IŞİD’in kaçırdığı Ezidi çocuğun Şengal’den Filistin'e uzanan hikayesi
Gerçek adı “Meryem” değil ancak o kendisine böyle hitap edilmesini istiyor. 2014 yılı Ağustos ayı sıcağında IŞİD mensupları Şengal’e saldırdığında henüz 8 yaşındaydı.
DUVAR - Meryem ve iki kardeşi de binlerce Ezidi kız, çocuk, kadın gibi alıkonuldu ve götürüldü. IŞİD hilafeti altında zor şartlarda yaşamak ve örgütün bir üyesiyle evlenmek zorunda kaldı. Onu himayesine alan örgüt üyesi Filistin’e götürdü.
Tüm vücudunu kaplayan siyah peçe ile kamera karşısında geçen “Meryem”, şiddet, adaletsizlik ve istismarla geçen 9 yılın hikayesini Zoom üzerinden Rûdaw’dan Nasır Ali'ye anlattı. Meryem ve iki erkek kardeşi, IŞİD'in Şengal’e saldırdığı gün dayılarını ziyaret ediyorlardı. O günü hatırlayan Ezidi kadın, yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi: “Bizim aileden 9 kişi kaçırıldık. İki erkek kardeşim ve ben dayımın evindeydik. Hep birlikte yakalandık. Ailemin diğer üyeleri kaçmayı başardı. Daha sonra yaklaşık bir yıl bir yere götürüldük. Bir yıl sonra kardeşlerim benden ayrıldı. Kardeşlerimden ayrılmak beni çok incitti ve onlarla birlikte olmak istedim. Kardeşlerime ne yaptıklarını bilmiyordum. Biri benden küçüktü. Ben 8 yaşında, küçük kardeşim 7, büyük olan ise 10 yaşındaydı.”
Meryem, kaçırıldıktan sonra Musul’un Telafer ilçesine götürüldüklerini belirtti. Orada yaklaşık bir yıl tutulduklarını söyledi: “İlk olarak bizi bir okula doldurdular. Yakalanan tüm kadın ve kız çocukları orada tutuluyordu. Bu süreçte ailemle [telefonda] konuşabildim ve bana kardeşlerimin kaçarak kurtulduğunu söylediler. Kaçmak istedim ama küçüktüm, kaçamadım.”
Diğer kadın ve çocuk esirler gibi o da Telafer'den Suriye'nin Rakka kentine götürüldü. Orada, Ezidi kadınların satıldığı pazara gözleriyle şahit oldu: “Her gelen kimi beğeniyorsa alıp götürüyordu. Ben ilk başta çocukların tutulduğu bir hapiste tutuldum. Sonra IŞİD’li bir ailenin ailenin yanına yerleştirildim. Bir süre sonra da ‘ergenlik çağın geldi, artık evlenmelisin’ dediler. Henüz 10 yaşındaydım. İlk başta itiraz ettim, onlara ancak yetişkin olduğumda evlenebileceğimi söyledim ancak aile ısrar etti.”
Daha sonra hiç tanımadığı bir adam gelip Meryem’i yanında kaldığı aileden istedi: “Görünüşü ürkütücüydü. Şişman, uzun saçlı ve uzun sakallıydı. Onu gördükten sonra gerçekten çok korktum ve kabuslar gördüm. Korktuğumu görünce beni ona vermediler ve kızların satıldığı pazara götürdüler. Orada iyi bir insan geldi. Beni evlat edineceğini ve büyüyünceye kadar bana bakacağını söyledi. Onun yanında iki yıl kaldım. Sonra IŞİD emirleri zorla evlenmem gerektiğini söylediler.”
İlk başta Suriyeli genç bir adam onunla evlenmek istedi ama gencin annesi, oğlunun kaçırılan bir kadınla evlenmesini istemedi. Sonra 24 yaşında Filistinli bir IŞİD’li gelip Meryem’i aldı. Filistinli ile evlendiğinde henüz 12 yaşında bir çocuk olan Meryem, kendisinden kan örneği alındığını, sonra IŞİD mahkemelerinde evlendirildiğini anlattı: “Mahkemeye 16 yaşında olduğumu söylediler. Çünkü 12 yaşında olduğumu söylesem belki evliliğime izin verilmez diye gerçek yaşımı gizlemem için beni tehdit ettiler. Nikahımızı kıydılar. Bu benim iradem ve istemim dışındaydı. Benim gibi hiç bir kız evlenmek istemiyordu. Adam 24 yaşında, ben 12 yaşındaydım. Bir de hakimin önünde ne diyeceğimi, kaç yaşında olduğumu nasıl anlatacağımı bilemiyordum. Evlilik nedir, nasıldır bilemiyordum.”
Meryem, daha sonra Rakka'da pazara götürüldü, ona altın ve elbise alındı, süslendirildi: “Onların inancında müzik haramdı. Düğün diye bir gelenekleri yoktu. Ben mesela evlenmeyi düşünürsem bir gün beyaz gelinlik giymek isterdim. Onlarda bu yoktu.”
Meryem, Filistinlinin onu alıp evine götürdüğü ilk günü de unutamadığını anlattı: "Sonra beni bir eve götürdü. O bana bakıyordu, ben ona. Garip bir duyguydu. Neler oluyor bilmiyordum. Evliliğin ne olduğunu bilmiyordum. Akşam oldu, adam ne yaptığını biliyordu ama ben bilmiyordum. Benden yatmamı istedi ama bu deneyim bana çok garip geldi, çok kötü oldum. Şuurumu kaybettim. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Sonra bana tecavüz edeceğini anladım. Ben çocuktum o yetişkindi. Benden beden olarak da çok büyüktü. Sonra benimle zorla yatmayacağını, ancak ben hazır olduğumda yatağını söyledi. Ben ise sadece uyumak istediğimi söyledim. Kalkıp korkudan banyoya girdim, iki saat orada bekledim. Geri dönüp başka odada yatacağımı söyledim. ‘Büyürsem evlenirim’ dedim. Ama o bunun emirlerinden gelen bir emir olduğunu söyledi fakat yine de zorlamadı.”
Meryem, Filistinliden kendisini diğer Kürt kadınların yaşadığı yere götürmesini istedi. Oradaki kadınları tanımasa da orada rahat hissedeceğini biliyordu. Filistinli onu bir günlüğüne diğer Kürt kadınların yanına bıraktı ve bir ay sonra onu geri alacağına söz verdi, ancak bunu yapmadı. Genç kadın, Filistinlinin kendisine zorla tecavüz ettiğini ve bunun kendisini duygusal olarak incittiğini söyledi: "Bana onunla yatmam gerektiğini söyledi. Üçüncü gün eczaneye giderek vücudun bir bölümünü uyuşturan bir ilaç getirdi. Bana ilacı verdi ve ben ağladım. Sonra iki gün bana yaklaşmadı. Ardından her gün benimle yatmak istedi ama ben direndim.”
Meryem bir yıl sonra bir erkek çocuk doğurdu. Anneliğe girişi hayatını değiştirdi: “Ben çocuk doğurduktan iki ay sonra Arap bir kadınla evlendi. Başka bir eş getirdiğinde artık bana yaklaşımı değişti. Şiddet uygulamaya ve dövmeye başladı. İlk bebeğimi doğurduktan iki ay sonra tekrar hamile kaldım, bu kez bir kız doğurdum.”
2018'in sonlarında Suriye Demokratik Güçleri (SDG), IŞİD'e yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Meryem ve IŞİD’li eşi önce Rakka’dan sonra Suda’dan IŞİD'in Suriye'deki son kalesi olan Bağoz’a geçti.
Bombardıman ve çatışmalar altında oradan buraya giden Meryem, çocukları ile birlikte çok tehlikeli ve zor bir süreç yaşadı: “Bağoz’dan sadece kadın ve çocukları çıkardılar. O bana ‘sen git, biz sonra geleceğiz’ dedi. Bizi Hol kampına götürdüler. Orada iki ay kadar kaldım ve ayrılıp İdlib’e geçtim. Sonra onu (Filistinliyi) öldürdüklerini gösteren bir videosunu paylaştılar.”
İki ay sonra kamptan ayrılmanın bir yolunu bulan Meryem, Suriye'nin kuzeybatısında radikal grupların kontrolündeki İdlib vilayetine taşındı: “2019’da İdlib’e doğru yola çıktığımızda ben 9 aylık hamileydim. Yolda otomobilde doğum sancısı çektim. Hastane yoktu, kimseyi tanımıyordum. Yaklaşık 3 ay İdlib’de kaldım. Oradan 30 saat süren bir yaya yolculuğun ardından Türkiye’ye geçtim. Henüz yeni doğum yapmıştım ve diğer çocuğun da küçüktü. Çok zordu.”
Meryem'in, onu eş alan adamın Filistin'deki ailesiyle hâlâ ilişkisi vardı. Sahte pasaportla Türkiye’ye geçtikten sonra onlarla bağlantı kurdu ve 8 ay sonra asile unu Mısır üzerinden Filistin’in Nablus kentine götürdü: “Ailesi bana karşı çok iyiydi ama gençleri çok kötüydü. Sonra aile bana bir ev tuttular çocuklarımla oraya yerleştim. Çocuklarım artık büyüdü, pet kullanmıyorlar. Burada hayırsever bir kadın bana bakıyor, tüm ihtiyaçlarımızı karşılıyor.”