İş dünyası ve kadın örgütleri İstanbul Sözleşmesi'ni savunacak

SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin düzenlediği etkinlikte konuşan STK temsilcileri ve kadın örgütleri, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı herkesi dayanışmaya çağırdı.

Google Haberlere Abone ol



ANKARA - SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği tarafından çevrimiçi düzenlenen “İş Dünyası ve Toplumsal Cinsiyet” etkinliği, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) başta olmak üzere Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu, (TÜRKONFED) 70’e yakın kadın örgütü temsilcisinin katılımıyla gerçekleştirildi.

'GÜN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ SAVUNMA GÜNÜDÜR'

SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Kurucu Başkanı Gülseren Onanç, etkinlikte yaptığı konuşmada toplumun tüm kesimini İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya çağırdı. “Gün İstanbul Sözleşmesi’ni savunma günüdür” diyen Onanç, sözlerine şöyle devam etti:

SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Kurucu Başkanı Gülseren Onanç

“İstanbul Sözleşmesi'ni savunmak sadece toplumsal cinsiyet eşitliğini savunmak değil, cumhuriyeti, demokrasiyi, laikliği, insan hak ve özgürlüklerini, yaşamı ve barışı savunmaktır. Bu toplantıyı İstanbul Sözleşmesi'ni savunmak adına iş dünyası ile kadın örgütleri arasındaki diyaloğu artırmak için yaptık.”

TÜSİAD: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇIKILMASI ŞİDDETİ BESLEYEN ÇARPIK ZİHNİYETİ CESARETLENDİRİR


Toplumsal cinsiyet eşitliğinin; demokratik gelişmişlik, kapsayıcı büyüme ve sürdürülebilir kalkınmanın vazgeçilmez bir unsuru olduğunu söyleyen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ise

“Covid- 19 salgını nedeniyle dünyada eşitsizliklerin derinleşmesi, bir toplumsal cinsiyet eşitliğindeki kazanımları da riske atıyor. Küresel salgın sürecinde kadınlar erkeklere göre daha olumsuz etkileniyor, işlerini daha hızlı kaybediyor, çalışan kadınlar için de ev işleri ve bakım sorumlulukları artıyor. Kadına yönelik şiddet, dünyada ve ülkemizde hala kanayan bir yara. Uluslararası sözleşmeler ve yasalarımız şiddeti besleyen zihniyet yapısıyla ve şiddetle mücadelenin en etkili araçlarıdır. TÜSİAD olarak İstanbul Sözleşmesi'ni, Türkiye ve dünya kadınlarına verilmiş güçlü bir taahhüt olarak gördük. İstanbul Sözleşmesi, kim olursa olsun şiddet mağdurunu korumak için var. Sözleşmeden çıkılmasının, kadına yönelik şiddeti besleyen çarpık zihniyeti cesaretlendirmesinden endişe ederiz” ifadelerine yer verdi.

'KADINI GERİDE BIRAKAN HER TÜRLÜ ANLAYIŞA KARŞIYIZ'

İş dünyasının kadına yönelik şiddet konusunda kurumsal yetenekleriyle harekete geçmesi gerektiğini kaydeden Kaslowski, şunları söyledi:

“Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu'nun başlattığı “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı” projesinin yaygınlaşmasına 5 yıldır destek veriyoruz. Proje kapsamında geliştirilen uygulama rehberi sonrasında 73 kurum bu rehberin uygulanmasında “pilot şirket” oldu. Kalıcı sonuçlar alabilmek için geleneksel kalıp yargılarını dönüştürmek kritik önemde. Kadınları geride bırakan her türlü anlayışa karşı durmayı ve zihniyet dönüşümü için güçlü çaba sarf etmeyi önemsiyoruz.”

'SÖZLEŞMENİN KALDIRILMASI KARARINDAN GERİ DÖNÜLSÜN'


Pandeminin iş gücü piyasası üzerinde yarattığı olumsuzlukların kadınları ciddi ölçüde etkilediğini söyleyen TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan da olumsuz etkileri azaltmak için teşvik paketlerinden vergi muafiyetine kadar bir dizi çözüm önerisi sunduklarını belirtti.

“Güçlü toplum, güçlü ekonomi ve güçlü demokrasinin yolu, kadının hayatın her alanına aktif katılımıyla mümkün” diyen Turan, “Pozitif ayrımcılık değil toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde, adil bir sistem inşası ile kadın-erkek birlikte hayatı dönüştürebilir. İstanbul Sözleşmesi’nin daha iyi bir sözleşme yazılmadan kaldırılması, kadını ikinci sınıf gören, en temel insan haklarını yok sayan zihniyeti cesaretlendirecektir. Bundan büyük endişe duyuyor, bu karardan muhakkak geri dönülmesi gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu. (DUVAR)