İHD Diyarbakır Şubesi: Barış için cezasızlıktan vazgeçin

İHD her ayın başında, 'Herkes için barış' talebiyle düzenlediği eylemini sürdürüyor. 2024 yılına barış talebiyle giren İHD tüm şubelerinde eş zamanlı olarak 16’ıncı nöbetini gerçekleştirdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) her ayın başında tuttuğu 'Herkes için barış' nöbetine devam edildi. Diyarbakır Şubesi’nde tutulan nöbete Barış Anneleri, DEM Parti Milletvekilleri Meral Danış Beştaş, Adalet Kaya, sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcileri katıldı.

Nöbette, toplumsal barışın sağlanması amacıyla “Barış için cezasızlıktan vazgeçin” çağrısı yapıldı. 

BEŞTAŞ: BARIŞ ORTAMI İÇİN HER ZAMAN VARIZ

Nöbette konuşan DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, şunları söyledi:

“Bu topraklarda on yıllardır barış talep etmekten, barış için mücadele etmekten vazgeçmedik. Diyarbakır hiçbir zaman vazgeçmedi. Bu topraklarda barış, hava kadar, su kadar acil ihtiyaçtır. Barış elinin tutulmamasından dolayı yaşadığımız acılar her gün büyüyor. Bugünün gündemi olan cezasızlık politikası, bir iktidara özel değil. Erklerin üzerinde uzlaştığı bir cezasızlık pratiği var. İktidarlar değişse de bu politika hiçbir zaman değişmemiştir. Devlet, failleri yargılamak istemediği için bu cezasızlık politikası devam ediyor. Cezasızlık politikasının son bulması için herkesin mücadele etmesi gerekiyor. Yüzleşme ve hakikat zorunlu ve gereklidir. Çatışma ile hiçbir sorun çözülmeyecek. Çatışmasız bir ortamı, barışa evirilen bir ortamı yaratmak hepimizin elinde. ‘Bunun için varız’ dedik her zaman.”

'İHLALLER KÜRT MESELESİNİN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜNDEN KAYNAKLANIYOR'

Barış Nöbeti'ne ilişkin açıklamayı okuyan İHD Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Suzan Mehmetoğlu, özellikle Kürt coğrafyasında temel insan haklarının korunmadığına, yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı ihlallerinin rutine dönüştüğüne, hapishanelerde mahpuslara dönük hak ihlallerinin arttığına, demokratik değer ve ilkelerin rafa kaldırıldığına dikkat çekti.

İHD’nin hak mücadelesinde tespit ettiği hak ihlallerinin Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden kaynaklandığının altını çizen Mehmetoğlu, “Türkiye’de başta 90’lı yıllarda yaşananlar olmak üzere, faili meçhul siyasi cinayetler ile gözaltında zorla kaybettirmeler, işkence ile kötü muamele uygulamaları ve mahpusların yaşadıkları birçok ağır insan hakları ihlalleri sürekli ve sistematik bir şekilde devam etmektedir. Kürt Meselesinin demokratik yol ve yöntemlerle çözülememesi nedeniyle devam eden çatışmalı sürecin mağdurları, bazen ifade özgürlüğünü kullanmak isteyen 70 yaşında bir kadın, bazen de dünyada olup bitenden habersiz 18 aylık bir bebek, bazen de tek amacı insan haklarını koruyup geliştirmek için çaba gösteren hak savunucuları olmuştur” diye konuştu.

'KAMU GÖREVLİLERİNE CEZASIZLIK ZIRHI'

Kamu görevlilerinin fail olduğu dosyalarda yargının özensiz davrandığını belirten Mehmetoğlu, Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden kaynaklı yurttaşların uğramış oldukları ihlaller nedeniyle açılan ceza davalarında, fail durumunda olan kamu görevlileri “bölgenin hassas durumu” gerekçeleriyle cezasızlık zırhı ile korunduğunu vurguladı. 

'İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ SUÇLARDA ZAMANAŞIMI OLMAZ'

Mehmetoğlu, “Lice Katliamı Davası, Vartinis Davası, Sivas Madımak Davası, Musa Anter Davası gibi sembol dava dosyalarında, dava konusu katliamların üzerinden 30 yıl geçmiş olması nedeniyle verilen düşme kararlarının insan hakları hukuku açısından hiçbir meşru yönü olmadığını belirtmek isteriz” dedi.

İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı müessesinin uygulanamayacağını dile getiren Mehmetoğlu, ihlali yaratan kamu görevlilerini suç işleme konusunda cesaretlendirildiğini ifade etti. 

'GÜVENLİKÇİ POLİTİKALARDAN VAZGEÇİLMELİ'

Cezasızlık kararlarının Türkiye’nin toplumsal barışın inşa edilmesi yönündeki engellerden biri olduğunu vurgulayan Mehmetoğlu, faillerin yargı eliyle cezasız bırakılmasının yurttaşların güvenli bir gelecek tahayyül etmesine engel oluğunu söyledi.
Türkiye’nin içinde bulunduğu krizlerin tek çözümünün toplumsal barışın tesisi olduğunu belirten Mehmetoğlu, geçmişte yaşanmış ağır insan hakları ihlalleri ile yüzleşme, benzer ihlallere neden olacak güvenlikçi politikalardan vazgeçme, etkili, adil ve bağımsız yargı mekanizmaları oluşturulması çağrısında bulundu.