İlhan Palut’un oyunu Avcı’nın oyunundan daha güçlü
Her oyun iktidarı önce inisiyatif gerektirir sonra da kuşatma. Kendini riske etmeden de kuşatmak mümkün olmadığına göre, Avcı savunmanın da katıldığı ve kuşattığı bir hücum planını üretmek zorunda. Yoksa vur kaçlarla şampiyon olmak çok zor.
İlhan Palut’un oyununu ‘’geçiş oyunu’’ olarak tanımlayıp kısmen küçümsemek hiç doğru bir kavrayış değil. Avcı, maç önü açıklamasında, Konyaspor oyununu böyle ifade etti ve Palut oyununu nasıl da yanlış kavradığını, açıkça beyan etmiş oldu. Konyaspor’un geçişleri neredeyse kusursuzca uyguladığı doğru ama geçişlerdeki bu ustalık, bütün oyunu böyle nitelememizi gerektirmez; çünkü Palut, geçişleri de içeren çok güçlü bir monopol oyun inşa etmiş. Beş oyuncuyla savunuyor ve beş oyuncuyla hücum ediyor. Hücum ve savunmada çok kuvvetli bir denge var ve takım Türkiye liglerinden tanık olmadığım uzun pas isabetiyle oynuyor.
Geçiş oynayan takım, genellikle bekleyen ve yaptığı presle, top kapıp hücum eden takım oluyor. Konya geride beklemiyor. Tam tersine, rakip için alanı o kadar daraltıyor ki, top oynanacak alan kalmıyor desek, yanlış bir şey söylemiş olmayız. Üstelik ikinci bölgede hiç oyalanmayan bir takım Konyaspor. Merkezden kenarlara uzun ve isabetli toplar atan, dinamik bir ters top yapılanmasına sahip.
8. dakikada Victor Hugo’nun kırmızı kartından sonra, Konyaspor, Trabzonspor’a adeta eziyet etmeye başladı. Bu eziyet beraberinde bir gol ve tam 40 dakika süren bir kuşatma getirdi. Aslında eziyete davetiye çıkaran Avcı’ydı. Konya’nın geçiş takımı olduğuna inandığı için defansı hiç ileriye çıkarmadı. Vitor'da kırmızı kart görünce, eh bahanesi de oldu.
Vitor kırmızı kart görmeseydi de bu maç aynen böyle oynanacaktı. Çünkü, Avcı, savunmanın ataklarda güçlü bir rol almasına izin vermiyor. Daha doğrusu savunmanın hücum girişimlerinde ciddi bir rol oynaması için gereken yapıları inşa etmiyor Avcı.
Ama ikinci yarının hemen başında Konyaspor’un ikinci golü gelince, takım kendiliğinden inisiyatif aldı. Demek ki oluyormuş. Demek ki biraz cesur olmak lazımmış. Demek ki hücumu sadece yetenekli ayaklara havale etmek doğru değilmiş. Demek ki, Trabzonspor’un derdi aslında savunmanın da katıldığı monopol hücumlar yapamamakmış.
Altmışıncı dakika da İlhan Palut el frenine bastı. Bunu neden yaptı bilmiyorum. Ama bu yanlış karar, yani oyunu soğutma ve temposunu düşürme kararı, Trabzonspor’un Konyaspor yarı sahasına yerleşmesine neden oldu. Özellikle de bir dokuz dakikalık Trabzonspor oyun var ki, bunun her saniyesini Avcı’ya seyrettirmek lazım. Takım tek blok halinde bir kâbus gibi Konyaspor ceza sahası çeperine inmiş; savunma ve hücum arasında on metrelik mesafe bile yok ve bu korkunç kuşatma, isabetsiz vuruş ve şutlara rağmen topların Trabzon’da kalmasını sağlıyor.
Her oyun iktidarı önce inisiyatif gerektirir sonra da kuşatma. Kendini riske etmeden de kuşatmak mümkün olmadığına göre, Avcı savunmanın da katıldığı ve kuşattığı bir hücum planını üretmek zorunda. Yoksa vur kaçlarla şampiyon olmak çok zor.
Çok keyifli bir maç oldu. İlhan Palut kutlanması gereken bir oyun oynuyor. Abdullah Avcı’ da kendi röntgenini gördü.