İkizdere'de bilirkişi keşfi yapılacak: 'Şirket hukuksuz çalışıyor'

İkizdere'de 'ÇED gerekli değildir' kararının iptalinin ardından taş ocağı ruhsat iptali için de 13 Haziran'da bilirkişi keşfi yapılacak.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

Rize İdare Mahkemesi'nin verdiği kararı şirketin 30 gün içerisinde uygulamak zorunda olduğunu ifade eden Okumuşoğlu, verilen "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir" kararının Rize İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesine rağmen şirket çalışmalarını sürdürüyor.

İkizdere'de 2021 yılında İyidere'deki lojistik merkez ve liman projesinin taş ihtiyacını karşılamak için Cengiz İnşaat'ın açtığı taş ocağı bölgede büyük bir doğa direnişine sahne olmuştu. 8 ay süren direnişin sonunda acele kamulaştırma kararı ile kolluk kuvvetlerinin yoğun müdahalesi sonucu şirkete teslim edilen taş ocağı mahkeme kararları beklenmeden faaliyetlerini 3 yıl boyunca sürdürdü. Bölgenin doğası tahrip edildikten sonra ise geçtiğimiz hafta Rize İdare Mahkemesi, açılan dava sonucu "ÇED gerekli değildir" kararını iptal etti. Kararın iptali şirketin faaliyetlerini durdurup 30 gün içerisinde bölgeyi terk etmesi anlamına geliyor.

'ŞİRKET KANUNA AYKIRI ÇALIŞIYOR'

Rize İdare Mahkemesi'nin "ÇED gerekli değildir" kararını iptal etmesine rağmen Cengiz İnşaat Eskencidere Vadisi'nde çalışmalarına devam ediyor. Yöre halkı ve davanın Avukatı Yakup Şekip Okumuşoğlu, mahkeme kararına rağmen şirketin çalışmaya devam etmesinin hukuksuz olduğunu dile getiriyor.

Rize İdare Mahkemesi'nin verdiği kararı şirketin 30 gün içerisinde kararı uygulamak zorunda olduğunu ifade eden Okumuşoğlu, "Şirket muhtemelen temyiz hakkını kullanacaktır. Fakat bu kararın yürütmesini Danıştay durdurmadığı müddetçe orada çalışmamaları gerekir. Şu anda kanuna aykırı bir çalışma yapılıyor. Mahkeme kararına rağmen çalışmaya devam etmeleri suç. Bu nedenle Valiliğin, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'nün harekete geçmesi gerek" dedi.

Taş ocağı ruhsatının iptal edilmesi için açılan dava ile ilgili bilirkişi incelemesinin 13 Haziran'da gerçekleştirileceğini bildiren Okumuşoğlu, "13 Haziran'da orada olacağız ve keşfe katılacağız. Nasıl bir katliam yaşandığını göstererek şirketin çalışmalarının durdurulmasını talep edeceğiz" sözlerini kullandı.

Avukat Yakup Okumuşoğlu

'BİLİRKİŞİ DAVASINA DOĞASEVERLERİ BEKLİYORUZ'

İkizdere Çevre Derneği (İÇDER) Çevre Komisyonu Başkanı Osman Baş, Rize İdare Mahkemesi'nin "ÇED gerekli değildir" kararını iptal etmesini olumlu karşıladıklarını fakat mahkeme sonuçları beklenmeden şirketin çalışmasına izin verilmesinin tahribatın önüne geçilmesini engellediğini ifade etti.

Taş ocağı açılması kararı verilmesinden itibaren yöre halkı olarak projeye karşı çıktıklarını belirten Baş, "İkizdere'deki taşın çok değerli olduğunu söylediler fakat bu doğru değildi. Karadeniz'in genelinde bazalt türü kayaçlar var. Zaten Eskencidere Vadisi'nde blok taş değil tahkimat taşı alındı. Buradaki esas amacın taşı uzak mesafeden temin eden şirketin daha fazla para kazanması olduğunu düşünüyorum. Sonuç olarak Eskencidere Vadisi mahvedildi. Dere suyu kullanılamaz hale geldi. O bölge suyunu Eskence deresinden sağlıyordu. Şu anda içme suyu satın alınmak zorunda. Ormanlar kesildi, yaban hayatı yok edildi" dedi.

Hukuksal mücadelelerin sürdüğünü belirten Baş, "Her şeye rağmen 'ÇED gerekli değildir' kararının iptal edilmesi, tahribatın devam etmemesi adına olumlu bir karar. Şimdi taş ocağı ruhsatının iptali ile ilgili açtığımız davada da mahkeme yeni bir bilirkişi belirledi. Daha önce belirlenen bilirkişi doğru karar verdiği için rapor iptal edilmişti. Haziran ayının 13'ünde bilirkişi yeniden tespit yapmaya gelecek. Bilirkişi keşfi için bütün duyarlı vatandaşları, bütün doğaseverleri 13 Haziran'da İkizdere'ye bekliyoruz" sözlerini kullandı.

İkizdere Dernekleri Federasyonu Çevre Komisyonu Başkanı Osman Baş

'MAHKEME BİZE 'PARDON' DEDİ'

Yöre halkından Dursun Baş da geç de olsa hukuksal mücadelelerinde sonuç almalarının sevindirici olduğunu ifade etti.

Mahkeme kararını "Her yer talan olduktan sonra da mahkeme 'pardon' dedi" sözleriyle değerlendiren Dursun Baş, "Madem durdurma kararı verilecek bir davaydı neden mahkeme sonuçlanmadan şirketin vadiye girilmesine izin verildi? Burası haftalarca abluka altına alınmıştı. Mahkeme sonunda doğru kararı verdi ama geç verdi. Bunu da direnmemizin karşılığında bir kazanım olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.

 Osman Baş taş ocağı sınırındaki evde yaşıyor.