İHD, suları kesilen mevsimlik işçiler hakkında gözlem raporu yayınladı

İHD, Çanakkale'deki Pekmezli köyündeki mevsimlik işçilerin sularının kesilmesiyle ilgili gözlem raporu yayınladı. Raporda temiz ve kullanılabilir içme suyunun en temel insan hakkı olduğu belirtildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Çanakkale'nin Biga ilçesinde bağlı Pekmezli köyünde çalışmak için Urfa'nın Siverek ilçesinden gelen mevsimlik işçilerin kaldıkları bölgede 19 Temmuz'dan beri sular kesik. Yaklaşık 200 aileden 1000 kişinin çadırlarda yaşadığı köydeki durumunu incelemek için heyet oluşturan İnsan Hakları Derneği (İHD) Çanakkale Şubesi, 22 Temmuz'da Pekmezli köyüne yapılan ziyaretle ilgili gözlem raporu yayınladı.

'VALİLİK YENİ KUYUNUN PAZARTESİ GÜNÜ DEVREYE SOKULACAĞINI SÖYLEDİ'

Durumun CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan'a iletildiği ve Ceylan'ın da Valilik ile görüştüğü belirtilen raporda, "Şimdilik soruna geçici çözüm olarak tankerle su taşındığını bildirdi, bizim ziyaretimiz sırasında da tanker su getirdi. Mv. Özgür CEYLAN, pazartesi hızla yeni kuyunun devreye sokulacağını valilikten bu yönde bilgi verildiğini söyledi. Mevsimlik işçilerin çavuşlarından, Cengiz AKTAŞ, heyetimiz olay yerinden ayrıldıktan sonra, heyet üyelerinden Turgut HASKAN’ı telefonla arayarak, köyden bir kişinin kendisini aradığını, 'Sen ortalığı karıştırıyorsun, sizin burada ne işiniz var, sizi burada istemiyoruz, paranızı vermeden sizi buradan göndeririz' diyerek tehdit ettiğini, bu tehditlere boyun eğmeyeceklerini ve su gelene kadar tarlalarda çalışmayacaklarını ifade etti" denildi.

'KÖYÜN ÇEŞMESİNDEN SU DOLDURURKEN MUHTAR KOVDU'

Raporda işçilerle yapılan görüşmelere de yer verildi. Mevsimlik işçilerden Yaşar İsye, yaşananları, "Kendi imkanlarımızla borularını döşediğimiz suyumuz, 70 günden beri normal akıyor iken, arife günü kesildi, üç gün sonra 21.07.2021 Tarihinde bayramın ikinci günü tankerler su deposuna su getirdikten sonra su yeniden akmaya başladı, sular kesik iken buraya gelen jandarma köyün içinden veya yakın çevre köylerdeki çeşmelerden, camilerden içmek için su alabileceğimizi söyledi. Tesadüfen muhtar da yanımızda idi, ben jandarma komutanına 'Dün içmek için köyün içindeki çeşmeden elimdeki bidona su doldurur iken muhtar bir daha buradan su doldurma diyerek beni kovdu' dediğimde muhtar hiçbir şey demeden yanımızdan uzaklaştı" diye anlattı.

'İKİNCİ SINIF DEĞİL, DÖRDÜNCÜ SINIF İNSAN MUAMELESİ GÖRÜYORUZ'

Mevsimlik işçilerden Hatip Dicleli, Kürt olmaları nedeniyle kendilerine ayrımcılık yapıldığını söyleyerek, "Çocuğum hastalandı, hastaneye götürdük. Sudan olduğunu söylediler. Biz burada ikinci sınıf değil dördüncü sınıf insan muamelesi görüyoruz. Suyu önce köylüler kendilerine kullanıyor, sonra hayvanlarını suluyor, daha sonra arabalarını yıkıyor, en son olarak ta eğer su artarsa bize su veriliyor" dedi.

MUHTAR: AYNI SU DEPOSUNDAN AYNI SUYU İÇİYORUZ

Muhtar Ahmet Çakır ise suları kendisinin kesmediğini belirterek, "Köyümüzün suları zaten az idi, valilik tarafından buraya yerleştirilen mevsimlik işçiler de gelince suyumuz iyice azaldı. Ben daha önce valiliğe yeni sondaj kuyuları açılması için dilekçe vermiştim. Bayramda köyün nüfusu arttığı için arife günü sularımız kesildi. Ben mevsimlik işçilerin sularını kesmedim, aynı su deposundan aynı suyu içiyoruz. Su deposuna tankerler su doldurduğu zaman köyün de suları akmaya başlıyor. Su sorununu çözmek için üç adet su kuyusu açtık. Ilk ikisinde su bulunamadı, bayramdan bir hafta önce açılan üçüncü kuyuda su bulundu. Çıkan suyu tahlile gönderdik, sonucunu bekliyoruz. Büyük ihtimalle bir hafta on gün içerisinde su sorunumuz çözülmüş olacak. Bir iki hafta içerisinde toplayıcılar da geleceği için mevsimlik işçilerin nüfusu ikiye katlanacak." ifadelerini kullandı.

VALİLİK GEREKSİNİMLERİ KARŞILAMAKLA MÜKELLEF

Raporun sonuç bölümü şu şekilde: "Pandemi’den dolayı belli bir bölgede mevsimlik işçileri ikamete zorlayan valilik hem fiziki koşulları hem de en temel ihtiyaç olan su gereksinimini karşılamakla mükellef olduğu açıktır. Temiz ve kullanılabilir içme suyu en temel insan hakkıdır. Özellikle pandemi koşullarında, hijyen ihtiyacının bu kadar arttığı ve hava sıcaklıklarının çok yüksek olduğu bu günlerde, başvurucuların maruz bırakıldığı mahrumiyet, her türlü salgın hastalığa davetiye çıkarmakta olup, kabul edilemez. Bu nedenle, yakın zamanda ikiye katlanacak olan nüfus’u göz önüne alarak, kamu otoriterlerini hızlıca başvurucuların temiz su, tuvalet, duş ve sağlık hizmeti ihtiyaçlarını karşılamaya çağırıyoruz.  Ayrıca, düzenli ilaçlama yapılması ve sağlık ekibi görevlendirilip çadırlarda çok kötü koşullarda kalan çocuklar başta olmak üzere herkesin sağlık taramasından geçirilmesi gerekmektedir." (HABER MERKEZİ)