İlk kez bir asteroidin üçüncü uydusu keşfedildi
On dokuzuncu yüzyılda keşfedilen Elektra adlı asteroidin üçüncü bir uyduya sahip olduğu keşfedildi. Elektra, kısa süre önce tespit edilen üç uydusuyla, türünün bilinen ilk örneği oldu.
Michelle Starr
On dokuzuncu yüzyılda keşfedilen bir asteroit, şimdiye kadar gözlemlediğimiz en kalabalık örnek olarak kayıtlara geçti. Ona ‘130 Elektra’ ya da kısaca ‘Elektra’ adı verildi ve gökbilimciler bir veya iki değil, tam üç küçük uydu eşlikçisi ya da ayı olduğunu keşfettiler. Bu keşif onu yalnızca bugüne dek keşfedilen en kalabalık asteroit sistemi yapmakla kalmıyor, aynı zamanda gelecekte diğer solgun ve görülmesi güç asteroit uydularını nasıl bulabileceğimizi gösteriyor.
Tayland Ulusal Astronomik Araştırma Enstitüsü’nde görevli Anthony Berdeu öncülüğündeki bir astronomi ekibi, yayınladıkları makalede “Elektra şu ana dek kayıt altına alınan ilk dörtlü sistem” diyor: “Bu yeni tespit, araçların fiziğini modelleyen özel veri azaltma ve işleme algoritmalarının kontrast sınırlarını daha da zorlayabildiğini ortaya koyuyor.”
TÜRÜNÜN TEK ÖRNEĞİ
Asteroitlerin daha küçük eşlikçilere sahip olması daha önce bilinmeyen bir şey olmasa da onları tespit etmek fazlasıyla zor. Bugüne dek kayıt altına aldığımız 1 milyon 100 binden fazla asteroitten 150 tanesinin en az bir uyduya sahip olduğu biliniyor.
Yaklaşık olarak 260 kilometre çapındaki Elektra, ilk defa 1873 yılında Mars ve Jüpiter arasında bulunan asteroit kuşağında keşfedildi; bununla birlikte, ‘S/2003 (130) 1’ adlı ilk uydusu tam 130 yıl sonra, 2003’e dek keşfedilemedi. İkinci uydusu olan ‘S/2014 (130) 1 ise 2014 yılında keşfedildi.
Bu uyduları saptamanın biraz zaman almasının iyi bir sebebi var. Asteroitler küçük ve çoğunlukla solgun gök cisimleridir. Bir asteroidin yörüngesinde dönebilecek kadar küçük bir şey de daha solgun görünecek ve büyük ihtimalle ana asteroit tarafından neredeyse tamamen gölgede bırakılacaktır. mUydu gökcismi ne kadar küçük ve asteroide ne kadar yakınsa, onu görmek de o kadar zor olur. Bu durum, diğer yıldızların çevresinde dönen ötegezegenleri doğrudan görmenin zorluğuyla çok benzerdir.
YENİ BULUNAN UYDU SADECE 1.6 KİLOMETRE ÇAPINDA
S/2003 (130) 1, sadece 6 kilometre çapında ve Elektra’nın yörüngesinde ortalama 1300 kilometre mesafede dönüyor; S/2014 (130) 1 ise yalnızca 2 kilometre çapında ve ortalama yörünge mesafesi 500 kilometre. Yeni keşfedilen uyduya ‘S / 2014 (130) 2’ adı verildi ve daha küçük ve daha yakın bir konumda: Yalnızca 1,6 kilometre çapında ve ortalama 340 kilometrelik bir yörünge mesafesinde dönüyor. Bunlara ek olarak, Elektra’dan 15 bin kat daha sönük bir ışığa sahip.
Berdeu ve meslektaşları, onu bulmak için Avrupa Güney Gözlemevi’nin [ESO] Çok Büyük Teleskop’una bağlı SPHERE adlı aracın arşiv verilerini aldılar ve ham verilerdeki gürültüyü yüksek verimlilikte gidermek amacıyla yeni geliştirilen bir veri azaltma hattından geçirdiler. Ayrıca, asteroidin etrafındaki ‘hale’ adı verilen geniş parıltıyı modellemeye ve onu görüntüden çıkarmaya yardımcı olması için bazı veri işleme algoritmaları kullandılar.
Elektra’nın küçük boyutlardaki üçüncü uydusu, veriler bu süreçlerden geçirildikten sonra ortaya çıktı. Araştırma ekibi, S/2014 (103) 2 ile bağlantılı kimi temel bilgiler edinebilse de Elektra’nın yörüngesindeki hareketine dair hâlâ çok fazla belirsizlik mevcut. Yanı sıra, bu sistemlerin nasıl oluştuğu hususunda da elimizde çok fazla bilgi yok.
YENİ TEKNİKLER YENİ KEŞİFLERİN ÖNÜNÜ AÇACAK
Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen bir araştırma, Kleopatra adı verilen bir asteroidin iki uydusunun büyük ihtimalle ana gökcismi tarafından uzaya saçılan tozlardan meydana geldiğini ortaya çıkardı; ne var ki, bu olgunun diğer oluşum mekanizmalarına nispeten ne kadar yaygın olabileceğini henüz bilmiyoruz.
Bu mekanizmalar, bir çarpışma esnasında etrafa saçılan kayaların ve hatta asteroitin kütleçekimi alanından geçmekte olan küçük taşların yakalanmasını içerebilir. Araştırmacılar, makalelerinde “İlk dört cisimli asteroit sisteminin keşfi, bu uyduların oluşum mekanizmalarını anlamanın yolunu biraz aralıyor” diyorlar. Bunlara ek olarak, kullandıkları teknikler, gelecekte yapılacak çalışmalarda, bu olguyu daha da aydınlatabilecek daha fazla asteroit uydusu bulmak için kullanılabilir.
Araştırma The Astrophysical Journal Letters adlı dergide yayınlandı.
Yazının orijinali Science Alert sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)