İngiltere'den mültecilerin yerleştirildiği yüzer kampı kapatma kararı
İngiltere'de bu ay iktidara gelen İşçi Partisi hükümeti, kamuoyunda tartışmalara neden olan, 400 mültecinin tutulduğu Bibby Stockholm gemisini ocak ayı itibarıyla kullanmayı bırakma kararı aldı.
DUVAR - İngiltere'de bu ayın başında göreve gelen İşçi Partisi hükümeti, mültecilerin yerleştirildiği ve hak savunucularının eleştirileriyle karşı karşıya kalan Bibby Stockholm isimli gemiyi kapatma kararı aldı. Halihazırda 400 mültecinin bulunduğu ve Dorset'te demirli olan geminin kullanımı, sözleşme süresinin dolacağı Ocak 2025'te sona erecek.
The Guardian'ın aktardığına göre, İngiltere İçişleri Bakanlığı, konuya ilişkin açıklamasında, Bibby Stockholm'ün kullanımına son verme kararının, gelecek 10 yılda sığınma maliyetlerinde yapılması beklenen 7,7 milyar sterlinlik tasarrufun bir parçası olduğu ifade edildi. Bakanlığa göre, kamuoyunda 'yüzer kamp' olarak da bilinen geminin kullanılmaya devam etmesi halinde bu gelecek yıl 20 milyon sterlinlik bir maliyet anlamına gelecek.
'SİSTEME DÜZEN GETİRMEYE KARARLIYIZ'
Sınır Güvenliği ve Sığınma Bakanı Angela Eagle da konuya ilişkin olarak, "Sığınma sistemine düzen getirmeye kararlıyız; böylece, hızlı, güçlü ve adaletli bir şekilde faaliyet gösterecektir ve kuralların düzgün bir şekilde uygulandığından emin olunacaktır. İçişleri Bakanı, birikmiş iltica yükünü ortadan kaldırmaya ve vergi mükelleflerine büyük faturalar getiren konaklama masraflarından tasarruf etmeye başlamaya yönelik planlar hazırladı" dedi.
500 kişi kapasiteli gemi, bir önceki Muhafazakar Parti iktidarında kullanılmaya başlanmıştı. Manş Denizi üzerinden gelerek iltica başvurusunda bulunanların yerleştirilmesi için içinde değişiklikler yapılan ve kamuoyunda tartışmalara neden olan Bibby Stockholm adlı dev gemiye Ağustos 2023'te ilk mülteci grubunun gönderildiği açıklanmıştı.
Bazı insan hakları grupları, insan hakları kuruluşları, mültecileri böyle bir gemide tutmanın 'insanlık dışı' olduğunu söyleyip itiraz etmişti. Ancak hükümet, geminin güvenli olduğunu ve mültecileri otellerde barındırmaktan daha ucuz olduğunu savunmuştu.
(DIŞ HABERLER SERVİSİ)