İstanbul'da ortalama yaşam maliyeti 'uçtu': 4 kişilik bir aile için...
Eylül ayında İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti geçen aya göre 2,498 TL artarak 71,431 TL oldu. Bu rakam ocak ayında 53,058 TL düzeyindeydi.
GEÇEN HAFTANIN TEK KAZANANI
DÖVİZ YATIRIMCISI OLDU
Bir yanda merkez bankalarının politika faizlerinde yaptıkları indirimlere ve küresel piyasalardan gelen verilere odaklanılan son haftalarda, yatırım araçlarını doğrudan etkileyen siyasi gelişmeler ve gerilimler de yakından izleniyor. İsrail’in doğrudan Lübnan’ı hedef alması ve İsrail-İran çatışması ihtimali sebebiyle, ons altın yukarı yönlü hareketini sürdürüyorken, ABD’den gelen tarım dışı istihdam verisi sonrasında, altındaki hızlı yükseliş trendi yatay seyire döndü. Borsa İstanbul ise bırakın 10,000 puanı test etmeyi, 9,000 puan seviyelerinde tutunmaya çalışıyor. İşte geçen hafta yatırım araçlarının performansları... Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, en düşük 8,850.42 ve en yüksek 9,757.93 puanı gördükten sonra geçen haftayı, bir önceki hafta kapanışına göre yüzde 6.83 değer kaybederek 9,109.34 puandan tamamladı. 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı geçen hafta yüzde 0.14 azalışla 2,919 TL'ye, cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 0.29 düşüşle 19,994 TL’ye indi. Bir önceki hafta sonu 5,029 TL olan çeyrek altının satış fiyatı yüzde 0.24 azalarak 5,017 TL’ye geriledi. ABD Doları yüzde 0.28 değer kazanarak 34.2530 TL’ye çıkarken, Euro ise yüzde 1.58 azalışla 37.6180 TL seviyesine indi. Yatırım fonları geçen hafta yüzde 2.05, emeklilik fonları yüzde 2.93 değer kaybetti. Yatırım fonları içinde en çok kazandıran yüzde 0.92 ile ‘para piyasası’ fonları oldu.
İŞSİZLİK ORANI VE SANAYİ ÜRETİMİ VERİLERİ
EKONOMİ YÖNETİMİNE MÜDAHALE GETİREBİLİR
Bu hafta yurtiçinde açıklanacak veriler bir yandan sıkılaştırma politikalarının ekonomik aktivite üzerindeki etkilerini ortaya koyması açısından önemli, öte yandan özellikle reel sektörde yaşanan daralmanın boyutlarını görmek açısından... Son aylarda sanayi üretiminde yaşanan sert düşüş, daralmanın boyutlarını ortaya koyar nitelikteydi, aynı sertlikte olmasa da perakende satışlardakı artışta yaşanan gerileme de dikkat çekiciydi. Bu hafta açıklanacak verilerin ilki, pazartesi Hazine nakit dengesi verisi olacak. Merakla beklenen diğer iki veri ise perşembe günü yayımlanacak. Böylelikle işsizlik oranı ve sanayi üretiminde durumu görmüş olacağız. Geçtiğimiz aylarda bu iki veri arasında bir korelasyon sıkıntısı olduğu tartışılıyordu. Sanayi üretiminde yaşanan daralmaya karşın bu gelişmenin işsizlik oranlarına nasıl yansımadığı sorusu kafaları meşgul etti. Büyük olasılıkla verilerde bir sıkıntı var. Sonuçta TÜİK’in güvenilirliğini artık sorgulamadığımız, verilere genel olarak güven duymadığımız için, açıklanan her veriye şüpheyle yaklaşıyoruz millet olarak. Cuma günü gelecek veri ise ödemeler dengesi... Özellikle sanayi üretimi ve ödemeler dengesi verileri, Türkiye ekonomisinin büyüme performansı ve dış ticaret dengesine yönelik beklentiler açısından kritik önem taşıyor. İşsizlik verisinin yükselişe geçmesi durumunda ise siyasi iktidarın paniğe kapılıp dezenflasyon sürecine müdahale etme riski olduğunu söylemek mümkün. Zira bu iktidarın en fazla önem verdiği konu işsizlik oranı... İşsizliğin artmasının siyasi yansımalarından çekinirse siyasi iktidar, ekonomi yönetimine yönelik baskılarını artırabilir. Zaten politika faizini indirme konusunda ciddi baskı altında olan ekonomi yönetimi, bir de böyle bir baskıyla karşı karşıya kalırsa, enflasyonla mücadele ikinci plana itilebilir. Ve sonuçları Türkiye ekonomisi açısından çok kötü olur.
KÜRESEL EKONOMİNİN GİDİŞATINI
BELİRLEYECEK GÖSTERGELER
Bu hafta piyasalar, hem makroekonomik veriler hem de küresel gelişmeleri yakından takip edecek. Amerika, Avrupa ve Asya’dan küresel ekonominin kısa vadede gidişatını belirleyecek pek çok veri gelecek. ABD’den gelen güçlü tarım dışı istihdam verisi sonrası, ekonominin yumuşak iniş yapabileceğine dair beklentiler artmış gibi... Öte yandan enflasyonla ilgili gelişmeler ve Fed’in para politikası üzerindeki belirsizlikler ön planda olacak. Ortadoğu’daki jeopolitik riskler ve Avrupa'da yaşanan enerji krizi gibi küresel belirsizlikler, yatırımcıların risk iştahını sınırlayan ana etkenler... Geçen hafta açıklanan tarım dışı istihdam verisi, ABD ekonomisinin beklentilerin üzerinde bir performans sergilediğini ortaya koydu. Bu hafta boyunca ABD'den gelecek olan TÜFE, ÜFE ve Michigan Üniversitesi Tüketici Güven Endeksi verileri, Fed’in yıl sonuna kadar para politikasını belirleyecek. Çarşamba günü açıklanacak FOMC toplantı tutanakları da yakından izlenmeli. Enerji krizi ve yüksek enflasyonla mücadele eden Avrupa’da, Almanya başta olmak üzere Euro Bölgesi’nin önde gelen ekonomilerinden gelecek veriler önem taşıyor. Pazartesi Almanya'da fabrika siparişleri ve Euro Bölgesi'nde perakende satışlar, salı Almanya'da sanayi üretimi verisi öne çıkıyor. Perşembe Avrupa Merkez Bankası (AMB) toplantı tutanakları açıklanacak. Cuma ise Almanya TÜFE verisi takip edilecek. Bu veriler, AMB’nin para politikasının rotasını belirleyecek önemli veriler. Asya’ya gelince... Japonya’dan gelecek olan dış ticaret dengesi ve ÜFE verileri, ülkenin enflasyonla mücadelesi ve büyüme beklentileri açısından sinyaller verecek. Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) para politikası üzerindeki belirsizliklerin arttığı bu dönemde gelen veriler, yenin değer kaybı ve büyüme dinamikleri üzerinde belirleyici olacak.
TCMB’NİN ENFLASYON YORUMLARI
HER ZAMANKİ GİBİ FAZLA İYİMSER
TCMB, eylül ayı aylık fiyat gelişmeleri değerlendirmesini yayımladı. Raporda yıllık enflasyonun enerji ve hizmetlerde daha belirgin olmak üzere, tüm ana gruplarda gerilediği belirtildi. Tüketici fiyatlarının eylül ayında yüzde 2.97 oranında yükseldiği, yıllık enflasyonun 2.59 puan düşüşle yüzde 49.38 olduğuna dikkat çekilerek, “Yıllık enflasyon, enerji ve hizmetlerde daha belirgin olmak üzere, tüm ana gruplarda gerilemiştir. Bir önceki ay düşüş sergileyen gıda fiyatları eylül ayında işlenmemiş gıda alt grubu kaynaklı olarak görece yüksek bir artış kaydetmiştir. İşlenmiş gıda fiyat artışı ise alt grup genelinde ılımlı gerçekleşerek olumlu bir görünüm arz etmiştir” yorumuna yer verildi. Değerlendirmede, enerji fiyatlarının da bu dönemde ılımlı bir seyir izlediği belirtildi, devamında ise “Temel mal grubu aylık fiyat artışı bir miktar yükselmiş, söz konusu gelişmede giyim ve ayakkabı grubu yanında dayanıklı tüketim mallarının etkisi hissedilmiştir. Hizmet grubunda aylık fiyat artışı gücünü korurken, eylül ayında hizmet enflasyonu üzerinde okula dönüş etkisi öne çıkmıştır” saptaması yapıldı. Bu saptamalar yapılırken, İsrail’in Lübnan’a saldırıları nedeniyle petrol fiyatlları yükseliyordu! Tabii bir de kira kontratları meselesi var, TCMB buna da değinmiş, oniki aylık enflasyon üzerinden yenileniyor kira kontratları ve kira zam tavanını belirleyen bu oran eylül ayı itibarıyla yüzde 63.47. Genelde eylül ve ekim aylarında kira kontratlarında yenilemenin yoğunlaştığını hatırlatalım. Ve açıklamanın sonuç bölümü: “Üretici fiyatları artışı önceki aya kıyasla bir miktar yavaşlamış, yıllık üretici enflasyonu gerileme eğilimini sürdürmüştür. Bu görünüm altında, mevsimsellikten arındırılmış verilerle, aylık değişimler B göstergesinde yatay seyrederken, diğer göstergelerde bir önceki aya kıyasla bir miktar yükselmiştir”. Enflasyonda yaşanan düşüş, beklentilerin çok, ama çok gerisinde. Bu arada enerji fiyatlarının beklentilerin ötesinde artacağını, gıda fiyatlarında mevsimsel etkilerle artışların hızlanacağını, yine küresel siyasi gerilimler sebebiyle yurtdışı üretici fiyatlarının yukarı yönlü olacağını da ekleyelim. Ne yazık ki iyimser olmak için pek fazla bir ipucu yok!