İçişleri Bakanlığı Müşaviri Gültekin, Esenyurt iddialarını yazan Barış Terkoğlu'na 24 saat verdi: Süren başladı
İçişleri Bakanlığı Müşaviri Muhammet Burak Gültekin, Esenyurt Belediyesi ile ilgili haber yapan gazeteci Barış Terkoğlu'na iddialarını ispatlaması için 24 saat süre verdiğini söyledi.
DUVAR - İçişleri Bakanlığı Bakan Müşaviri Muhammet Burak Gültekin, Sedat Peker'in İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Esenyurt Belediyesi ile ilgili iddialarını araştırarak konu üzerine haber yapan gazeteci Barış Terkoğlu'na 24 saat süre verdiğini söyledi.
Terkoğlu'nun haberini alıntılayarak sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Gültekin şu ifadeleri kullandı:
"Cumhuriyet Gazetesi’nin 'acar araştırmacı' yazarı Barış; Köşe yazını yazabilmek için kalkmış Esenyurt’lara kadar gitmiş, orada araştırmalar yapmış, bir AVM önünde boydan güzel bir foto çektirmişsin. Araştırmanda, Esenyurt’ta 2 tane Özyurt firması olduğunu, bu 2 firmanın da Sayın Bakanımızla bağlantılı olduğunu ima etmişsin. Yazında iddia ettiğin gibi Sayın Bakanımızın bu 2 firma ile bağlantısı iftiranı belgeleriyle ortaya koyman için 24 saat süren var. Sana 2 joker. İrtibatlın E.O. ile konuşabilirsin. (Cumhuriyet yönetimine söyleyip söylememeyi sen bilirsin) Bağlı olduğun malum ülkenin elemanları ile konuşabilirsin. 24 saat içinde iftiranı belgele. Bu yalanını da açtığımız manevi tazminat davasına ekleyeceğiz. Süre başladı."
Cumhuriyet Gazetesi’nin 'acar araştırmacı' yazarı Barış;
— M. Burak Gültekin (@mBurakGultekin) July 12, 2021
Köşe yazını yazabilmek için kalkmış Esenyurt’lara kadar gitmiş, orada araştırmalar yapmış, bir AVM önünde boydan güzel bir foto çektirmişsin + https://t.co/0nlluZ5c9k
Terkoğlu'nun Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan "Esenyurt kavgasının altında ne var?" başlıklı yazısından bir bölüm şu şekilde:
"Geçen hafta Sedat Peker’in Esenyurt iddialarının ardından ilçeye gittim. Esenyurt’taki silahlar ya da Esenyurt’taki kaset operasyonu konuşulurken asıl önemli olan Esenyurt’un rantıydı.
Akbil davasından kurtulan herkes yükselirken, Necmi Kadıoğlu 2004 yerel seçimlerinde Erdoğan’dan Esenyurt’u istemişti. O tarihte Esenyurt henüz ilçe bile değildi. 2008 yılında çıkan yasayla beldeden ilçeye dönüştü. Erdoğan’ın oluruyla 2004’te belediye başkanı olan Kadıoğlu, 2017’ye kadar 13 yıl Esenyurt’u yönetti. “Sağlık sorunları” diye açıklanan bir kaset operasyonu sonrası görevi bıraktı.
Sahi, neden başka bir ilçe değil de Esenyurt? Necmi Kadıoğlu’nun 17 yıl önce aklından geçeni bugün Esenyurt sokaklarında gezince daha iyi anlıyorsunuz. Ne altın, ne dolar, ne faiz… Hiçbiri İstanbul toprağı kadar kazandırmıyor. Esenyurt’ta küçük bir toprağa dikilen kule milyonlarca para demek. Haliyle yıllar önce adı üstünde, yeşil ve rüzgârlı bir yurt olan ilçe, Kadıoğlu döneminde bir beton cennetine dönüştü. Birilerine de çok kazandırdı. Esenyurt büyürken, dükkânları holdinge dönüştü. Binalar yükselirken kimi siyasetçiler zenginleşti. Halkın dev kulelerdeki odalara sıkıştığı Esenyurt, resmi olarak bir milyon, gerçekte bunun bir buçuk katına yaklaşan nüfusuyla toprak rantıyla zenginleşmenin tarihi sembolü oldu. Kadıoğlu’na yıllar önce kimi dava arkadaşlarını da şaşırtacak şekilde “Esenyurt beldesine başkan olmak istiyorum” dedirten, aslında Akbil davasındaki hikâyenin devamıydı." (HABER MERKEZİ)