İstanbul Opus Amadeus Oda Müziği Festivali 10. kez ‘merhaba’ diyor
Bu yıl 10. kez düzenlenen İstanbul Uluslararası Opus Amadeus Oda Müziği Festivali 3 Mart-31 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek. Festivali, sanat yönetmenliğini üstlenen Mehmet Mestçi ile konuştuk.
DUVAR - Türkiye, klasik müziğin kitlelere kolay ulaşabildiği bir ülke değil. Az sayıda uygun salonda ve kimi zaman farklı mekânlarda ve vesilelerle düzenlenen klasik müzik konserleri ve dinletileri yine de bu müziği seven sınırlı sayıda dinleyicinin yoğun ilgisine mazhar oluyor.
Müzik organizasyonlarını kolaya kaçmadan yapmanın hâlihazırda zor olduğu bir ülkede, oda müziği gibi niş bir tarza adanmış bir festival ise on yıldır dopdolu programlarla bu müziği dinleyicisiyle buluşturuyor. İstanbul Uluslararası Opus Amadeus Oda Müziği Festivali, 2012’den beri İstanbul’un sanat hayatına çok önemli bir renk katıyor. Dünyanın birçok ülkesinden ve Türkiye’den alanlarının en iyileri olarak gösterilen sanatçıları her yıl İstanbul’un tarihi mekânlarına ve sahnelerine getiren festival, müzikseverlerin Ortaçağın derinliklerinden günümüzün çağdaş müziklerine uzanan bir genişlikteki repertuarla tanışmasına olanak sağlıyor.
10.’su bugün başlayan festivalin ilk konseri, Kadıköy’deki Süreyya Operası’nda gerçekleştirilecek. Bu akşam 20:00’de başlayacak olan konserde Almanya’nın genç ve parlak barok virtüözlerinden Jan Nigges seçkin müzisyenlerden kurulu topluluğu Baroque For You ile sahne alacak.
Çeşitli aralıklarla farklı mekânlarda düzenlenecek olan İstanbul Uluslararası Opus Amadeus Oda Müziği Festivali’ni, on yıldır sanat yönetmenliğini üstlenen müzik insanı Mehmet Mestçi ile konuştuk:
11. YÜZYILDAN DA 2022’DEN DE ESERLER DİNLENEBİLECEK
İstanbul Uluslararası Opus Amadeus Oda Müziği Festivali bu sene 10. yaşını kutluyor. . Başladığı günden bu yana Klasik Batı Müziği alanında ilgiyle takip edilen festivallerden biri olan Opus Amadeus, 10. senede kendini nasıl hissediyor ?
Evet, seneler ve konserler hızla geçti, festivalimiz önemli bir yaşa geldi. Bu yıl sloganımız, “10 Yıldır Birlikteyiz”. İstanbul’un ve dünyanın sanat hayatına katıldığımız 2012 senesinden bu yana birlikteliğimizin gücüne ve büyüsüne inanarak Avrupa’nın ve Türkiye’nin başarılı ve sevilen topluluklarını İstanbul’da sanatseverlerle buluşturmaya devam ediyoruz. Her sene hazırladığımız birbirinden renkli, yaratıcı, heyecan ve tutku dolu oda müziği programlarını konser salonları dışında özellikle tarihi ve akustik açıdan mükemmel mekânlarda müzikseverlerle buluşturmaya devam ediyoruz.
Bu seneki festivalin repertuvarını nasıl oluşturdunuz?
Opus Amadeus Oda Müziği Festivali ilk günden bu yana Klasik Batı Müziği’nin tüm dönemlerinden seçkin eserleri sanatseverlerle buluşturmaya özen gösterdi. 31 Mayıs’a kadar devam edecek festivalimizde bu sene de 11. yüzyıl ortaçağından Rönesans’a, Barok’tan 20. yüzyıl müziğine ve çağdaş müziğe, farklı dönemlere ait pek çok eser sanatseverlerle buluşuyor. Festivalde seslendirilecek en eski eser Klasik Batı Müziği’nin ilk önemli kadın bestecisi Hildegard von Bingen’in 11. yüzyıla ait bir parçası. Konserlerde yer alan en çağdaş eser ise piyanist ve besteci Barış Büyükyıldırım’ın ‘Triquetra’ isimli solo klavsen için yazdığı 2022 tarihli parça.
RENKLİ PROGRAM
Biraz da kimleri dinleyebileceğimizden söz eder misiniz? Festival programında kimler var?
Festivale bu sene ülkemizin sevilen sanatçı ve topluluklarının yanı sıra Avrupa'dan da çok sevilen ve yaptıkları kayıtlarla ödüller kazanmış oda müziği grupları yer alıyor. 3 Mart’ta Süreyya Operası’nda Almanya’nın hızla yükselen barok toplulukları arasında gösterilen ‘Baroque For You’ konseriyle başlıyoruz. Festival, 31 Mayıs’ta Deniz Müzesi’nde piyano virtüözleri Tuluğ Tırpan ve Emre Yavuz’un vereceği konserle sona erecek. 12 Mart’ta New Collegium,15 Mart’ta Repicco, 29 Mart’ta İstanbul Opera Topluluğu, 15 Mayıs’ta Zelenka Ensemble İstanbul, 22 Mayıs’ta Adalar Çocuk Orkestrası ve 28 Mayıs’ta Trio Passacaglia müzikseverlerle buluşacak.
Mehmet Mestçi
Diğer kimi festivalleri de organize ettiğinizi, bu alanda farklı konularda destek verdiğinizi biliyoruz. Peki, sizi bu festivalin parçası olmaya iten şey neydi?
Türkiye’de, Macaristan’da ve İskoçya’da yıllarca canlı dinlediğim birbirinden muhteşem konserlerin sınırsız enerjisi seneler sonra festival organizasyonları yapmaya başlamamda önemli rol oynamıştır. Bu bastırılamaz, yoğun arzunun teoriden gerçeğe dönüşmesinin hikayesi kısaca şöyle: İstanbul, 2010’da Avrupa Kültür Başkenti idi ve aynı zamanda da Chopin’in doğumunun 200. yıldönümüydü. Festival kuruluna sunduğum ‘Chopin Piyano Haftaları’ dosyası kabul edilince profesyonel organizasyon hayatım uluslararası bir festival ile başlamış oldu. Daha sonra da oda müziğine duyduğum ilgi ve sevgi ile Opus Amadeus Oda Müziği Festivali’ni hayata geçirdik.
Oda Müziğinin Türkiye’deki konumu nedir ? Hangi dinleyici kesimine hitap ediyor bu müzik?
Klasik Batı Müziği türleri ve formları içinde kanımca en samimi ve dingin tür olan oda müziği ülkemizde özellikle son on senedir gözle görülür bir yol kat etti. Başarılı topluluklar kuruldu, oda müziği konserlerinin sayısı müthiş arttı, konser salonları programlarında oda müziğine daha çok yer vermeye başladı, dinleyiciler de son yıllarda oda müziği konserlerinden daha çok keyif almaya başladı. Bu son derece sevindirici bir gelişme. Opus Amadeus Oda Müziği Festivali olarak çorbada biraz olsun bizim de tuzumuz olmuşsa bundan gurur duyarız. Sadece İstanbul’da değil, ülkemizin bazı diğer şehirlerinde de sanatseverler artık kaliteli topluluklar tarafından seslendirilen kaliteli oda müziği konserleri dinleyebiliyorlar. Bence bu süreç artık geri döndürülemez ve tekrar etmem gerekirse gerçekten çok sevindirici. Oda müziği, Klasik Batı Müziği seven ve gerek konserler aracılığıyla, gerek CD ve plaklardan düzenli olarak klasik müziği takip eden her yaştan dinleyici kesimine hitap ediyor.
2018’den bu yana bir festival daha düzenliyorsunuz: Opus Amadeus İstanbul Org Festivali. Bundan da biraz söz eder misiniz?
Sözünü ettiğiniz festival bizim için hiç beklemediğimiz bir mucizenin gerçekleşmesi demekti. İlk kez dört yıl önce Harbiye Saint Esprit Kilisesi’nde Türkiye’deki ilk org festivalini düzenledik. Böylece 2012’den bu yana düzenlediğimiz İstanbul Uluslararası Opus Amadeus Oda Müziği Festivali’nin yanına yeni ve çok özel bir tema ekleyerek festival ailemizi genişlettik. Org Festivali, iki sene boyunca üst üste geniş bir sanatsever kitleden ve özellikle gençlerden büyük ilgi gördü, bu da bizi sonraki org festivalleri için çok cesaretlendirdi. O festivalin kısacık tarihine Türkiye, İtalya, Danimarka, Fransa ve Macaristan’dan çok değerli sanatçılar sığdı. Bach’ın ünlü eseri ‘Toccata ve Füg’ ile Widor’un ustalık isteyen ‘Toccata’sı gibi org repertuvarının dünyaca sevilen eserlerini sanatseverlerle buluşturduk. Ancak pandemi sebebiyle 2020’de ara vermek zorunda kaldık. Umarım yakın gelecekte bıraktığımız yerden devam etme imkânı bulabiliriz.
Festivali bu sene Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası, Beşiktaş Belediyesi, Hollanda Kraliyeti İstanbul Başkonsolosluğu, Almanya Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu, Liszt Enstitüsü Macar Kültür Merkezi, Hitay Vakfı, Adalar Gelişim Derneği bünyesinde faaliyet gösteren Adalar Çocuk Orkestrası, Büyükada Anadolu Kulübü ve Radyo Voyage destekliyor. Festival programına ve biletlere opusamadeus.com festival resmi web sitesinden erişilebilir.