İngiltere basınında geçen hafta: 'Musk İngiltere Başbakanı'nı devirmeye çalışıyor'

İngiltere basınında geçen hafta Musk’ın Starmer’ı devirmeye dair planlar yaptığı yazıldı ve İçişleri Bakanlığı Musk’ın sosyal medya paylaşımlarını güvenlik gerekçesiyle incelemeye aldı.

Fotoğraf: Reuters
Google Haberlere Abone ol

Sahibi olduğu sosyal medya platformu Twitter’da (yeni adıyla X) yaptığı paylaşımlarla bir süredir İngiltere siyasetini meşgul eden Elon Musk bu hafta da gündemdeki yerini korudu. Financial Times’ta yer alan bir haberde Musk’ın, Starmer'ı bir sonraki seçimden önce Başbakanlıktan indirmek için planlar yaptığı ifade edildi. Haberde Musk’ın sağcı müttefikleriyle birlikte, İşçi Partisi hükümetini istikrarsızlaştırmanın yollarını araştırdığı ve Reform Partisi gibi alternatif siyasi hareketleri destekleyerek İngiltere siyasetini yönlendirmeye çalıştığı belirtiliyor. Gazete Musk’ın “Batı uygarlığının tehdit altında olduğuna” dair bir inançla hareket ettiğini söyleyen bir kaynağın görüşlerine de yer verdi. Haberde ayrıca Musk’ın, İngiltere'deki mevcut siyasi düzenin dışında yeni bir destek ağı oluşturma konusundaki olasılıkları araştırdığı da aktarıldı.

Daily Mail’de yer alan bir başka haberde ise Dominic Cummings'in Elon Musk'a İşçi Partisi hükümetine yönelik saldırılarında yardım ettiği iddia ediliyor. Başbakan Boris Johnson’ın danışmanlığını yaptığı dönemde kötü bir şöhrete kavuşan ve karanlık bir siyasi figür olan Cummings’in ayrıca İngiltere’deki “geleneksel siyasi partiler düzeninin yıkılması için” Musk ile planlar yaptığı da iddialar arasında.

Daily Mail haberinde Musk'a yakın bir kaynağın şunları söylediğini yazdı: “Musk ve Cummings geleneksel parti sistemini sona erdirmek ve daha küçük bir hükümet konusunda görüşüyor. Sadece Elon değil, Dominic de Silikon Vadisi'nin önde gelen isimleriyle sürekli iletişimde ve bu kişiler ‘woke kültürü’ne karşı her geçen gün daha da kaynaşıyor.” (Burada kastedilen Musk’ın kadın mücadelesi, göçmen hakları, LGBTİ hakları ve ırkçılıkla mücadele gibi konularda aşırı sağın benimsediği görüşler etrafında itiffaklar kurma arayışında olduğu.)

Elon Musk

İçişleri Bakanlığı’ndan Musk’ın paylaşımlarına özel inceleme

Elon Musk’ın söz konusu paylaşımları hakkında İçişleri Bakanlığı’na bağlı özel bir içgüvenlik birimi tarafından inceleme başlatıldı. Musk’ın sosyal medya paylaşımlarını “olası bir güvenlik riski” olarak takibe alan “terörle mücadele birimi” Musk’ın yazdıklarının kimler tarafından paylaşıldığı ve nasıl bir etkileşim ağı olduğunu inceleyecek. BBC’nin haberinde bir yetkilinin bu bağlamda çevrimiçi ortamda nelerin paylaşıldığı ve tartışıldığı konusunda bilgi sahibi olmak için açık kaynakları rutin olarak izledikleri şeklindeki sözlerine yer veriliyor. BBC İçişleri Bakanlığı’nın Musk’ın yanısıra çok sayıda takipçiye sahip başka hesapların da incelemeye alındığını yazdı.

Seçmen Musk’ın müdahalelerinden memnun değil

Öte yandan Observer gazetesi için 8-10 Ocak tarihleri arasında yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre İngiltere’deki seçmenlerin yüzde 53’ü Elon Musk’ın İngiltere siyaseti üzerinde olumsuz etkisi olduğunu düşünüyor. 2050 kişinin katıldığı kamuoyu araştırmasında seçmenlerin sadece yüzde 12’si Musk’ın “politikaya olumlu katkı” yaptığı görüşünde.

Çalışmayı yapan araştırma şirketinin Siyasi ve Sosyal Araştırmalar Başkanı Adam Drummond, yabancı bir milyarderin İngiltere siyasetine müdahil olmasının İngiltere halkının çok hoşuna gitmediğini söylüyor.

İngiltere Yolsuzlukla Mücadeleden Sorumlu Bakanı Tulip Sıddık

Yolsuzluktan Sorumlu Bakan’ın yolsuzluk istifası

Başbakan Keir Starmer’in Yolsuzlukla Mücadeleden Sorumlu Bakanı Tulip Sıddık, hakkındaki yolsuzluk suçlamaları nedeniyle istifa etti. Tulip Sıddık, Bangladeş’te geçen yıl çok sayıda kişinin öldüğü şiddetli protesto gösterilerinin ardından istifa ederek ülkeden kaçan eski Başbakan Şeyh Hasina’nın yeğeni. Protestocular Sıddık’ın teyzesinin “cinayetler, yağma ve yolsuzluklar için yargılanmasını” istiyordu.

Bangladeş'in yolsuzlukla mücadele komisyonu Başbakan Hasina’yı Rusya ile yapılan bir nükleer enerji santrali anlaşmasında milyarlarca doları zimmete geçirmekle suçluyor. Bakan Sıddık ise 2013 yılında Rusya ile yapılan söz konusu anlaşmaya aracılık etmek ve bu anlaşmadan çıkar sağlamakla suçlanıyor. Ayrıca Bakan Sıddık’ın, teyzesi ve teyzesinin destekçileriyle bağlantılı İngiltere'deki mülkleri kullanmasının da incelenmesi gerektiği ifade ediliyor.

Starmer bir süredir devam eden suçlamalar karşısında Sıddık’a güveninin tam olduğunu açıklamıştı. Bakan Sıddık artan politik baskılar üzerine etik kurula sevk edilmeyi istemişti. Sıddık, Starmer hükümetinde istifa eden ikinci bakan oldu. Ulaştırma Bakanı Louise Haigh da, dolandırıcılıktan hüküm giydiğinin ortaya çıkmasının ardından istifa etmişti.

IŞİD’liler serbest mi kalacak?

Daily Express gazetesi IŞİD'e katılmak için 2015'te (15 yaşındayken) Suriye'ye giden ve 2019 yılında “ulusal güvenlik” gerekçesiyle İngiliz vatandaşlığından çıkarılan Şamima Begüm’ün “birkaç gün içinde serbest kalabileceğini” yazdı. Gazete Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad'ın geçen ay “Türkiye destekli güçler tarafından yıldırım hızıyla devrilmesinin ardından” Suriye'nin kuzeyinde IŞİD’li cihatçıların tutulduğu hapishanelerin ve kampların korumasız kaldığını söylüyor. Haberde “IŞİD teröristlerinin” tutulduğu kampları kontrol eden Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) Türkiye tarafından havadan ve Suriye’de yönetimi ele geçiren Heyet Tahrir Şam tarafından da karadan vurulduğu ifade ediliyor. Daily Express ayrıca kamplarda çalışmış bir gardiyanın “Şayet HTŞ ve Türkler esir kamplarına yaklaşırsa SDG tüm mahkumları serbest bırakabilir (…) cehennemin kapılarını açabilir.” şeklindeki sözlerini aktarıyor.

Haberde daha önce Şamima Begüm ile kaldığı kampta pek çok kez görüşen İngiliz Yönetmen Andrew Drury’nin açıklamalarına da yer veriliyor. Drury, HTŞ’nin liderinin IŞİD üyesi olduğunu ve HTŞ’nin bu hapishanelerdeki herkesi serbest bırakabileceğini belirterek şöyle diyor: “Sadece Şamima'nın kampı değil, binlerce barbar erkek IŞİD teröristinin tutulduğu El Hol'da da kampların kapıları açılacak. HTŞ oraya vardığında bu adamların serbestçe topluma karışmasına izin verecek ve nereye gittikleri hakkında hiçbir fikrimiz olmayacak, bir tekneye atlayıp Manş Denizi'ni geçebilirler. (…) Kimbilir, belki Şamima bile o teknelerden birine biner. 

Google’a rekabet soruşturması

İngiltere’nin Rekabet Kurumu (The Competition and Markets Authority-CMA), Google’ın dijital mecrada “stratejik pazar statüsü”ne sahip olup olmadığını değerlendirmek üzere bir soruşturma başlattı.

“Dijital Piyasalar, Rekabet ve Tüketiciler Yasası”nın 1 Ocak’ta yürürlüğe girmesinin ardından CMA’nın yapacağı bu ilk soruşturmada Google’ın arama hizmetlerinin; kullanıcılar, reklam verenler, haber siteleri ve rakip arama motorları üzerindeki etkileri değerlendirilecek. Bu bağlamda Google’ın piyasadaki hakim konumunu kullanarak arama sonuçlarında Google Alışveriş veya Google Flights gibi kendi hizmetlerine öncelik verip vermediğinin araştırılacağı anlaşılıyor. CMA’nın özellikle soruşturacağı bir diğer konu ise Google’ın yeni yapay zeka hizmetlerinin gelişimini “şekillendirme yeteneği”. Ayrıca, Google’ın kullanıcı verilerini izinsiz olarak toplayıp toplamadığı ve haber içeriklerinin telifleri konusundaki tutumu araştırılacak.

Yapılan yorumlarda Google'ın dokuz ay sürmesi beklenen soruşturma neticesinde topladığı verileri diğer şirketlerle paylaşmak zorunda kalabileceği ifade ediliyor.

İskoçya’da Uyuşturucu Kullanım Merkezi

Glasgow’da "The Thistle" adı verilen ilk uyuşturucu kullanım merkezi açıldı. Yıllardır devam eden tartışmaların ardından açılan merkezde, uyuşturucu bağımlıları yasa dışı olan eroin veya kokaini tıbbi denetim altında kullanabilecek. İskoçya hükümeti tarafından finanse edilen bu projeyle, uyuşturucu kullanımından kaynaklı ölümlerin önüne geçilmesi ve uyuşturucu kullanımının daha az görünür hale getirilmesi amaçlanıyor. Öte yandan projenin uyuşturucu ticaretinin artmasını teşvik edebileceği ve toplumsal düzen üzerinde olumsuz etkileri olacağı yönünde eleştiriler var.

Guardian’da yer alan haberde söz konusu merkeze gelenlerin kullandıkları maddeler hakkında kısa bir görüşmenin ardından, “hemşirelerin kullanıcıların mahremiyetini ihlal etmeden süreci takip edebilecekleri” enjeksiyon kabinlerine yönlendirileceği ve haklarında yasadışı madde kullanımından kaynaklı bir işlem yapılmayacağı belirtiliyor.

İngiltere hükümetinin, Glasgow’daki bu projeye müdahale etmeyeceği ancak benzer yerlerin açılması konusunda herhangi bir planları olmadığı ifade ediliyor.