'İnsan haklarına kararlılıkla sahip çıkmaya devam edeceğiz'
İzmir'de insan hakları savunucuları bir araya gelerek Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında açıklama yaptı. Açıklamada, “İnsan haklarının kurucu değerlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz” denildi.
İZMİR - İzmir'de bulunan insan hakları örgütleri ve hukukçular, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla Alsancak’ta bulunan 10 Ekim Anıtı’nda bir araya geldi. Çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de katıldığı açıklamada, "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 75'inci yılında ekonomik kriz ve yoksulluğa karşı ekonomik ve sosyal haklarımızı, savaşa karşı barış hakkımızı, baskılara karşı insan hakları değerlerini ve demokrasiyi savunuyoruz" yazılı pankart açıldı.
"Zindanlar boşalsın tutsaklara özgürlük" ve "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" sloganları atılan açıklamada, TİHV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci, kabul edilişinin 75'inci yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin hala kutup yıldızı gibi insanlığın yolunu aydınlatmaya devam ettiğini söyledi.
‘İNSAN HAKLARINI SAVUNMAK EN ASLİ GÖREVİMİZDİR'
“Yaşanan tüm olumsuzluklara karşın dünyanın her yerinde halklar özgürlük, adalet, eşitlik ve insan hakları talepleriyle itirazlarını yükseltmektedir. Devletlerin ve hükümetlerin bu itirazlara yanıtı ise şiddetin her türünü sistematikleştirip yaygınlaştırma ve hayatın tek gerçeği olarak toplumlara dayatma şeklinde olmaktadır. Bugün tüm dünyada yaşanan ağır kriz karşısında insan haklarını savunmak ve kurucu rolünü yeniden etkin kılmak en asli görevimizdir” diyen Üsterci, Türkiye'de yaşanan hak ihlallerine değindi. Ülkenin 2016 yılından bu yana önce doğrudan, 19 Temmuz 2018 tarihinden itibaren de resmen kaldırıldığı söylense de yapılan pek çok düzenleme ile süreklilik kazandırılan bir OHAL rejimi ile yönetildiğini dile getiren Üsterci, şöyle devam etti;
“Siyasal iktidarın ekonomiden toplum sağlığına kadar ülkenin tüm meselelerini güvenlik sorunu haline getiren, toplumu kutuplaştıran, ülke içinde ve dışında şiddeti esas alan, bilhassa da Kürt sorununun ve uluslararası sorunların çözümünde çatışma ve savaşı tek yöntem haline getiren politikaları sonucunda 2023 yılında da ülkede yüksek sayılarda yaşam hakkı ihlalleri yaşanmıştır. Çok faklı toplumsal kesimlerden insanlar ya doğrudan kolluk güçlerinin şiddeti ya da devletin, “önleme ve koruma” yükümlülüğünü yerine getirmemesi sonucu yapısal şiddetin ve/veya üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen şiddetin sonucu yaşamlarını yitirmişlerdir”
'TECRİT UYGULAMALARI KRONİK BİR SORUN HALİNE DÖNÜŞTÜ'
6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremlere değinen Üsterci, “Türkiye, aktif fay hatlarının bulunduğu bir deprem ülkesidir. Bu gerçekliğe ve geçmişte yaşanan depremlerden çıkarılan acı derslere rağmen siyasal iktidarlar, sorumluluklarını yerine getirmemişler, bilimin gereklerine uygun deprem hazırlıkları yapmamışlar, etkin afet yönetim planları oluşturmamışlardır” dedi. İşkence olgusunun 2023 yılında da Türkiye’nin en başat insan hakları sorunu olduğunu dile getiren Üsterci, “Denilebilir ki siyasal iktidarın baskı ve kontrole dayalı yönetme tarzı sonucu günümüzde tüm ülke adeta işkence mekânı haline gelmiştir” ifadelerini kullandı. Hapishanelerin, bugün Türkiye’de siyasal iktidarın hukuku bir baskı ve sindirme aracı olarak kullanmasının sonucunda tıka basa dolu durumda olduğuna da dikkat çeken Üsterci,” İmralı Hapishanesi başta olmak üzere tek kişi ya da küçük grup izolasyonu/tecrit uygulamaları çözülemeyen kronik bir soruna dönüşmüştür” diye konuştu.
'KÜRT SORUNUNUN DEMOKRATİK, BARIŞÇIL VE ADİL ÇÖZÜMÜNÜ SAVUNUYORUZ'
Gazetecilere yönelik baskılara ve toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü açısından yaşanan ihlallere de değinen Üsterci, Kürt sorununun ise Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en temel engellerden biri olarak varlığını koruduğunu dile getirdi. Üsterci, “Hak savunucuları olarak bizler, Kürt sorununun her zaman demokratik, barışçıl ve adil çözümünü savunduk. Bunda ısrarlıyız. O nedenle, çatışmaların hemen şimdi durmasını istiyoruz” dedi. Kadınlar ve LGBTİ+’lara yönelik hak ihlallerine ve saldırılara dikkat çeken Üsterci, artık Türkiye toplumunun bir parçası, asli unsuru haline gelen sığınmacı/mülteci/göçmenlerin, hala her türlü ayrımcılığa ve istismara, nefret söylemine ve ekonomik sömürüye yoğun bir şekilde maruz kaldığını da belirtti. İnsan hakları mücadelesini sürdüreceklerini vurgulayan Üsterci, “Son söz olarak; var oluş nedenleri hak ihlallerinin son bulduğu, adalet, barış ve demokrasinin tesis edildiği bir ülke ve dünyaya ulaşmak olan bizler, dün olduğu gibi bundan sonra da tüm zorluklara karşı ihlalleri belgeleyip, raporlayarak görünür kılmaya, böylelikle önlemeye, cezasızlıkla mücadele etmeye ve insan haklarının kurucu değerlerine kararlılıkla sahip çıkmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Açıklamaya imza atan kurumlar ise şöyle;
Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği
Hak İnisiyatifi Derneği
Halkların Köprüsü Derneği
İmece Dostluk ve Dayanışma Derneği
İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi
KESK İzmir Şubeler Platformu
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği
TMMOB İzmir İKK
Türkiye İnsan Hakları Vakfı İzmir Temsilciliği