İmza atan ilk ülkeden, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkışa neler yaşandı?

Türkiye, Avrupa Konseyi'nin 11 Mayıs 2011'de imzaya açtığı İstanbul Sözleşmesi'ne imza atan ilk ülke oldu. Türkiye'nin hazırlanmasında da etkin rol oynadığı sözleşme, 'muhafazakâr' siyasiler ile hükümet yanlısı medyanın ‘gizli amacı aileyi yok etmek’ iddialarıyla hedefe konuldu. Ancak asıl tartışma Diyanet İşleri Başkanı'nın eşcinselleri hedef alan sözlerine gelen tepkilerle başladı ve bu süreçte bazı siyasiler "sözleşmeden çekilme"yi iktidara destek vermenin şartı olarak da ortaya sürdü...

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Tarih 11 Mayıs 2011. İstanbul Sözleşmesi, Avrupa Konseyi tarafından imzaya açıldı. Türkiye sözleşmeye ilk imza koyan ülkeydi. Toplantının yapıldığı İstanbul, sözleşmeye de adını verdi. 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe giren sözleşmeye 'muhafazakâr'ların karşı çıkışları önce bazı yürüyüşlerle başladı. Sözleşmenin "aile yapısını dinamitlediğini' iddia eden bazı gruplar 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un da kaldırılmasını talep ediyordu. 

Özellikle AKİT, Milli Gazete ve Saadet Partisi çevreleri sözleşmeden çıkılması talebini hep gündemde tuttu. Ancak asıl tartışma 2020 yılının Mayıs ayında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın eşcinselleri hedef alan sözleri ve buna karşı Ankara Barosu'nun yayınladığı bildiriyle başladı.   

'NEYE OY VERDİĞİMİZİ BİLMEDEN EL KALDIRDIK'

AK Partili Mehmet Metiner de İstanbul Sözleşmesi'nin kabulü için evet verdiğinden dolayı çok pişman olduğunu belirtti. "Yanlış yaptık" diyen Metiner, milletvekillerinin neye oy verdiğini bilmeden el kaldırdığını söyledi.

'YIL 2020 NEYİ TARTIŞIYORUZ'

Ancak AK Parti içinde de tartışma sürdü. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı AK Partili Canan Kalsın, İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili, “Ben 1-2 madde üzerinden yanlış algı yaratılmasını doğru bulmuyorum. Orada muhafazakar kadınlar da, göçmen kadınlar da, dini inanışlarla alakalı koruma maddeleri de var. Körün fili tarifi gibi birkaç maddenin bağlamından kopartılarak anlatılmasının yanlış ve hesaplı olduğunu düşünüyorum” dedi.

KURTULMUŞ: İMZALANMASI YANLIŞTI

Tartışmalar sürerken, AK Partili Numan Kurtulmuş, İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanmasının çok yanlış olduğu ifade etti ve birçok AK Partilinin de bu görüşte olduğunu söyledi. Kurtulmuş, "Sözleşme iptal edilir mi" sorusuna "Halkımızda büyük beklenti var, bigane kalamayız" dedi ve sözleşmeden çıkılacağına dair sinyaller verdi.

ERDOĞAN: HALK İSTERSE KALDIRILIR

Ardından 14 Temmuz 2020'de yapılan AK Parti MYK toplantısında İstanbul Sözleşmesi ele alındı. Toplantıya katılan pek çok üyenin sözleşmeden çıkılması yönünde görüş bildirdiği belirtilirken Cumhurbaşanı Erdoğan'ın da sözleşmenin tek taraflı feshi ya da tartışmalı maddelere çekince konulmasının sonuçları üzerinde çalışma yapılması talimatı verdiği belirtildi. Erdoğan'ın toplantıda “Çalışıp, gözden geçirin. Halk istiyorsa kaldırın. Halkın talebi kaldırılması yönündeyse, buna göre bir karar verilsin. Halk ne derse o olur” dediği öne sürüldü. 

KADEM SÖZLEŞMEYE DESTEK VERDİ

1 Ağustos 2020'de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın da yönetiminde olduğu KADEM sözleşmeye sahip çıktı. Ancak, sözleşmedeki "Cinsel yönelim temeline dayanarak ayrımcılık yapılamayacak" şeklinde öngörülen maddeyi, "Neslin devamlılığı açısından tehdit olarak görüyoruz" sözleriyle reddetti.

Özellikle hükümet yanlısı medyadaki bazı isimler ile Milli Gazete ve TV5 çevreleri sözleşmeyi gündemde tutmayı sürdürdü. 

BAHÇELİ UYARDI

Ardndan MHP lideri Bahçeli, kadın cinayetlerinin önlenmesi için 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun eksiksiz ve tam olarak uygulanması gerektiğini söyledi. Bahçeli, İstanbul Sözleşmesi için ise "Bu sözleşmeye ihtiyaç olup olmadığını, ne getirip ne götüreceğini objektif kriterler çerçevesinde ele almalıyız. Kadın cinayetini engelleyemezsek hepimiz sosyal maliyeti yüksek bir çığın altında kalırız" ifadesini kullandı.

6 Ağustos'ta TBMM Başkanı Şentop, "Kadına şiddet konusunda Türkiye çok adım attı. İstanbul Sözleşmesi'nin de buna katkısının olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda sözleşmeden çıkmayı zorunlu kılan bir durum olduğu kanaatinde değilim" dedi.

İlerleyen günlerde İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili çalışmaların devam ettiğini söyleyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise "Bütün kadın örgütlerinin görüşlerine açığız. Güzel bir yaklaşımla ortaya koyulan bütün görüşleri değerlendiriyoruz" dedi.

ERDOĞAN'LA GÖRÜŞEN ASİLTÜRK: KESİNLİKLE KALKACAK 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaret ettiği SAADET Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk de 27 Ocak 2021'de katıldığı bir TV programında İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılacağını söyledi. Asiltürk, "AK Parti'den yetkililer geldi ve 'Bu sözleşmeyi biz de Cumhurbaşkanı da kesinlikle kaldırmak istiyor. Lütfen bizi destekleyin' dediler. Ben de biliyorum sayın Cumhurbaşkanının ifade ettiğini, kesinlikle kalkacak" diye konuştu.

Son günlerde yine Saadet Partisi'nden İstanbul Sözleşmesi'ni hedef  alan açıklamalar geldi. Sözleşmenin kabul edilmesinden sonra kadına şiddet vakalarının 10 kat arttığını öne süren SAADET lideri Temel Karamollaoğlu, "Aileyi korumadan kadına şiddeti önleyemezsiniz" dedi. Karamollaoğlu "Türkiye'de kadını öne çıkaracağız diye aileyi yok saymanın yolları aranıyor. Evlenme yaşı çıkmış 28'e. Allah akıl fikir versin" ifadelerini kullandı.

KADINLAR SAHİP ÇIKTI

Bu süreçte İstanbul Sözleşmesi, kadın eylemlerinin de en önemli talebi oldu. Sözleşmeyi savunmak için sokağa çıkan kadınların bir çok eylemine polis saldırdı, onlarca kadın gözaltına alındı. Ancak kadınlar sözleşmeye sahup çıkmaktan vazgeçmedi. (HABER MERKEZİ)