Danıştay savcısı: İstanbul Sözleşmesi'nin fesih kararı anayasaya aykırı
İstanbul Sözleşmesi'nin feshi kararının iptali talebiyle açılan davaların üçüncü grup duruşmaları Danıştay’da görüldü. Duruşma öncesi açıklama yapan kadınlar, "Sorulacak bir hesabımız var" dedi.
ANKARA - Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına karşı Danıştay’da açılan davaların duruşmaları sürüyor. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in başvurusunun da aralarında bulunduğu 16 dava, bugün Danıştay 10. Daire’de esastan görüldü.
MERAL AKŞENER’İN DANIŞTAY PROGRAMI İPTAL
İstanbul Sözleşmesi’nin feshi işlemenin iptali için açtığı davanın duruşmasına bizzat katılacağı açıklanan Akşener’in, duruşmaya dakikalar kala Danıştay programı iptal oldu. İYİ Parti adına duruşmaya Kadın Politikaları Başkanı Ünzile Yüksel, Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Bahadır Erdem katılacak.
'BU DAVALAR HUKUK TANIMAYANLARLA HUKUKA İNANANLAR ARASINDA'
Bugün saat 09.45 itibariyle başlayacak olan duruşmalar öncesinde kadın örgütleri ve barolar Danıştay önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamalarda, ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ sloganları atılarak mücadele mesajı verildi. EŞİK Platformu adına konuşan Fidan Ataselim, Meclis’in iradesinin tek kişiye devredilemeyeceğini, fesih işleminin hukuksuz olduğunu belirterek “Danıştay’daki bu davalar bizim için hayat memat meselesi. Tam anlamıyla ölüm kalım meselesi” dedi.
Danıştay hakimlerine üzerlerindeki tarihi sorumluluğu hatırlatmak için Danıştay’da olduklarını ifade eden Ataselim, bu davaların hukuk tanımayanlar ile hukuka inananlar arasında olduğuna vurgu yaptı.
‘SORULACAK BİR HESABIMIZ VAR’
Anayasa Hukuk Araştırmaları adına konuşma yapan akademisyen Ece Göztepe de Cumhurbaşkanı kararının hukuksuzluğuna dikkat çekti, davaların takipçisi olacaklarını söyledi
Türkiye İşçi Partisi adına konuşan Sera Kadıgil ise, “Bu davaların hukuksuzluğunu söyledik. O yüzden görülecek bir dava, sorulacak bir hesabımız var. Kadın düşmanları gidecek kadınlar kalacak” dedi.
‘BU DAVA BİR KİŞİNİN DEĞİL, TÜM KADINLARIN DAVASI’
İYİ Parti Kadın Politikaları Başkanı Ünzile Yüksel de duruşma öncesinde yaptığı açıklamada Meral Akşener adına davada savunma yapacaklarını belirterek, “Bu dava bir kişinin değil, tüm kadınların davası olarak gördüğümüz için buradayız” şeklinde konuştu.
SAVCIDA DEĞİŞİKLİK: AKŞENER DAVASINDA MÜTALAA VEREN SAVCI YER ALDI
Danıştay 10. Daire’de görülmesine başlanan duruşmada savcının değişmesi dikkat çekti.
28 Nisan ve 7 Haziran’daki duruşmalarda açıkladığı mütalaa ile İstanbul Sözleşmesi’nin feshi işleminin iptalini talep eden savcı Aytaç Kurt’un yerine bugünkü duruşmalarda Savcı Nazlı Yanıkdemir yer aldı.
Savcı Yanıkdemir, İYİ Parti lideri Meral Akşener’in, İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karşı daha önce Danıştay’a yaptığı başvurunun esastan incelemesindeki mütalaasında, “İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanı kararıyla feshedilemez” demişti.
Akşener’de sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada Yanıkdemir için, “Adalet duygusuna sahip savcı” ifadelerini kullanmıştı.
‘İDARİ İŞLEMİN KAMU YARARI YOKTUR’
Duruşmada ilk savunmayı İYİ Parti adına Ünzile Yüksel yaptı. Sözleşmenin fesih işleminin hukuksuzluğunu uluslararası anlaşmalara vurgu yaparak anlatan Ünzile Yüksel, uluslararası anlaşmaların Cumhurbaşkanı kararıyla feshedilme yolunun açılmasının tehlikesine dikkat çekti. Yüksel, “Bu kararın sonu belki de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile medeni haklarımıza kadar gidebilen bir süreç yaşanabilir. Ayrıca idari işlemin kamu yararı da yoktur. İşlemin iptalini talep ediyoruz" dedi.
SERA KADIGİL’İ ‘CUMHURBAŞKANI’ KONUSUNDA UYARAN HEYET BAŞKANINA: AMA O BİZE 'SÜRTÜK' DİYOR
Türkiye İşçi Partisi adına savunma yapan Yelda Koçak da İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararının hukuken yok hükmünde olduğunu hatırlattı, işlemin iptalini talep etti. Koçak’ın ardından söz alan TİP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, İstanbul Sözleşmesi’nin kabulüne ilişkin TBMM’de oy birliği ile karar alındığına dikkat çekti, “Milyonlarca kadını etkileyen bir sözleşmeden bir herifin lafıyla çıkabileceğimizi sanıyoruz. Bu işlemde kamu yararı değil, Tayyip Erdoğan yararından bahsedebiliriz. Bugün cevabını aradığımız tek bir soru var: Danıştay’da hakimler var mı?“ dedi.
TİP’li Kadıgil’in konuşmasına müdahale eden heyet başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsına yönelik hakaret içeren sözler kullanmaması konusunda uyardı. Mahkeme başkanının bu uyarısına “O bize sürtük diyor ama sayın başkan” diyen Kadıgil, salonda bulunan kadınlar tarafından uzun süre alkışlandı.
Alkışlar arasından duyulan "ıslık sesi" sonrası mahkeme başkanı, bu kez de “Alkışlıyorsunuz, tamam ama ıslık çalmayalım. Devlet ciddiyetini korumam lazım” uyarısında bulundu.
ÖLDÜRÜLEN KADINLARIN İSİMLERİ OKUNURKEN SALON AYAĞA KALKTI
Manisa Barosu adına duruşmada söz alan avukat Ebru Kara, dava konusu olan sözleşmenin fesih işleminin hukuksuz olduğunu söyledi. Savunmasının devamında öldürülen kadınların isimlerini okuyan Kara’ya, salonda bulunan kadınlar ayağa kalkarak destek verdi. Kara, “Ben öldürülen kadınlar adına da buradayım” derken salonda bulunan kalabalık da “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganı attı.
BARO BAŞKANINDAN HEYETE: SİZDEN HİÇ UMUTLU DEĞİLİM!
İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel de duruşmada söz alarak vicdani bir savunma yapacağını söyledi.
Konuşmasının devamında heyete "Siz hiç utandınız mı?" diye soran Yücel, "Ben utandım. Her kadın ölümünde, her kan aktığında utandım. Yaşamak istiyorum diyerek ölen kadınların çığlıklarından utandım. Yeri geldi erkek olduğum için utandım" ifadelerine yer verdi.
Heyetin duruşmadaki tavırlarını ise ‘sahnelenen bir oyun’ olarak değerlendiren Yücel, şunları söyledi:
“Ben sizlerden çok umutlu değilim! Nedeni şu: 28 Nisan’daki duruşmada dosyayı bitirmek isteseniz bitirebilirdiniz. Nezaketli tutumunuz, herkesi dinleme arzunuz oynanmış bir oyun, sahnelenmiş bir oyun gibi geliyor bana, üzgünüm. Ben 32 yıldır mahkeme salonlarında bu tavrı çok gördüm. Şimdi söz sırası sizde. Vereceğiniz kararlar beni, sizi, eşit yaşam isteyen herkesi ya bu utançtan kurtaracak ya da devam eden karanlıktan siz sorumlu olacaksınız.”
‘DİĞER SÖZLEŞMELERİN İPTALİ GÜNDEMİMİZDE YOK’
Davacı taraflarının savunmalarının ardından Cumhurbaşkanlığı vekilleri söz aldı.
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü Anlaşmalar Daire Başkanı Emre Topal, önceki duruşmalarda yaptığı "İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararının kadına şiddetle mücadelede aksama yaratmadığı" savunmasını yineledi.
Emre Topal, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının diğer uluslararası sözleşmeleri de riske attığına dair savunmalara cevap verdi.
Topal, "Ne Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, ne de Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin iptali gündemimizde yok" dedi.
Cumhurbaşkanlığı kararının hukuka uygun olduğunu belirten Topal, davaların reddini talep etti.
DANIŞTAY SAVCISI: YA AYM’YE GÖNDER YA İPTAL KARARI VER
Tüm savunmalarının tamamlanmasıyla Danıştay 10. Daire Savcısı Nazlı Yanıkdemir, mütalaasını açıkladı.
İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararının anayasaya aykırı olduğunu belirten Yanıkdemir, sözleşmenin iptali için "Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmalıdır" şeklinde görüş bildirdi.
Dosyaların Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gönderilmemesi halinde yapılması gerekene ilişkin tespitine de mütalaasında yer veren Yanıkdemir şu ifadelere yer verdi: “Bir işlem hangi usule uygulanarak tesis edilmişse aynı usule uyularak feshedilmesi gerekmektedir. TBMM’nin uygun bulma kanunu ile yürürlüğe giren bir anlaşmanın feshi ancak TBMM’nin uygun bulma kanunuyla kaldırılması kararı ve Cumhurbaşkanının uygun bulmasıyla yürürlükten kaldırılacaktır. Sadece Cumhurbaşkanı kararı ile feshedilemez" dedi.
Savcı Yanıkdemir, sonuç olarak mütalaasında dosyanın iptal talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini, aksi takdirde iptal edilmesini istedi.
Yanıkdemir, Türkiye İşçi Partisi ile Tarım Orkam Sen/KESK’in açmış olduğu davaların ehliyet yönünden reddine karar verilmesini de talep etti.
Davalar 8 saat süren duruşmanın ardından yapılan basın açıklaması ile sonlandı.
DURUŞMA ÇIKIŞI AÇIKLAMA: 23 HAZİRAN’DA DA DANIŞTAY’DAYIZ
Danıştay’daki duruşma sonrasında kadın örgütleri basın açıklaması yaptı. Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) gönüllüsü Berrin Sönmez tarafından yapılan açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini yineledi, "Her yönüyle İstanbul Sözleşmesi’nin değerlendirildiği bir duruşma gününü geride bıraktık. Sözleşmeden çekinildiğinden bu yana öldürülen kadınlar anıldı" dedi.
Cumhurbaşkanlığı vekillerinin duruşmada "biz yaptık oldu" minvalinde savunma yaptığını ifade eden Sönmez, "Biz bu savunmayı kabul etmiyoruz. Savcı mütalaasına katılıyoruz. Danıştay kadınların hayatının değerli olduğunu gösterecek bir karar almalıdır" şeklinde konuştu.
Berrin Sönmez’in konuşmasının ardından yapılan açıklamalarda da "Danıştay kararı ne olursa olsun mücadele" mesajı verildi. Kadın örgütleri 23 Haziran’daki duruşmalara da katılım çağrısı yaptı.