mekanda olmanın kolay bir şey olmadığını ifade eden Kalın, Cumhurbaşkanlığı sağlık ekibinin de "bir devlet başkanı nasıl korunur" noktasında iyi bir sınav verdiğini söyleyerek, "Allah nazardan saklasın çok iyi bir sınav verdik. İşte gördünüz birçok devlet başkanı, bakanları yakalandılar. Yani bunun şakası yok" değerlendirmesinde bulundu.

HER GÜN KORONA TESTİ

Beştepe'de cumhurbaşkanlığı ekibine her gün Covid-19 testi yapıldığını belirten Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da daha uzun aralıklarda test yapıldığını ifade ederek, bu süreçte kalabalıklara girmediklerini, birçok program ve yurt dışı seyahatlerini de iptal ettiklerini aktardı.

TARİKAT SORUSU: SOMUT VERİ VARSA CİDDİYE ALIRIZ

Son dönemde tarikatlar ve cemaatlere ilişkin kimi endişelerin hatırlatılması üzerine Kalın şu yanıtı verdi: "Ortada somut bir veri varsa biz bunu ciddiye alırız, almak zorundayız. Biz artık cemaatiz diye yola çıkan bir yapılanmanın (FETÖ) nasıl bir terör örgütü haline geldiğini gördük. Bir hadis var 'Bir Müslüman aynı yerden iki defa sokulmaz' diye. Yani yılan iki defa sokuyorsa artık orda siz zaten kontrolü kaybetmişsiniz demektir. Buradan alınan dersler var. Fakat bir tarafta tabii ki devlet bu tür cemaattir, tarikattır, siyasal örgütlenmedir, ideolojik gruptur, şudur budur, bunların hiçbir zaman kendi iktidar alanlarını yaşayabilecekleri bir yer olamaz, olmamalıdır. Devlet tanımı gereği bunların üzerindedir, olmak zorundadır. Ama geçmişe doğru baktığınızda devleti bu şekilde ele geçirmeye çalışan çok farklı gruplar hep olmuştur. Bunları da sadece dini cemaat ve tarikat diye kodlamak da çok yanlış, farklı ideolojik gruplar da olmuştur.

Dini cemaatlerin toplumun bir gerçeği. Kendi sınırları içerisinde toplumun ortak menfaatine hizmet ettikleri müddetçe meşru sınırlar çerçevesinde faaliyet göstermelerinden daha doğal bir şey olamaz. Onları ne olduğundan daha toz pembe, ne de olduğundan daha kötü, daha korkunç göstermek doğru bir şey olmaz, onlara haksızlık olur. Yani bütün cemaatler şöyle, bütün tarikatlar böyle gibi bir hüküm vermek de doğru olmaz" ifadelerini kullandı.

SOSYAL MEDYADAN ATATÜRK'E HAKARET

Kalın, bir başka soru üzerine Atatürk'e yönelik sosyal medyada yer alan kimi hakaretlere ilişkin de "Atatürk'ü Koruma Kanunu var, böyle bir saldırı yahut hakaret söz konusu olduğunda tabii ki hukukun derhal harekete geçmesi gerekir, savcıların. Kanun var yani bununla ilgili, kamu davası açmak zaten onların sorumluluğu, onların yükümlülüğü yani" diye konuştu.
(ANKARA-AA)