'İçişleri HÜDA PAR’a mı verilecek' demezler mi!
Yeni Şafak'ın AK Parti-HÜDA PAR görüşmesine yaklaşımını değerlendiren Akif Beki, "HÜDA PAR’ı, mezar evler vahşetiyle anılan Hizbullah’ın siyasi uzantısı olarak tanımlıyordu, ne değişti" diye sordu.
DUVAR- AK Parti'nin seçim ittifakı için HÜDA PAR ile görüşmesi siyasi çevrelerde farklı tepkilere neden oldu. Yeniden Refah Partisi ile yaşanan 6284 krizinden sonra HÜDA PAR'ın ittifak için hangi koşulları öne sürdüğü tartışılıyor.
Karar yazarı Akif Beki, Millet İttifakı'nın HDP ile görüşmesini eleştiren Yeni Şafak yazarlarının HÜDA PAR ile yapılan görüşmeleri "heyecanla karşılamalarını" eleştirdi, "Altılı Masa’da oturmayan HDP’yi ısrarla masada gösterirken HÜDA PAR’ı, davulla zurnayla masanıza davet ediyorsanız bu soru, döner yakanıza yapışır. Size de 'hangi pazarlıklar döndü, ne verdiniz, İçişleri ile Savunma bakanlıklarını mı' diye sorarlar o zaman." diye yazdı.
Akif Beki'nin “'İçişleri HÜDA PAR’a mı verilecek' demezler mi!" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
"HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakına katıldığını müjdelerken sevinçten yerinde duramayan gazeteyle Kılıçdaroğlu’nun HDP’yle görüşecek olmasına demediğini bırakmayan gazete aynı. İkisi de Yeni Şafak.
10 Mart’ta, 'Kılıçdaroğlu’nun görüşeceği HDP’nin Eş Başkanı Pervin Buldan’ın geçmişteki sözleri' diye yaygara koparıyordu.
Buldan, Çözüm Süreci sırasında, 2013’te şöyle demiş:
'Kandil’deki dostlarımız Türkiye’de siyaset yapmalıdır, PKK’lılar dağdan inip siyaset yapmalıdır.'
Terörü bırakıp mücadelesini demokratik siyaset içinde sürdürmeye çağırmak, Çözüm Süreci’nin ana fikri değil miydi? O da AK Parti’nin projesiydi. Habur Sınır Kapısı’nda PKK’lılara karşılama dersem bir yerlerden çıkaracaksınız.
Bakmayın şimdi Pervin Buldan’ın o sözlerine suç bulmalarında. Yeni Şafak da aynı saftaydı, bu projeye inanmıştı, destekliyordu.
PKK’nın neden terör örgütü tanımına sığmadığını anlattıkları dönemdi.
Buldan’ın o konuşmayı yaptığı sırada Yeni Şafak, Hizbullah’la PKK’nın barışmasında keramet arıyordu.
Şu haberi, 2013 tarihli Yeni Şafak’tan okuduk mesela:
'Hizbullah, PKK ile helalleşmeye hazır. Hizbullah’ın siyasi temsilcisi HÜDA PAR Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz ‘gerekirse PKK ile ittifak yapabiliriz’ dedi.'
AK Parti ile HDP, sonra bozuştu.
HÜDA PAR’ın Hizbullah’la PKK’ya bakışı ise değişmedi, Yeni Şafak’ın TV’sinde şimdiki Genel Başkan Yapıcıoğlu’nun söylediklerinden biliyoruz.
'Türkiye Cumhuriyeti’ne göre Hizbullah terör örgütü olabilir ama bana göre bir terör örgütü değil' diyordu.
HÜDA PAR, devlet öyle istiyor diye PKK’yı da terör örgütü olarak tanımlamıyor.
Yeni Şafak, HÜDA PAR’ı, mezar evler vahşetiyle anılan Hizbullah’ın siyasi uzantısı olarak tanımlıyordu. Ne değişti!
Zaten HÜDA PAR’ın adı bile Hizbullah’la eş anlama getirilecek şekilde seçilmiş. İkisi de 'Allah’ın partisi' demek.
HDP ile PKK için söylenen her şey, HÜDA PAR’la Hizbullah için de geçerli yani.
Üstelik HÜDA PAR, özerk bir Kürdistan yönetimi için eyalet ve federasyonu savunuyor.
BBP’li Destici, bu fikirlere karşı. Ama HÜDA PAR’ı ‘bölücülük’le dahi suçlamıyor. Teröre başvurmadan savundukları sürece Meclis’te olmalarını bir şans ve demokrasinin gereği görüyor.
Katılıyorum, katılmaz mıyım! HDP gibi HÜDA PAR’ın da varlığını önemsiyor, siyasete katılım kanallarının açık tutulmasını doğru buluyorum.
Dağa itmektense demokrasi minderine çekmek iyidir. Meşru zeminde hayat hakkı tanır, hak arama yollarını açarsanız terör marjinalleşir, istismar edeceği mazeret kalmaz.
Fakat böyle düşünüyorsanız HÜDA PAR’a gösterdiğiniz terörle arasına mesafe koyma esnekliğini, HDP’ye de göstermek zorundasınız.
Yeni Şafak’taki şu inciler nedir öyleyse:
'BBP lideri Destici, Millet İttifakı ile HDP arasında resmi bir ittifak olmasa da fiili bir ittifak olduğunu belirtti.
‘Senin cumhurbaşkanı adayın PKK ile görüşüyor o zaman. Nasıl buna evet diyorsun?'
Sen nasıl evet diyorsun peki; bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!
'Senin Kürdistan’ın kötü, benimki iyi' çifte standardı, yerin bin kat altına da saklansa yine sırıtır." (HABER MERKEZİ)