İHD, Cüneyt Aydınlar'ı sordu: Sorumlular cezalandırılmadı

İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, üniversite öğrencisi Cüneyt Aydınlar’ın akıbetini sordu.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Kayıp yakınları ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin, gözaltında kaybedilenlerin akıbetinin ortaya çıkarılması ve faili meçhul cinayete kurban giden kişilerin faillerinin bulunması için her hafta düzenlediği eylemin 681’incisi Koşuyolu Parkı’nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Bu hafta gerçekleşen eyleme Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Diyarbakır Kadın Meclisi üyeleri ile birçok insan hakları savunucusu katılarak destek verdi.

Eylemin başlamadan önce polislerin, açıklamayı takip eden gazetecilerin basın kartlarını kontrol ettiği dikkat çekti. Basın kartları kontrol edildikten sonra gazetecilerin görüntü almalarına izin verildi.  

‘ŞENYAŞAR’IN TALEBİNE SES OLALIM’

Eylemde ilk konuşmayı yapan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, her hafta olduğu gibi yine adalet talebinde bulunmak ve işlenen faili meçhul cinayetler için devletten hesap sormak için bir araya geldiklerini söyledi. Zorla kaybetme ve faili meçhul cinayetlerin bir devlet politikası olarak hayata geçirildiğini söyleyen Zeytun, “O dönem insanlar nasıl ki sistematik bir şekilde kaybedildiler, bugün de aynı sistemle devlet failleri yargılamış değil. Bizler kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak devletin insanlığa karşı işlemiş olduğu suçların hesabını soracağımızı bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu kaybetme ve faili meçhuller özellikle de Kürtlere karşı özel savaş olarak yapıldı” diye konuştu.

Urfa’da yaklaşık bir yıldır adalet arayışında olan Emine Şenyaşar’ın soruşturmalara sindirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Zeytun, “Emine Şenyaşar’ın adalet talebini ötelemeyin. Onun yürüttüğü talepler meşrudur. Emine Şenyaşar’a ve onun taleplerine ses olalım” ifadesini kullandı.

SORUNLAR İÇİN DEMOKRATİK MÜZAKERE

Rusya ve Ukrayna arasında süren savaşa da değinen Zeytun, savaş ve çatışmaların insanlara zarar verdiğini belirterek, şunları söyledi: “Sorunların demokratik bir şekilde çözülmesi çağrısında bulunuyoruz. Bizler uzun yıllardır sorunların karşılıklı müzakere yollarıyla çözülmesi gerektiğini vurguladık. Türkiye’de de başta Kürt sorunu olmak üzere tüm sorunların demokratik müzakere yollarıyla çözülmesini istiyoruz.” 

‘MÜCADELE İÇERİSİNDE OLACAĞIZ’

KESK Amed Kadın Meclisi Sözcüsü Fatma Yıldızhan ise, 90’lı yıllardan bu yana kayıp yakınlarının adalet taleplerine bugün infazı yakılan tutuklularının yakınlarının da eklendiğini kaydetti. Yıldızhan, “Bugün tutuklu yakınlarının adalet mücadelesi bizlere umut oldu. Onlarla da dayanışma içerisinde olacağımızı belirtiyoruz. Tüm failler bulunana kadar ve ülkede adalet talepleri karşılanan kadar mücadele içerisinde olacağımızı belirtiyoruz” dedi.

AYDINLAR, 15 KİŞİ İLE GÖZALTINA ALINDI

Cüneyt Aydınlar’ın kaybedilme öyküsünü ise İHD Şube Sekreteri Ferhat Berkpınar okudu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi olan Aydınlar’ın 20 Şubat 1994’te bir arkadaşı ile buluşmak için Bakırköy’de İncirli Caddesi üzerinde bulunan Ömür Durağı’na gittiğini anlatan Berkpınar, yapılan bir operasyon kapsamında Aydınlar’ın TEM polisleri tarafından gözaltına alındığını belirtti.

KAYITDIŞI GÖZALTINDA KALDI

Aydınlar’ın 14 kişi ile birlikte gözaltında tutulduğunu belirten Berkpınar, sonraki gelişmeleri şöyle anlattı: “Cüneyt Aydınlar 20 Şubat 1994 tarihinde bir arkadaşı ile buluşmak için Bakırköy İncirli’de bulunan Ömür Durağı’na gider. Burada Terörle Mücadele polisleri tarafından bir operasyon kapsamında gözaltına alınır. Bu operasyonda gözaltına alınan on dört kişi gibi Cüneyt de Gayrettepe’deki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülür. Cüneyt Aydınlar yedi gün kayıt dışı gözaltında tutulduktan sonra 27 Şubat 1994 tarihinde gözaltı kaydı yapılır.

FİRAR ETTİĞİ İDDİA EDİLDİ

28 Şubat 1994 günü akşam saatlerinde, Terörle Mücadele Şubesinde görevli polisler Cüneyt’i Beyoğlu Çukurcuma Kadirler Yokuşu’na götürür. Mahalle sakinleri otuz kadar polis eşliğinde elleri kelepçeli olarak getirilen Cüneyt’in kanlar içinde olduğunu, bir bacağının kırık olduğunu ve ayakta duramadığına tanık olurlar. Polisler, mahalle sakinlerinin ‘yürüyemez halde’ olduğunu söyledikleri Cüneyt’in yer gösterme esnasında ‘Dur’ ihtarına uymayarak kaçtığına ve arkasından koşmalarına rağmen yakalanamayıp firar ettiğine dair bir tutanak düzenlerler. Cüneyt Aydınlar ile birlikte gözaltında tutulan on dört kişi tutuklanıp cezaevine gönderilir. Bu kişiler 17 Mart 1994 tarihinde avukatları aracılığıyla kamuoyuna yaptıkları açıklamada Cüneyt Aydınlar’ın 20 Şubat 1994 tarihinde gözaltına alındığını ve onu en son 2 Mart 1994 tarihine kadar gözaltında gördüklerini söylediler. Cüneyt Aydınlar ile birlikte gözaltında bulunan kişiler ağır işkence gören Cüneyt’in 2 Mart 1994 tarihinde, kendisine  ‘Ölmeye hazır mısın? Ölmeye gidiyorsun!’ diyen altı polis tarafından sürüklenerek bulunduğu hücreden götürüldüğünü ve kendisini bir daha görmediklerini açıkladılar.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Cüneyt Aydınlar’ın yer gösterme esnasında ellerinden kaçtığını iddia etmiştir. Bu iddiaya istinaden Cumhuriyet Savcılığınca Cüneyt Aydınlar hakkında yakalama kararı çıkarılır.

ETKİN BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ

Ailenin başvurusu üzerine İnsan Hakları Derneği tarafından olay araştırılır ve 25 Mart 1994 tarihinde İHD İstanbul Şubesi bir basın açıklaması yaparak Terörle Mücadele Şubesinin gözaltına aldığını kabul ettiği Cüneyt Aydınlar’ı kaybettiğini duyurur. Ayrıca İHD, İçişleri Bakanlığı tarafından konuyla ilgili açıklama yapılmasını talep eder. Ancak ailenin ve İHD’nin tüm girişimleri sonuçsuz kalır. Yapılan adli başvurular da zamanaşımı gerekçe gösterilerek işlemsiz bırakılır. Aradan geçen 28 yıla rağmen Cüneyt Aydınlar’dan bir daha haber alınamadığı gibi etkin bir soruşturma yürütülüp sorumlular da cezalandırılmadı.” Kayıp yakınlar konuşmaların ardından bir dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdi. (DUVAR)