İngiltere'de faşist gruplar ve ırkçılık karşıtları karşı karşıya geldi: 100'ü aşkın gözaltı

Southport'ta üç çocuğun öldüğü saldırıyı düzenleyen kişinin kimliği hakkında yapılan dezenformasyon sonrası faşist gruplar sokağa döküldü, bazı yerlerde ırkçılık karşıtlarıyla karşı karşıya geldiler.

31 Temmuz'da başkent Londra'da düzenlenen göçmen karşıtı gösteri. (Fotoğraf: Reuters)
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İngiltere'nin kuzeybatısındaki Southport kasabasında pazartesi günü üç kız çocuğunun bıçaklı bir saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından, faşist grupların polisle çatıştıkları protestolar ülke çapına yayıldı. Sosyal medyada yayılan ve saldırganın 'İslamcı bir göçmen olduğu' söylentisi ile harekete geçen gruplara karşı, hafta sonu ırkçılık karşıtı gruplar da sokağa döküldü. Hafta boyunca devam eden gösterilerde 100'ü aşkın kişinin gözaltına alındığı, onlarca polisin yaralandığı açıklandı.

Cumartesi yapılan gösterilerde ise Hull, Liverpool, Bristol, Manchester, Stoke-on-Trent, Blackpool ve Belfast'ta polise saldırı, dükkanların yağmalanması, tuğla fırlatılması gibi olaylara tanık olundu. Başbakan Keir Starmer, çeşitli şehirlerinde meydana gelen kargaşa üzerine bakanlarla acil görüşmeler yapıyor. Starmer, polisin toplumu korkutarak 'nefret tohumları ekmeye' çalışan 'aşırılık yanlılarına' karşı harekete geçmesi için 'tam desteğe' sahip olduğunu söyledi. Peki, olaylar hakkında neler biliniyor?

SOUTHPORT'TA NE OLDU?

Bıçaklı saldırı, yaz tatilindeki çocukların sosyalleşmesi için hizmet veren bir merkezde düzenlendi. Southport'daki saldırıda hayatını kaybeden çocuklardan Alice Dasilva Aguiar'ın 9, Bebe King'in 6, Elsie Dot Stancombe'nin 7 yaşında olduğu açıklandı. Saldırı sırasında çocuklar Taylor Swift temalı bir dans etkinliğindeydi. Saldırıda sekiz çocuk ve iki yetişkin de yaralandı. Polis saldırının 'terör vakası olarak ele alınmadığını' duyurdu.

GÖSTERİLER NASIL BAŞLADI?

Saldırıyla bağlantılı olduğu şüphesiyle 17 yaşındaki bir erkek gözaltına alındı. Yaşı nedeniyle ilk olarak ismi açıklanmadı. Bu, sosyal medyada spekülasyonlara neden oldu.

İngiltere'de son seçimde 4 milyona yakın oy alan faşist Reform UK partisinin lideri Nigel Farage, sosyal medyadan Southport'taki saldırı sonrası “Gerçek bizden saklanıyor" mesajını paylaştı. Karşıtları Farage’ı olayları kışkırtmakla suçladı. Polis aşırı sağcıların, çocukları bıçaklayan saldırganın 'İslamcı' olduğu söylentisi ile harekete geçtiğini belirtti.

Southport’u içeren Merseyside Polisi, İngiliz Savunma Birliği'nin (EDL) protestolarda kilit bir rol oynadığını söyledi. Salı günü çıkan ilk olaylarda bir cami de hedef alındı. Eylemler, saldırıda hayatını kaybedenlerin anıldığı noktadan birkaç sokak uzakta ve bir cami yakınlarında başlamıştı. Göstericiler bir polis minibüsünü yaktı, en az beş gösterici gözaltına alındı. Bu kişilerden birinin bıçak taşıdığı açıklandı. 50’den fazla polis de yaralandı.

Saldırganın ismi mahkemeye çıkarıldıktan sonra açıklandı. Axel Muganwa Rudakubana’nın İngiltere’de doğup büyüdüğü, ailesinin Ruanda’dan göç ettiği öğrenildi. İngiltere basınına göre komşuları onu 'sessiz bir çocuk' olarak tanımladı ve ailesinin Hristiyan olduğunu söyledi.

EYLEMLER NASIL YAYILDI?

Saldırının ertesi günü düzenlenen Southport’taki protesto gösterisi, ülkenin başka şehirlerine de yayıldı. Londra, Liverpool, Leeds ve Manchester’ın da aralarında olduğu çeşitli kentlerde faşist gösteriler düzenlendi. Kimi kentlerde bu gösterilere ırkçılık karşıtı protestolarla yanıt verildi. Çarşamba Başbakanlık konutunun bulunduğu Downing Street yakınlarında faşist polis çatıştı, 100’den fazla kişi gözaltına alındı.

2 Ağustos Cuma akşamı ülkenin kuzeydoğusundaki Sunderland’de yüzlerce gösterici sokaklara indi, şehrin 'ciddi düzeyde şiddet eylemlerine' sahne olduğu açıklandı. Bir polis binasına saldırıldı, bitişiğindeki Vatandaş Danışma Merkezi ateşe verildi ve dükkanlar yağmalandı. Olaylarda 10 kişi gözaltına alındı. En az dört polis memurunun yaralandığı ve hastanede tedavi altına alındığı bildirildi. Olay sırasında bir caminin dışında çevik kuvvet polisine bira kutuları ve tuğlalar atıldı, araçlar ateşe verildi.

Göstericilerden bazılarının İslamofobik söylemlerde bulunduğu ve İngiliz Savunma Birliği'nin (EDL) kurucusu Tommy Robinson'a destek sloganları attığı duyuldu. İngiltere Savunma Birliği resmi olarak dağılmış olsa da destekçilerinin halen bulunduğu belirtiliyor. Tommy Robinson takma ismini kullanan kurucusu Stephen Yaxley-Lennon da artık İslam ve göçmen karşıtı mesajlarını sosyal medya üzerinden yayıyor.

HAFTASONU EN AZ 30 GÖSTERİ PLANLANIYOR

Sunderland Belediye Meclisi’nin başkan yardımcısı Kelly Chequer, göstericilerin büyük kısmının şehir dışından 'kaos yaratmak için geldiğini' söyledi. BBC, hafta sonu İngiltere’nin farklı kentlerinde en az 30 aşırı sağcı gösteri planlandığını tespit etti. Aralarında Leeds’in de olduğu kimi şehirlerde hem faşistler hem de ırkçılık karşıtı göstericiler sokağa çıktı. Bazı kentlerde polise gösterileri dağıtma yetkisi verildi.

Liverpool’un merkezinde ise polise gerekçe göstermeden vatandaşları durdurup arama yetkisi verildi. Kentteki gösterilerde polisin karşıt görüşlüleri ayırmakta zorlandığı bildirildi. Patlak veren şiddet olaylarında yaralanan polisler de oldu. Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’ta da 3 Ağustos Cumartesi günü ciddi bir polis varlığı hissediliyordu. Belediye binasının önünde aşırı-sağcı ufak bir grup toplanıp “İslam dışarı” sloganları atarken, daha büyük bir ırkçılık karşıtı grup yolun karşısında bekledi.

BAŞBAKAN STARMER NE YANIT VERDİ?

Gösterilere yanıt olarak Başbakan Keir Starmer, şiddet olaylarının bastırılabilmesi için, polis güçlerinin istihbarat paylaşmasına izin veren yeni bir ulusal programı hayata geçireceğini duyurdu. İşçi Partisi lideri, 1 Ağustos Perşembe günü televizyonda yaptığı bir konuşmada, "Bu haydutlar hareket ediyor, bir topluluktan diğerine geçiyorlar ve polis de aynısını yapabilecek kapasiteye sahip olmalı" ifadelerini kullandı.

Yeni yetkiler arasında yüz tanıma teknolojisinin daha geniş çaplı kullanılması da var. Starmer, 'futbol holiganlarına yapıldığı gibi' gerekirse vatandaşların seyahat özgürlüklerinin de kısıtlanabileceğini söyledi. Başbakan, Southport'taki saldırı sonrası başlayan şiddetli protestoların ardından polis müdürleriyle acil durum toplantısı düzenlemişti.

(ALINTI)