İnsanların yeraltında yaşadığı kasaba: Coober Pedy
Coober Pedy'nin bazı yeraltı bölgelerine normal binaların içinden giriliyor. Bazı bölgelere de sokaklardaki tünellerden ulaşılıyor.
DUVAR - Avustralya'nın Adelaide kentinin 848 kilometre kuzeyinde, ülkenin merkezine uzanan uzun, tozlu ve ıssız bir yolun üstünde esrarengiz birkaç kum piramit bulunuyor. Etrafta ise inatçı birkaç çalı dışında hiçbir şey yok. Aynı yolda ilerledikçe bu gizemli yapıların sayısı artıyor. Gelişigüzel dağılmış bu toprak yığınları uzun zaman önce unutulmuş birer anıt gibi. Ara sıra, birinin yanından yerden çıkan beyaz bir boru görmek mümkün. Bunlar yaklaşık 2 bin 500 kişinin yaşadığı, opal taşı madenciliği yapılan Coober Pedy kasabasına ulaştığınızın ilk işaretleri.
Kum piramitlerin çoğu, onlarca yıldır yapılan madencilikten biriken atık topraklar. Ancak bazıları aynı zamanda yeraltında yaşama işaret ediyor. Coober Pedy'de nüfusun yüzde 60'ı demir açısından zengin kumtaşı ve siltaşı kayaların arasına inşa edilmiş, neredeyse tamamen gizli evlerde yaşıyor. Bazı mahallelerde, yerleşime dair tek işaret, havalandırma bacaları ve girişlerin yakınına dökülen fazla toprak.
Avustralya yerli halkları arasında 'delikteki beyaz adam' anlamına gelen Coober Pedy'de yaz mevsimi o kadar sıcak geçiyor ki kuşlar gökten düşüyor, elektronik cihazların ise buzdolabında saklanması gerekiyor.
Bu yıl dünyanın birçok yerinde görülen aşırı sıcak hava dalgalarıyla yeraltı yaşam yöntemleri yeniden değerlendiriliyor. Temmuz ayında Çin'in güneybatısındaki Chongquing şehrinde hava sıcaklıkları 10 gün boyunca 35 derecenin üzerine çıkınca 2. Dünya Savaşı sırasında inşa edilen hava saldırısı sığınakları yeniden kullanıma açıldı. Şehirde ayrıca yeraltı mağara restoranları popülerleşti. ABD'de üç aydır süren ve kaktüslerin bile baş edemediği sıcaklıklar veya Güney Avrupa'nın her tarafını saran orman yangınları yaşanırken Coober Pedy'den ve diğer örneklerden neler öğrenebiliriz?
Coober Pedy, dünyanın ilk veya en büyük yeraltı yerleşimi değil. İnsanlar binlerce yıldır zorlu iklim koşullarıyla başa çıkmak için yerin altına çekiliyorlar. İki milyon yıl önce Güney Afrika'da bir mağarada kullandıkları aletleri geride bırakan atalarımızdan tutun, 176 bin önceki buz çağında Fransa'daki bir mağarada nedeni anlaşılmayan dikit yığınları yaratan Neandertaller'e kadar bu gelenek uzanıyor. Güneydoğu Senegal'de şempanzelerin bile aşırı sıcaklarla başa çıkmak için mağaraları tercih ettiği görülüyor.
Kapadokya da yeraltı yaşamın önemli bir örneği. Ünlü peribacalarının 85 metre kadar altında, binlerce yıl boyunca kullanılmış dev bir yeraltı şehri yatıyor. Bugün Derinkuyu olarak bilinen ve yüzyıllar boyunca saklı kalan antik şehir birçok kat şeklinde inşa edilmişti ve 20 bin kişiyi aylarca gözlerden gizleyebilecek kapasitedeydi. Söylentilere göre Derinkuyu'nun 1963'te yeniden keşfi bir bölge sakininin sürekli tavuklarını kaybetmesiyle gerçekleşti.
Evinin bodrum katında tavuklarını arayan bir adam, kazara açtığı bir delikten kaybolduklarını fark edince onları takip etmeye karar verdi. Adam, labirent gibi uzanan, uzun koridorlardan oluşan dik bir yeraltı yolu keşfetmişti. Bu, bugün bazı evlerde bulunan ve yeraltı şehre açılan 600'den fazla girişten ilkiydi.