İktidardan muhalefete sürdürülemeyen film festivalleri
Meşhur sözdür: Türk gibi başla Alman gibi sürdür İngiliz gibi bitir. Biz Türk gibi başlamak noktasında mahiriz ama Alman gibi disiplinli sürdüremiyoruz. Çok sayıda belediye film festivali için hızlıca başlangıçlar yaptı ama son 10 yıl içinde neredeyse hiçbiri Alman gibi devam ettiremedi.
Yerel seçimlerin tamamlanmasıyla birlikte değişen belediye başkanlarından sonra belediyelere bağımlı olan Anadolu’daki film festivallerinin akıbetleri merak konusuydu. Sonuçlar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. İlk kaybeden geçen yıl 3. kez yapılan İzmir Müzik ve Film Festivali oldu.
ÜLKENİN FİLM FESTİVALİ ÖZETİ: BAŞKANIN ÖMRÜ KADAR
Sanat ve iktidar ilişkisi Osmanlıdan beri değişmedi. Kaside söyleyen şairlere padişahların ihsanda bulunması gibi devlet yöneticilerinin inisiyatifleriyle oluşan bir sanat ortamımız söz konusu. Bu sanat ortamı İstanbul dışında ise neredeyse tamamen yerel belediyeler ya da merkezi hükümetin sunduğu sanat dinamikleri çerçevesinde kalmaya mahkûm halde varlığını devam ettiriyor. Bu kısıtlı ve bağımlı ilişki de yöneticilerin değişmesiyle birlikte sonlanıp tekrar başa döndüğü için bizim kurumsallaşmış sanat mekanizmalarımız bir elin parmakları kadardır. Bu bağımlı ilişkilenme özellikle film festivallerinde daha da belirgindir. Bir sanat meraklısının el vermesiyle başlayıp da devamı gelmeyen nice festivalimiz söz konusu. Son örnek 3 yıldır devam eden İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali.
İzmir’in geçmiş belediye başkanı Tunç Soyer’in sinemaya dair farkındalığının yüksek olduğunu gösteren hamleler görmüştük. İzmir Sinema Ofisi, bu hamlelerin başında geliyor. İzmir'de gerçekleşen film yapım projelerini destekleyip kolaylaştırmayı amaçlayan bu ofis projesiyle birlikte, yönetmenlerin İzmir’de film çekme motivasyonları yükseldi. Önümüzdeki dönem, geçmişten daha fazla sayıda film İzmir’de çekilecek. İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önemli hamlelerinden biriydi. Festival direktörlüğünü Vecdi Sayar’ın yaptığı İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali, ülkedeki az sayıdaki tematik film festivalinden biri olarak 2020’de yola çıkmıştı. Müzik temalı tek festivalimiz olduğunu da söyleyebiliriz. Bu özel ve tematik festival haziran ayının sinema namına önemli bir sektörel buluşmasını 3 yıldır İzmir’de gerçekleştirmeyi başarmıştı. Gel gör ki ülkenin makus talihi burada da devreye girdi. Adeta bir klasik olarak belediye başkanı değişince İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali sessizce yok olma yolunu tuttu. Bu yıl yapılmıyor.
MALATYA FİLM FESTİVALİ: BAŞKAN LÜTFEDERSE YAPILIR
Bir klasik diyorum zira bunun gibi nice örnek festival var. Malatya Uluslararası Film Festivali de bunlardan biri. Üstelik 10 yıl yapıldıktan sonra değişen başkanların rüzgârından kendini koruyamamıştı. İlki 2010’da dönemin Malatya Valisi Mehmet Ulvi Saran’ın kişisel olarak sinemaya olan ilgisiyle ortaya çıkan festival, Saran'ın görevi bırakmasından sonra da devam edebilmişti. Valilik'ten Malatya Büyükşehir Belediyesi’ne devrolan festival yönetimi, 8. Malatya Uluslararası Film Festivali'nde Nuri Bilge Ceylan’ın jüri başkanlığı yapmasıyla sıçrama yapmış, gerçek anlamda uluslararası bir festival görünümüne kavuşmuştu. Ancak belediye başkanının değişmesiyle festival yönetimi de değişmiş, 9. yılında Yeşilçam nostaljisine dönüşmüştü. Sonraki yıl başka bir ekibe devredilince de dönemin trend ödül sistemi olan cinsiyetsiz ödüllendirme yapacağını duyurmuş, buna gelen tepkileri de belediye göğüsleyemeyince o yıl festival iptal edilmişti. 2021’de yeniden Yeşilçam havasında yapılan festivalin, 10 kez yapıldıktan sonra 2022’de artık duyuru yapma ihtiyacı bile hissetmeden yapılmayacağı kulaktan kulağa yayılmıştı. Böylece aramızdan sessizce ayrıldı.
BURSA İPEKYOLU FİLM FESTİVALİ: NOSTALJİK BİR BURSA HATIRASI
2006-2009 yılları arasında yapılan Uluslararası Bursa İpekyolu Film Festivali de 4 kez yapılabilen, Bursa Büyükşehir Belediyesi himayesinde sinema yazarı Burçak Evren’in yönetimindeki festivaldi. Ulusal ve uluslararası bölümlerde güncel ve değerli filmlerin gösterilip yarıştığı festival de yönetim değişikliklerinin kurbanı oldu. Bursa gibi önemli bir merkezde ne yazık ki bu çerçevede bir film festivali hâlâ organize edilemedi. Başkanlar değişti, belediye iktidar partisinden muhalefet partisine geçti. Türlü farklılıklar oldu. Lâkin sinema namına ses yok.
TÜRK GİBİ BAŞLAYIP ALMAN GİBİ SÜRDÜRÜLEMEYEN BELEDİYE FİLM FESTİVALLERİ
Meşhur sözdür: Türk gibi başla Alman gibi sürdür İngiliz gibi bitir. Biz Türk gibi başlamak noktasında mahiriz ama Alman gibi disiplinli sürdüremiyoruz. Çok sayıda belediye film festivali için hızlıca başlangıçlar yaptı ama son 10 yıl içinde neredeyse hiçbiri Alman gibi devam ettiremedi. Trabzon, Edirne, Aksaray, Mersin Kapadokya gibi başarısız denemeler, son 10 yıl içinde tarihteki yerini alan film festivali deneyimleri oldular.
Aksaray Ihlara Film Festivali, 05–07 Eylül 2014’te ilk defa yapılmıştı. Festivalin tanıtımında gelecek iddiası, bir plato olmaktı. Dönemin Aksaray Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı, "Bu yıl ilk defa düzenlenecek Aksaray Ihlara Film Festivali ile 100. yılını yaşayan Türk sinemasına önümüzdeki yıllarda gelişerek büyüyecek yenilikçi bir film festivali kazandırmayı amaçlıyoruz" demişti. Ancak artık sadece sinema tarihçilerinin festival arkeolojisi gündeminde yer alabiliyor.
Edirne’de 1-5 Ekim 2015’te yapılan Edirne Film Festivali de tek kurşunu olan festivallerden biriydi. Edirne Valisi Dursun Ali Şahin festival için, "Artık Edirne denilince sinema ve kültür festivali akla gelecek. Edirne, kendini bu yönüyle tanıtacak ve ifade edecek" demiş. Ancak Edirne hâlâ ciğerle anılıyor. Ama iyi yapıyorlar orası ayrı.
Trabzon’da da bir film festivali yapılmıştı. 16-26 Ağustos 2017 tarihinde uluslararası olarak yapılan film festivali hızlı bir giriş yaparak 14 ulusal uzun metraj film, 8 uluslararası uzun metraj film, 12 ulusal belgesel ile 20 ulusal kısa filmin yarıştığı bir festival olarak start almıştı. En iyi filme de Altın Kemençe ödülü verilmişti. Başlarken büyük hedefleri vardı. Dönemin Trabzon Valisi Yücel Yavuz; “Değerli Trabzonlularımızın katkısıyla festivalin birincisini en iyi şekilde gerçekleştirip bunu gelenek haline getireceğiz. Karadeniz’in de film alanında festivali uluslararası alanda başlayıp ilerlemeye devam edecek” demiş. Festivalin düzenleyicilerinden ANADER Başkanı Asım Aykan, Trabzon'un yerini sadece Trabzonspor ile değil kültürle ve sanatla belirlemek gerektiğini söylemiş. Ancak festival Karadeniz’de esen sert rüzgarlara yenik düştü, bir daha yapılamadı. Anlaşılan o ki Trabzonspor şehrin temsili için yeterli gelmeye devam ediyor. Karadeniz bölgesi ülkenin sinema festivalleri namına hâlâ en yoksul bölgesi. 2024 yılı itibarıyla Karadeniz bölgesinde uzun metraj ulusal filmlerin gösterildiği bir tane bile festival yok.
Bir yıl sonra ülkenin güney bölgesinde de yeni bir festival kendini duyurdu: İçel Ulusal Film Festivali. 16 – 19 Kasım 2018’te yapılan festival de bir daha yapılamadı. İçel Film Festivali’nin Genel Sanat Yönetmeni Ergun Pusat, “Altın Portakal ve Altın Koza’ya yani Adana ve Antalya’ya alternatif olacak bir film festivali yapma düşüncesindeyiz. O festivallerde yer verilmeyen sanatçılarımızı bu festivale davet ediyoruz” demiş. Ancak kendilerinden bir daha haber alınamadı.
YAPILMAYAN BÜROKRASİ FESTİVALLERİ
Belediyelerin organizasyonunda başlanıp da gerisi getirilemeyen festivallerin yanında Bakanlıkların, başkanlıkların, müdürlüklerin kısacası merkezi devlet teşkilatının da başlayıp sonra koşarcasına uzaklaştıkları film festivali deneyimleri oldu.
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün organize ettiği "Dünyanın en geniş katılımlı ve kapsamlı tematik film festivali" olarak duyurulan Uluslararası Göç Filmleri Festivali, 2020’nin 14-21 Haziran tarihleri arasında yapılmıştı. Nuri Bilge Ceylan, Cristi Puiu, Danis Tanović, Michel Franco, Emir Hacıhafızbegoviç’in MasterClass yaptığı, büyük paralar dağıtılan, çok sayıda Hollywood ünlüsünün dahil edildiği bu festival de sadece 1 yıl yapıldı. Dünyanın en çok göçmenini barındıran Türkiye, anlaşılan o ki bu göçmenleri anlatan filmleri gösterme başarısını yürütemiyor. "Dünyanın en geniş katılımlı ve kapsamlı tematik film festivali" olmasaydı da her yıl yapılan bir film festivali olsaydı keşke.
Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) da festival işine girmişti. 2021’de Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali, 27-29 Ağustos 2021 tarihlerinde İstanbul’da yapılmıştı. Bir daha ses çıkmadı. Festival kavramının devlet kurumları tarafından nasıl göründüğü, ne istendiği sanırım tam bilinmiyor. Başlanıyor ama devam edilemiyor.
İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali’nin yeni belediye başkanı tarafından kaldırılması vesilesiyle son 10 yılda belediyeler ve merkezi yönetim organlarının film festivali karnesini çıkarmış olduk. İktidar ya da muhalefet belediyeleri fark etmeksizin ülkede belediyeler film festivallerinin önemini kavrayamadılar. Bu tabloda çıkan sonuç bunu gösteriyor.
Rıza Oylum Kimdir?
1984 İstanbul doğumlu. İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans, Trakya Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans eğitimi aldı. Varlık, Virgül, Agora, RadikalGenç, Birgün, Cumhuriyet Kitap, Film Arası, Kitapçı, Sendika.org, ve Edebiyathaber.net gibi farklı mecralarda sinema ve edebiyat merkezli metinler yayımladı. Uzakdoğu Sineması, Rus Sineması, Alman Sineması, Ortadoğu Sineması, Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri, Doksanlar, Dünya Yazarlarından Yazarlık Dersleri ve İran Sineması kitaplarını yazdı. Ulusal ve uluslararası festivallerde jüri, küratör ve yayın editörü görevlerinde bulundu. Türkiye’de ve yurtdışında ülke sinemaları üstüne konferanslar verip workshoplar yaptı. Halihâzırda bir vakıf üniversitesinde sinema tarihi dersleri veriyor. Seyyah Kitap’ın genel yayın yönetmenliğini sürdürüyor.
'Hemme'nin Öldüğü Günlerden Biri': Israrla Kürtçesiz 02 Ekim 2024
'Dışavurumcu' İran sineması: Festivale film çekmek 07 Eylül 2024
Tuncay Akça’nın bilinmeyen başrolü: Bebek 21 Ağustos 2024
Safranbolu’da belgesel festivali: Süha Arın’ın izinde 25 yıl 08 Haziran 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI