İnsanlar ölüleri gömmeye ne zaman başladı?

Antik mağaralar, kayda geçen cenaze uygulamalarının başlangıcına dair ipuçları barındırıyor olsa da insan mezarlarının geçmişine dair hala pek çok şeyi bilmiyoruz.

Google Haberlere Abone ol

Patrick Pester

Dünyanın dört bir yanındaki pek çok kültür, ölen yakınlarını cenaze töreni düzenleyerek onurlandırmayı tercih ediyor. Bu uygulamaya eşlik eden törenler tarih ve gelenekler açısından fazlasıyla çeşitlidir ve bir kültürden diğerine değişiklikler gösterebilir. Peki, ilk cenaze ritüeli ne zaman gerçekleştirilmişti?

Bu sorunun kesin bir yanıtı yok; zira bırakın keşfedilmeyi ve üzerinde çalışılmayı, mezar yerlerinin tamamı korunmuyor bile. Yine de şu ana kadar bulunan en eski kanıtlar Orta Paleolitik döneme (günümüzden yaklaşık 300 bin ilâ 30 bin yıl önceki bir döneme) işaret ediyor.

İLK MEZAR YÜZ YİRMİ BİN YIL ÖNCE HAZIRLANDI

Arizona Üniversitesi’nde antropoloji profesörü olan Mary Stiner, verdiği demeçte, “Günümüzden en az 120 bin yıl önce kasıtlı biçimde gömülen bir insan vücudu olduğunu düşündüğümüz bir kalıntıya sahibiz” diyor.

Stiner, daha eski mezarların da var olması ihtimalini göz ardı etmiyor ama modern insanlar bağlamında en ikna edici ilk örnekler, Homo sapiens ölülerinin gömüldüğü Orta Paleolitik dönemden kalma. Kimi tartışmalı araştırmalar, soyu tükenmiş insansıların, ölülerini günümüzden yaklaşık 300 bin yıl önce, şu anda Güney Afrika sınırlarında kalan bir alana gömdüklerini savunuyor; fakat bu görüş bilim camiasında hâlâ tartışılıyor.

120 bin yıl öncesinden kalan ve anatomik açıdan ‘modern’ diye sınıflandırılan en eski insan mezarları, günümüzde İsrail sınırlarında kalan Kaf Mağarası gibi mağaralarda bulundu. Avustralya Müzesi’nin açıkladığı kadarıyla, aynı mağaralarda 115 bin yıl öncesinden kalan Neandertal mezarlarına ilişkin kanıtlar da mevcut. Stiner, Orta Paleolitik dönemde insanların mağaraları yoğun biçimde kullandıklarını, buralarda yaşadıklarını, beslendiklerini ve sosyalleştiklerini belirtiyor.

Stiner gibi araştırmacılar, bu öncül mağara mezarlarının mağara çökmesi gibi doğal bir olaydan ziyade bilinçli bir insan davranışı sonucunda oluştuğundan eminler; zira bulunan kemikler, bazı insan yapımı nesnelerle birlikte cenin pozisyonuna benzer bir duruşla yerleştirilmişler ve kimi buluntularda daha eski tortu birikintilerinin bir gömme işlemi nedeniyle bozulduğu bariz biçimde görülüyor.

İÇGÜDÜSEL BİR KORUNMA DAVRANIŞI OLABİLİR

Stiner, “Tam olarak, birisi bir çukur kazdı ve ardından onu bir dizi kültürel materyalle doldurdu. Dahası, bu tür olayların mağaralarda fazlasıyla sık gruplar halinde gerçekleştiğini görüyoruz. Yani, insanlar ‘Tamam, bunu başka bir bedenle yine yapalım’ diye düşünmüşlerdi” diyor.

Gömme davranışının kökenleri kesin biçimde anlaşılamadı; bununla birlikte, antik insanların ölülerini mağaraların içinde ve dışında yok etmesinin pek çok nedeni olmalıydı. Cambridge Üniversitesi İnsan Evrimi Araştırmaları Merkezi’ne bağlı Duckworth Laboratuvarı’nın küratörü Trish Biers, verdiği demeçte, insanların ve diğer çoğu hayvanın çürümeye karşı ‘doğuştan gelen bir tiksinti hissine’ sahip olduğunu belirtiyor. Biers, “Ölüp çürümeye başladığınızda, bir şeylerin yanlış gittiğini anlarsınız ve bu aslında fazlasıyla tatsız bir süreçtir” diyor.

İnsanlar, cesetler çürüyüp kokmaya başladıklarında ve orada yaşayanları sineklere, hastalık yayıcı mikroplara ve böceklere maruz bıraktıklarında, cesetlerle başa çıkmak için bir yola ihtiyaç duydular. Başlangıç aşamasında, mezarlar ya da diğer ceset imha yolları, öncelikle ölümün yol açtığı bu pratik sorunu ortadan kaldırmış ve ilerleyen zamanda daha karmaşık bir hale gelmiş olabilir.

İŞLEM DOĞAL ÇEVREYE GÖRE FARKLILIKLAR GÖSTERİYORDU

Zamanla daha da karmaşıklaşan cenaze törenlerine giden yol tam olarak doğrusal değildi. Oxford Ölüm ve Mezar Arkeolojisi El Kitabı (Oxford University Press, 2013) adlı yayında paylaşılan bir araştırma, Avrasya’da bulunan ayrıntılı mezarların Üst Paleolitik dönemde (günümüzden 45 bin ilâ 10 bin yıl önce) bir görünüp bir kaybolduğunu, mezarların genelde fazlasıyla sade olduğunu ve günlük hayatta kullanılan nesneleri içerdiğini ortaya çıkardı.

Avrasya odaklı araştırmanın yazarları bunun yanı sıra bu mezarlardan nispeten az sayıda bulunduğu için, Üst Paleolitik döneme ait mezarların doğası ve ardında yatan anlama dair kesin sonuçlara ulaşmanın fazlasıyla güç olduğunu aktarıyorlar. Bunlara ek olarak, antik mezarlar bölgeye göre de farklılıklar sergiliyordu.

Biers’a kalırsa, insanların ölülerini gömme biçimleri, yaşadıkları doğal ortam ve insanların hangi malzemelere sahip oldukları da dahil olmak üzere, bir dizi etkene bağlı olmalıydı. Ölülerin yakıldığı cenazeler, çok sonraki dönemlere dek gerçekleşmedi. Kayıtlara geçen en eski ölü yakma töreni ‘Mungo Lady’ ismiyle biliniyor ve yaklaşık 40 bin yıl önce gerçekleştirildi. Biers, “Cenazeler hakkında ders vermeye ve cenaze uygulamalarını araştırmaya ilişkin en çok sevdiğim şeylerden biri, bunların fazlasıyla değişken olmaları” diye ekliyor.


Yazının orijinali Live Science sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)