İlber Ortaylı: Sağ-sol ayrımıyla en değerli evlatlar harcandı
Türkiye'nin 'sağcı, solcu' ayrımıyla en değerli evlatlarını harcamış bir memleket olduğunu söyleyen İlber Ortaylı "Benim aklımın almadığı bir şeydir, Türkiye nasıl böyle bir israfı yapmıştır" dedi.
DUVAR - Tarihçi yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, 120 yayınevinin buluştuğu 7. Üsküdar Kitap Fuarı kapsamında okurlarıyla bir araya geldi.
Üsküdar Belediyesince Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen fuarda konuşan Ortaylı, Türkiye tarihi hakkında yabancı dillerde yazılmış eserlerle tarih öğrenilemeyeceğini, dürüst entelektüel oryantalistlerin sayısının 19. yüzyıldan bugüne azaldığını söyledi.
Türkiye'de sağ ve sol düşünce ayrımının yapay olduğunu savunan Ortaylı, şunları anlattı:
"Gerçek anlamda memleketi tanıyan, meselelerine inen, tarihini tetkik eden insanların sağcılığının ve solculuğunun problemlerle alakası yoktur. 1940'ların Türkiye'si sağcı ve solcu kisvesi altında en değerli evlatlarını harcamış bir memlekettir. Bu 1950'lerde de 1960'larda da böyle devam etti. Demek ki yapılacak bir şey vardır. Burada dikkatinizi toparlamak zorundasınız. İnsanlarımızı bu şekilde tasnif edemezseniz ve literatürü tararken de buna dikkat edeceksiniz. Eğer sağcılık ve solculuğu ayırarak okumaya çalışsalardı bugün Rusya halkının ne Dostoyevski'si olurdu ne Çehov'u ne de Tolstoy'u. Hepsine bir kulp takarlardı. Polis raporlarına göre bir rafa koyarlardı. Benim aklımın almadığı bir şeydir. Türkiye gibi bir memleket nasıl böyle bir israfı yapmıştır. Bizim insanlarımızı, değerlerimizi, görüşlerimizi israf etmek, harcamak gibi bir lüksümüz yok."
'LİSE EĞİTİMİNDE DE İHTİSASLAŞMA OLMALI'
İlber Ortaylı, eğitimde ihtisaslara ayırmanın sadece üniversite seviyesinde değil lise seviyesinde de yapılması gerektiğine işaret ederek, lise eğitiminde İngilizce'nin yanı sıra Arapça, Farsça, Latince ve eski Yunanca gibi dillerin öğretilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Gençlere Osmanlı Türkçesi öğrenmeleri tavsiyesinde de bulunan Ortaylı, "Maalesef Osmanlı tarihinin temel metinlerini hâlâ yeni çeviriyorlar. Almanca'nın da 18. asır belgelerini okumak bir ihtisas işidir. Şimdi siz zannediyorsunuz ki 19. asrın başlarında Osmanlıca okuyan insanlar her şeyi biliyor da siz bilmiyorsunuz. Öyle bir şey olur mu ya? Herkesin Osmanlıca öğrenmesine lüzum yoktur ama bugünkü Türkiye'nin içinde iki milyona yakın insan bunu öğrenirse, bu konuda derinleşirse mesele biter" değerlendirmesinde bulundu.
Ortaylı, Türkçedeki Farsça ve Arapça kökenli kelimeleri ayırt etmenin önemine de değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Mantıklı terimler bulmak, sinonim dediğimiz eşsesleri ayırmak ve teferruata hizmet eden ayrımları iyi kullanmak zorundasınız. Hayatınızda lügat kullanmaktan vazgeçmeyin. Bu tip gerçek lügatleri de o cebinizdeki aletlerde bulamazsınız. Cep telefonlarını da lütfen az kullanmayı öğrenin. Çünkü yanlış bilgiler de veriyor. Hele internetteki Türkçe bilgiler falan. Bunlarla kendinizi kurtaramazsınız." (İSTANBUL-AA)