İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararına karşı açılan 42 dava bu ay görülecek  

İstanbul Sözleşmesi'nin feshi kararının iptali talebiyle açılan davalar, Danıştay’da gruplar halinde görülecek. Baro ve dernekler, 'hukukun kazanacağı' bir kararın gerektiğine dikkati çekti.

Fotoğraf: Emre Orman / csgorselarsiv.org
Google Haberlere Abone ol

ANKARA- İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının iptali talebiyle açılan çok sayıda dava, Danıştay 10. Dairesi'nde haziran ayı boyunca gruplar halinde esastan görülecek.

Daire, son alınan bilgiye göre aralarında İYİ Parti lideri Meral Akşener, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in başvurularının da aralarında olduğu 42 davayı, 7-14 ve 23 Haziran'da yapacağı üç ayrı duruşmada ele alacak.

Duruşmaların ardından, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili kararın açıklaması beklenirken, bu ay içinde görülecek olan dernek, baro ve sendikaların başvurularına ilişkin duruşmalara katılım çağrısı yapıldı.  

BİR AYDA 42 DURUŞMA 

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptaline ilişkin açılan davalardan 15’i 7 Haziran’da görülecek. Danıştay 10. Dairesi’nde yarın yapılacak duruşmalar arasında HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, SOL Parti, Yargıçlar Sendikası ile Malatya, Zonguldak, Çanakkale, Kars, Artvin, Denizli, Kırklareli, Tokat, Aksaray ve Şırnak Barolarının açtığı davalar yer alıyor.  

15 duruşma ise 14 Haziran’da görülecek. İYİ Parti lideri Meral Akşener’in açtığı davanın yanı sıra bir diğer hafta yapılacak olan ve ağırlıklı olarak baroların oluşturduğu duruşmalar şu şekilde: Türkiye İşçi Partisi, İzmir Barosu, Trabzon Barosu, Mersin Barosu, Giresun Barosu, Eskişehir Barosu, Burdur Barosu, Adana Barosu, Manisa Barosu, Uşak Barosu, Bolu Barosu, Hatay Barosu, Tarım Orkam Sen/KESK ve Avukat Sedef Erken.  

Ay boyunca sürecek duruşmalar, 23 Haziran’da görülecek 12 dava ile sona erecek. O gün esastan görülecek davalar arasında Kocaeli, Kayseri, Batman, Samsun, Antalya, Ordu, Yalova, Bursa, Muğla, Van, Amasya Baroları yer alırken aynı zamanda Ankara Diş Hekimleri Odası’nın açtığı davanın da duruşması görülecek.  

DANIŞTAY SAVCISI FESİH KARARININ İPTALİNİ İSTEMİŞTİ

Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına karşı açılan 10 dava 28 Nisan’da Danıştay 10. Dairesi’nde görülmüş, savcının fesih kararının iptalini talep etmesinin ardından kararın daha sonra tebliğ edileceği açıklanmıştı.  

Kararın açıklanması için gereken bir aylık yasal sürenin dolmasına rağmen kararını açıklamayan Danıştay, haziran ayı boyunca bu yönde açılan 42 davanın daha duruşmasını esastan görüşecek. Danıştay’ın 7-14 ve 23 Haziran'da yapacağı üç ayrı duruşmanın ardından, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili kararını açıklaması bekleniyor. 

‘BU DAVALAR POLİTİK BİR MÜCADELE ÜRÜNÜ’  

İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi kararının iptali talebiyle dava açan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey Erden, yarın görülecek duruşma öncesinde süreci değerlendirdi.  

Cumhurbaşkanı kararının "hükümsüz" olduğunu savunduklarını belirten Erden’e göre İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı, cinsiyetçiliğe dayalı otoriter, baskıcı, gerici toplum düzenini tercih eden siyasal yaklaşım tercihinin sembolü.  

Bu davaların politik bir mücadele ürünü olduğunun altını çizen Erden, “Tüm gücümüzle hep beraber mücadele ediyoruz. Baroların ve siyasi partilerin dava açması bu nedenle hayati derecede önemlidir. Eğer Danıştay’dan olumsuz bir karar çıkarsa kendilerini iktidarın Danıştay’ı olarak tanımlarız, mücadelemize kesintisiz devam ederiz” dedi.  

Müjde Tozbey Erden

Türkiye’de yargının da sebebiyet verdiği kadın düşmanlığının kadını güçsüzleştirdiğini kaydeden Erden, şunları söyledi: İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi bu anlamda kadın düşmanlarına cesaret verdi. Sözleşmenin feshedildiği duyuruldu ve ertesi gün 7 kadın öldürüldü. Elbette bu bir tesadüf değil. Her geçen gün artış göstermekte olan şiddet olaylarının önüne geçebilmek için toplum dinamiklerinin değişmesine ihtiyacımız var.”

YARGIÇLAR SENDİKASI: DANIŞTAY’IN YAPISINA MÜDAHALE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İLE İLİŞKİLİ OLABİLİR 

Yarın görülecek duruşmalar arasında Yargıçlar Sendikası davası da var. Sendika Başkanı Ayşe Pehlivan, Danıştay savcısının mütalaasına vurgu yaparak, “Hukuki anlamda bakacak olursak Danıştay savcısının mütalaasına uygun olarak heyetin fesih kararını iptal etmesi gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasının geliştirilmesi gündeme alınmalıyken ortaya çıkan bu fesih işlemini kabul etmiyoruz. Umarım Danıştay siyasi olarak değil de hukuk içinde kalarak bir değerlendirme yapar” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Meclis’e sunulan ‘altıncı yargı paketi’ ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 31 Aralık 2022'de sona erecek olan görev sürelerinin 31 Aralık 2026’ya kadar uzatılması öngörülüyor. Pehlivan’a göre bu planlama da İstanbul Sözleşmesi davalarının hukuki süreci ile bağlantılı olabilir.  

Daha önce Danıştay’ın en üst organı olan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun sözleşmenin feshine karşı açılan davalarda yürütmenin durdurulması talebini reddettiğini hatırlatan Pehlivan, şöyle konuştu: “Danıştay 10. Dairesi’nin olumsuz bir karar vermesi durumunda bir üst organ olan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na başvuru yapılır. ‘Altıncı yargı paketi’ ile getirilmek istenen kurulun yapısının devamı kararı da İstanbul Sözleşmesi hakkında daha önce verilen ret kararı ile ilişkili olabilir. Aynı kurulun devam etmesi isteniyor olabilir. Umarım hiç buna gerek kalmadan Danıştay’dan olumlu bir karar çıkar ve hukuk kazanır.” 

 Ayşe Pehlivan
‘BİZLER İÇİN KUTSAL OLAN TÜRKİYE’DEKİ AİLE YAPISI DEĞİL, İNSANLARIN YAŞAM HAKKI’ 

Kırklareli Barosu’nun da fesih işlemine karşı açtığı davanın duruşması yarın görülecek. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Kadın Hukuku Komisyonu’nun da dönem sözcüsü olan baronun, tüm baroların kadın hukuku komisyonları adına savunma yapacağını ifade eden Kırklareli Barosu Kadın Hukuki Komisyonu Koordinatörü Oylum Yaman, fesih işleminin hukuken yok hükmünde olduğunu söyledi. Açtıkları davada öncelikle feshin hukuksuz olduğunun tespitini istediklerini, aksi halde Anayasa’nın 104. maddesine aykırılıktan bu kararın iptal edilmesini talep ettiklerini belirten Yaman, "Davanın hukuki temelinden çok siyasi bir saikinin olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’de kadın cinayetleri, aile içi şiddet vakaları gittikçe artıyor; ancak bunlara karşı bize söylenen “İstanbul Sözleşmesi aile yapısını bozuyor” oldu. Bizler için kutsal olan Türkiye’deki aile yapısı değil, insanların yaşam hakkıdır” dedi.  

Oylum Yaman

Avukat Yaman, İstanbul Sözleşmesi’nden bu şekilde vazgeçmenin aynı zamanda hukuka uygun olmadığı yönünde Danıştay Başsavcılığı'nın mütalaası bulunduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Yarın görülecek duruşmalarda da bizlere destek veren birçok kadın örgütü ve vatandaş da bizim yanımızda olacaktır. Aslında 28 Nisan’da yapılan duruşma sonrası 15 gün içinde kararın açıklanması gerekiyordu; ancak Danıştay bütün duruşmaları bitirdikten sonra bir karar vereceğe benziyor. Hukukun kazanacağını düşünüyoruz. Sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız.”