YAZARLAR

İşçi sınıfı beklemede

Temmuz ayı, emek kesimi açısından ciddi bir sınav özelliği taşıyor. AKP hükümeti, asgari ücrete ikinci bir zammı düşünmüyor, emekliye de sadece yüzde 25’lik bir enflasyon farkı ödenecek. DİSK’in dışındaki sendikalar, bu konuda ciddi bir mücadeleden kaçınıyor. CHP de bir gayret gösteriyor ama asıl sorun işçi sınıfının daha güçlü bir mücadele vermesi. Sınıf da beklemede…

Asgari ücrete ara zam ve emekli aylıklarına temmuz ayında yapılacak artış, emek kesiminin günümüzdeki en önemli sorunları arasında yer alıyor. AKP Hükümeti, asgari ücrete temmuz ayında bir zam yapılmayacağını belirttiği gibi TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) gerçek olmayan enflasyon oranlarına göre emekli aylıklarına yapılacak zam oranı da SSK ve Bağ-Kur emeklileri için yüzde 25-26 dolayında olabilecek.

Halen net asgari ücret 17 bin 2 TL. Türk-İş’in Mayıs 2024 araştırmasına göre ise, açlık sınırı 18 bin 969 TL. En düşük emekli aylığı 10 bin TL ancak 16 milyon emeklinin yarısından fazlasının kök aylığı 8 bin TL’nin altında olduğu için bu kesim yine 10 bin liralık emekli aylığı almaya devam edecek, yani temmuzda sıfır zam almış olacak.

Türkiye’de asgari ücret, nerdeyse ortalama ücret haline geldi. 15 milyon dolayındaki çalışanın yarısına yakını (6 milyon 500 bin ücretli) asgari ücret düzeyinde aylık alıyor. Bu rakama en yakın Avrupa ülkelerinden biri olan Bulgaristan’da bile asgari ücretle çalışan oranı yüzde 15. Avrupa ortalaması olarak asgari ücretle çalışan ise, tüm çalışanların yüzde 4-5’ini oluşturuyor.

EHP: ASGARİ ÜCRET 42 BİN TL OLMALI

Emekçi Hareket Partisi’nin (EHP) Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (milli gelir üzerinden) yaptığı hesaplamaya göre; 2024 yılında kişi başına düşen aylık Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın 1.308 dolar yani 42.300 TL olduğu, bu durumda asgari ücretin de 42.300 TL olması gerektiği ortaya konuyor.

Yine EHP’nin 2024 Eurostat verilerine göre yaptığı araştırmada, Avrupa’da en fazla asgari ücret 2.571 Euro ile Lüksemburg’da. Üçüncü sıradaki Almanya’da asgari ücret 2.054 Euro. Türkiye ise, 16. sırada ve 486 Euro.

Emekçi Hareket Partisi’nin espri ile yaptığı yorumda da şöyle deniliyor:

“Türkiye, emekçiye verilen ücretlerde en alt sıralarda. Cepte para yok ama Almanya bizi kıskanıyor! Almanya’daki asgari ücret Türkiye’nin 3.5 katı. Hal böyleyken Hans, Hasan’ı neden kıskansın?”

Emekli maaşları açısından da Almanya’da ortalama emekli aylığı 1.488 Euro iken Türkiye’de 281 Euro. Yine EHP’nin deyişiyle “2002’de asgari ücretin üstünde olan emekli ücretleri, bugün bütün ücretlerin altında. Emekli maaşı asgari ücretin yarısı bile etmiyor. Ölümden öte köy yok, ama açlıktan öte köy var…”

TÜRK-İŞ: ARA ZAM YAPILMALI

Yasal açıdan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçi kesimini en fazla üyeye sahip sendika temsil ediyor. Bu durumda Türk-İş, temsil yetkisine sahip işçi konfederasyonu oluyor. Uzun bir süre Türk-İş’ten asgari ücret konusunda bir ses çıkmadı.

Nihayet geçtiğimiz günlerde Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, bu konuda bir açıklama yaptı. Atalay, 23 Haziran 2024’te Sözcü’ye yaptığı açıklamada, yükselen enflasyonun alım gücünü azaltması nedeniyle asgari ücrete ara zam yapılması gerektiğini belirtti.

Ergün Atalay, “Son yılların en zor, en sıkıntılı dönemini geçiriyoruz. Ben, 25 yıldır enflasyonun bu kadar ezdiği bir dönem görmemiştim, yaşamamıştım. Enflasyonun durdurulması ve asgari ücrette de iyileştirme yapılması zorunlu. Enflasyon durdurulmazsa, yapılacak bir iyileştirmenin hükmü bir ay bile sürmez” ifadesini kullandı.

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise, basına yansıyan 21 Mart 2024 tarihli en son açıklamasında,  “Asgari ücret tespit komisyonu toplantıları sırasında, asgari ücretin bir yıllık olarak belirlendiği ifade edildi. Eğer enflasyondaki bu yükseliş ve fiyatlardaki bu artış söz konusu olursa doğal olarak bu tartışmalar hızlanacaktır" diye görüş belirtti.

DİSK: MÜCADELE YÜKSELTİLMELİ

Görüldüğü gibi gerek Türk-İş, gerekse de AKP iktidarına yakınlığı ile bilinen Hak-İş konfederasyonu asgari ücretle ilgili ciddi bir mücadeleye girmek konusunda aktif bir tutum almıyorlar.

DİSK ise, daha etkin bir mücadeleden yana gözüküyor. Nitekim DİSK Başkanlar Kurulu’nun 31 Mayıs 2024 tarihli sonuç bildirgesinde asgari ücret konusunda şu açıklama yapıldı:

”Asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretlerin artırılması gündemiyle bir mücadele sürecinin örgütlenmesi; bu amaçla işçi sınıfını asgari ücrete mahkûm eden düzenin kırılması, işçi sınıfının özgür iradesini tümüyle yansıtacağı bir şekilde örgütlenmesi ve toplu iş sözleşmesi sisteminin yaygınlaştırılması için mücadelenin yükseltilmesi gereklidir.”

Kuşkusuz bu konulara ilişkin nasıl bir mücadelenin örgütleneceği ve yapılacağı net bir biçimde ortaya konmuş değil. Önümüzdeki süreçte bu mücadelenin somut bir yol haritasının ortaya konması, daha uygun bir çözüm olarak gözükmektedir.

CHP MİTİNGİ 30 HAZİRAN’DA

Öte yandan siyasi partiler açısından da ana muhalefet partisi CHP, asgari ücret ve emeklilere zam konusunda belli bir hareketlenme içinde bulunuyor. Nitekim CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 30 Haziran'da Kocaeli’nin Gebze ilçesinde "Geçinemiyoruz Mitingi" düzenleyeceklerini söyledi.

Özgür Özel, “Türkiye’nin en büyük emek kenti olan Gebze’de işçilerle, emeklilerle, çalışanlarıyla, bütün emekçilerle, esnafla, çiftçilerle büyük bir miting yapacağız. Asgari ücrete zam yapılması gerektiğini, emekli maaşlarının iyileştirilmesi gerektiğini bir kez daha haykıracağız" dedi.

Böyle bir mitinge sendikaların da aktif bir destek vermesi gerekiyor. Muhalif siyasi partilerle sendikalar arasında emeğin sorunları açısından daha yakın bir işbirliği çok daha gerekli bir durumdur.

FRANSA ÖRNEĞİ

Fransa’da toplumsal muhalefet hareketi, 2022’den itibaren sendikalar ve sol muhalif partilerle birlikte ciddi bir işbirliği yaptı. Macron Hükümeti’nin emeklilik ve sosyal güvenlik yasaları ile yabancılara ilişkin yasal düzenlemelerine karşı işçilerin direnişi, sol muhalefetle birlikte sahada ortak bir mücadele verdi.

Fransa’nın 5 büyük işçi sendikası, 2008’den sonra ilk kez 2022 yılında Sendikalar Birliği adı altında bir araya gelerek başta emeklilik yasası olmak üzere emekçilerin hak kayıplarına karşı ortak bir mücadele yürüttü. Bu birlik, ülke çapında yürüyüş, grev, işgal ve direnişleri örgütledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un son Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra ülkede erken seçim ilan etmesi üzerine sosyalist ve sol partilerin oluşturduğu Halk Cephesi, yeni seçimlere ortak adayla girme konusunda anlaşma yaptı, sendikalar da bu öneriyi desteklediler.

Yine sendikaların 2022-2023 yıllarındaki mücadelesi sırasında Halk Cephesi’ni oluşturan sol partilerin bu direnişlere aktif olarak destek verdiği de biliniyor.

Ülkemizde bu tür süreçlerin oluşması oldukça zor. Ancak işçi sınıfının ve örgütlerinin bir yerden başlaması, bekleme durumundan daha aktif bir konuma geçmeleri gerekli gözüküyor. Bakalım süreç ne gösterecek?  


Atilla Özsever Kimdir?

1967 yılında Kara Harp Okulu’nu bitirdi. 12 Mart (1971) döneminde piyade üsteğmeni iken siyasi görüşleri nedeniyle ordudan çıkarıldı. 2.5 yıl cezaevinde kaldı. Daha sonra iktisat öğrenimi gördü, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı, doktorasını İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamladı. 1974 – 2002 yılları arasında gazetecilik yaptı. 2003- 2011 yılları arasında da Maltepe Üniversitesi’nde kadrolu öğretim üyeliği görevinde bulundu. 2011 yılından itibaren de çeşitli üniversitelerde çalışma ekonomisi ve medya alanında dışarıdan dersler veriyor. “Tekelci Medyada Örgütsüz Gazeteci” ve “Mesele Teslim Olmamakta” isimli iki kitabı ile çeşitli kitap ve dergilerde yer alan makaleleri bulunuyor.