İHD: Ege Bölgesi hapishanelerinde 6 ayda 572 hak ihlali

Ege Bölgesi hapishanelerinde son altı aydaki hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporu paylaşan İHD İzmir Şubesi, mahpusların insan onuruna yakışır bir şekilde yaşama hakları olduğunu hatırlattı.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Dernek binasında düzenlenen toplantıda Şube Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Ahmet Çiçek ve Şube Başkanı Zafer İncin, hazırladıkları raporu kamuoyuyla paylaştı.

2022 yılı ocak, şubat, mart, nisan, mayıs ve haziran aylarını kapsayan raporda, İzmir 1 Nolu F Tipi (Kırıklar), İzmir 2 Nolu F Tipi (Kırıklar), İzmir Kadın Kapalı (Şakran), İzmir 1 Nolu T Tipi (Şakran), İzmir 2 Nolu T Tipi (Şakran), İzmir 3 Nolu T Tipi, İzmir 4 Nolu T Tipi (Şakran), Menemen T Tipi, Menemen R Tipi, Balıkesir/Kepsut L Tipi Hapishanesi, Ödemiş T Tipi, Akhisar T Tipi, Manisa T Tipi, Denizli T Tipi, Burhaniye T Tipi, Bandırma 1 Nolu T Tipi, Bandırma 2 Nolu T Tipi ve Bodrum S Tipi hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerine yer verildi.

'BİR HAPİSHANEDEKİ UYGULAMA İLE BİR BAŞKA HAPİSHANEDEKİ BİRBİRİNİ TUTMUYOR'

Önceki yıllarda olduğu gibi 2022’nin ilk 6 ayında da hapishanelerde baskıcı ve insanlık onuru ile bağdaşmayan yöntemler benimsenerek mahpusların her gün onlarca ihlalle karşı karşıya bırakıldığı ifade edilen açıklamada, bölge hapishanelerinde 572 hak ihlali görüldüğü belirtildi. Sağlığa erişim engeli, tecrit uygulaması, infaz yakma/denetimli serbestlik hakkının kullandırılmaması, sosyal faaliyet, sohbet, spor hakkının engellenmesi, sağlıksız ve yetersiz beslenme, kitap/mektup/ gazete engeli, iletişim engeli gibi hak ihlallerinin yoğun olarak yaşandığı belirtilen açıklamada, aynı yasa ve genelgelerle yönetilmesi gereken hapishanelerde bir hapishanedeki uygulamayla bir başka hapishanedeki uygulamanın birbirini tutmadığı kaydedildi.

Koğuşlardaki kapasitenin üstünde tutulan mahpuslara; yemeklerin, yetersiz verildiği, bazı mahpusların yerde veya dönüşümlü yatmak zorunda kaldığı, hijyenik olmayan ortamlarda yaşamak zorunda kaldıkları, bu durumun mahpusların sağlıklarında olumsuzluklar yarattığı bunun sonucu olarak da hasta mahpuslarda artış gözlemlendiği belirtilen açıklamada başta İmralı Hapishanesinde uzun zamandır sürdürülen ağır tecrit ve izolasyon olmak üzere Ege Bölgesi hapishanelerinde de tecridin, çeşitli biçimlerde uygulanmaya devam ettiği dile getirildi.

'TECRİTE DERHAL SON VERİLMELİ'

Mahpusların ailelerden uzak bölgelere inşa edilmiş hapishanelere sürgünlerinin, mahpuslarla birlikte alileri de cezalandırılma amacı taşıdığı ifade edilen açıklamada, son 6 ayda disiplin cezalarında artış gözlemlendiği, mahpusların yeterli, düzenli ve sağlıklı gıdalara erişme hakkının engellediği ve ekonomik sıkıntıların mahpuslara da yansıdığı belirtildi. Hasta mahpusların tedavilerinde sıkıntı yaşandığı kaydedilen açıklamada, bazı mahpusların ise polis ve MİT’le görüşmeye ve itirafçılığa zorlandığına dikkat çekildi. Açıklamada, “İki mahpusun intihar girişiminde bulunması birçok soruyu akla getirmektedir. Hangi koşullar insanları intihara sürüklemektedir? Sağlıklı ve insan onuruna yakışır bir yaşama hakkı en temel insani haktır. Fakat ne yazık ki bu 6 aylık sürede bölgemiz hapishanelerinde 8 ölüm görülmüştür. Bütün bu yaşanan yaşam hakkı ihlalleri ve genel hak ihlalleri mahpusların çeşitli kereler açlık grevine girmişlerdir. Maalesef ki koşullarda bir iyileşme görülmemiştir” denildi.

Yetkililere hapishanelerdeki mahpusların da insan onuruna yakışır bir şekilde yaşama hakları olduğu hatırlatılan açıklamada, şu taleplere yer verildi:

"-Hapishanelerdeki tecrit uygulanmalarına bir an önce son verilmeli,

-Başvuru ve şikâyetlerin herhangi bir kısıtlama olmaksızın ve derhal gerekli mercilere ulaştırılması sağlanmalı.

-Adli ve idari mekanizmalar, yapılan başvuru ve şikayetlerle ilgili etkin soruşturma yürütmeli,

-Hapishane rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan keyfi muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanmalı.

-Mahpusların aile ve dış dünya ile temas hakkı engellenmemelidir.

-Mahpuslar uluslararası ve ulusal mevzuatın emrettiği şekilde ailelerine ve avukatlarına mümkün olduğunca yakın hapishanelere sevk edilmelidir.

-Gazete, dergi, radyo, kıyafet, mektup ve kitap kısıtlaması vb. gibi çağ dışı yaklaşımlar terk edilmelidir.

-Anadilde görüşme, yazışma ve savunma hakları yasal güvence altına alınmalı, keyfi engellemeler kaldırılmalı.

-Mekan ve üst aramaları insan onuruna aykırı olmayacak şekilde ve Pandemi sürecinde hijyenik koşullar yaratılması koşuluyla olmalıdır.

-Adeta mahpusları sindirme araçları haline gelen, disiplin cezalarında insan haklarına aykırı yasal düzenlemeler kaldırılmalı, pratikten kaynaklanan hukuka aykırılıklar giderilmeli,

-Mahpuslara yaşatılan işkence ortamından derhal vazgeçilmeli, mahpuslara uluslararası hukukun emrettiği şekilde insan onuruna yaraşır bir şekilde bir muamele gösterilmeli,

-Yerel ve uluslararası mevzuat hükümlerine uygun şekilde, "bağımsız" ulusal ve uluslararası heyetlerin etkin denetim mekanizmalarının oluşturulmasının önü açılmalı,

-İstanbul Protokolü tekrar kabul edilmeli,

-İnsanlık onuruna yakışmayan Çıplak arama işkencesinden vazgeçilmeli,

-Mahpusların sosyal ve kültürel aktivitelerindeki kısıtlamalar kaldırılmalı,

-Mahpuslarla ilgili olarak “ayrımcılık yasağına” aykırı düzenleme ve uygulamalardan vazgeçilmeli,

-Başta yaşam hakkı göz önüne alınarak sağlığa ve tedaviye erişim haklarının önündeki engeller ve kısıtlamalar kaldırılmalı,

-Türkiye genelinde aşılama yaş sınırının 18 yaşa çekilmesi de göz önünde bulundurularak hapishanelerde kalan mahpusların aşılarının bir an önce yapılması sağlanmalı,

-İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan mahpuslar ve tüm hapishanelerdeki mahpuslar üzerindeki tecrit uygulamasına derhal son verilmelidir." (DUVAR)