İnkalar, kurban ettikleri çocukları 'uyuşturmuş' olabilir

İnkalardan günümüze ulaşan mumyalanmış saç ve tırnak kalıntıları, 'teskin edici' bir maddenin izlerini içeriyor.

Google Haberlere Abone ol

Bruce Bower

Beş asırdan daha uzun bir süre önce bir kurban törenine hazırlanan iki İnka çocuğu, şu ana dek fark edilmeden kalan özel bir yatıştırıcı karışım içmişti. Yeni araştırmanın ortaya koyduğu kadarıyla, büyük ihtimalle 4 ilâ 8 yaşlarındaki bir kız ve bir oğlan çocuktan oluşan bu kurbanlar, Peru’daki Ampato Dağı’nda törenle öldürülmeden ve gömülmeden önceki günler ya da haftalar boyunca 'ruh hallerini hafifletmiş' olabilecek bir sıvı içerek kaygılarını yatıştırdılar.

HALÜSİNOJENİK MADDELER TESPİT EDİLDİ

Polonya’daki Varşova Üniversitesi’nde biyoarkeolog olan Dagmara Socha ve meslektaşları, bu çocukların cesetlerinin ‘halüsinojenik’ etkileri bilinen sıvı bir karışım olan Ayahuasca’nın temel bileşenlerinden birinin kimyasal kalıntılarını barındırdığını ifade ediyor. Yapılan incelemeler, kız çocuğun doğal yollarla mumyalanan vücudundaki saçlara ve erkek çocuğun kısmen mumyalanmış kalıntılarında bulunan tırnaklarına odaklandı.

Socha ve ekibinin ‘June Journal of Archaeological Science: Reports’ adlı dergide yayınlanan araştırmasında aktardığı kadarıyla, her ne kadar eldeki kalıntılarda Ayahuasca’nın güçlü halüsinojenlerinden kalan moleküler belirtiler görülmese de, ‘Banisteriopsis caapi’ (B.caapi) adlı sarmaşığın kimyasal ürünleri olan ‘harmin’ ve ‘harmalin’ maddelerinin izlerine rastladı. Ayahuasca’da bulunan Banisteriopsis caapi bileşeni, diğer daha halüsinojenik bileşenlerin gücünü arttırıyor.

Kemirgenler üzerinde yapılan son araştırmalar, harmin içeren çözeltilerin, beyni bazı antidepresan ilaçların yaptığına benzer şekilde etkilediğini ortaya koyuyor. Socha, “Bu, B. caapi’nin geçmişte antidepresan özellikleri nedeniyle kullanılmış olabileceğine dair ilk kanıt” diyor. ABD’de bulunan Missouri Üniversitesi’nden arkeolog Christine VanPool, harmin’in insanlarda depresyon ya da kaygıyı azaltıp azaltamayacağına ilişkin araştırmalar henüz emekleme aşamasındayken, bileşenin bilinçli bir şekilde kullanılmasının mümkün olduğunu düşünüyor. Socha’nın ekibinde olmayan VanPool, İnka İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra düzenlenen İspanyol belgelerinin alkollü bir maddenin kurban edilmeye hazırlanan insanları sakinleştirmek amacıyla kullanıldığını aktardığını, hâl böyleyken diğer mayalanmış içkilerin de kullanılmış olabileceğini ifade ediyor. “İnkaların, B. caapi’nin kurban edilecek insanların yaşadığı kaygıyı azalttığını bildiği görüşüne şüpheci biçimde katılıyorum” diyor.

Görsel: Johan Reinhard

Socha, İspanyol tarihçilerin yanlışlıkla İnka kurban adaylarının B. caapi içeceği yerine ‘chicha’ adıyla bilinen popüler bir mısır birası içtiklerini düşünmüş olabileceğinden şüpheleniyor. Ampato Dağı’nda bulunan çocukların üzerinde yapılan moleküler analizlerde vücutlarında alkol olduğuna dair bir kanıta ulaşılamadı. Öte yandan, kurban edilmeden hemen önce içilen şey alkol olsaydı bile, araştırmacıların testlerinde ortaya çıkmazdı.

HAFTALAR BOYUNCA SAKİNLEŞTİRİLDİLER

Ulaşılan kanıtlar da her iki çocuğun ölümlerine kadar geçen haftalar boyunca koka yaprakları çiğnemiş olduklarını ortaya koydu. İspanyol kayıtları, İnka geçit törenleri sırasında yaygın biçimde koka yapraklarının kullanıldığını aktarıyor. Bahsi geçen olaylar, ölümden sonra çeşitli yerel tanrılara elçi olarak gittiklerine inanılan çocukların ve genç kadınların bu törende kurban edilişlerini de içeriyor.

Kurban edilen çocuklar, 1995 yılında Ampato Dağı’nın zirvesine yakın bir yerde düzenlenen bir keşif gezisinde bulundu. Socha, iki İnka çocuğun evlerinin bulunduğu bölgeden resmi törenler için başkent Cuzco’ya ve daha sonra Ampato Dağı’na yapacağı bir hac yolculuğunu gerçekleştirmesinin en az iki hafta ve büyük ihtimalle birkaç ay süreceğini ifade ediyor.

Yeni araştırmaya dahil olmayan Calgary Üniversitesi arkeoloğu Lidio Valdez için bu çocuklara teskin edici bir B. caapi içeceği ve çiğnemeleri için koka yaprakları verilmiş olması şaşırtıcı değil. Çocuklar öleceklerini anlamamış olabilirler; buna karşın, ailelerinden ayrıldıktan sonra uzun bir seyahatin güçlüklerine ve yalnızlığa katlanmak zorunda kaldıklarını belirtiyor.

Valdez, Ampato Dağı’nın aslında İnka lisanında ‘kurbağa’ manasına gelen bir sözcük olan ‘Qampato’ biçiminde adlandırıldığından şüpheleniyor. İnkalar gibi And toplumları kurbağaları su veya yağmurla ilişkilendirirdi. “Dağ muhtemelen su ya da yağmurla bağlantılıydı ve çocuklar belki de dağ tanrılarından kendilerine su göndermelerini istemek için kurban verildiler” diyor.


Yazının orijinali Science News sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)