‘İstanbul’daki Rum Okulları’ belgeseli yayınlandı

Sayıları gün geçtikçe azaldığı ve neredeyse öğrenci kalmadığı için günden güne kapanan İstanbul'daki Rum okullarının durumu belgesel oldu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Bir zamanlar İstanbul’un önemli eğitim kurumları arasında yer alan Rum okulları, günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Belgesel yapımcısı Orbay Soydan'ın hazırladığı “İstanbul’daki Rum Okulları” adlı belgesel, bu okullarda eğitim görmüş kişilerin çarpıcı tanıklıklarını ve hatıralarını gözler önüne seriyor.

Türkiye'nin ilk adli bilimler profesörü Ersi Kalfaoğlu ve Boğaziçi Üniversitesi'nin efsane hocalarından Yorgo Stefanopulos gibi isimler, Rum okullarında öğrenci sayısının hızla düşüşünü ve bu durumun nedenlerini anlatıyor. İstanbul'da Rum nüfusunun azalması, okulların kapanmasına yol açan en önemli faktör olarak belirtiliyor.

ÖĞRENCİ DEĞİL, RUM SAYISI AZALDI

Kalfaoğlu, Rum okullarının giderek boşalmasına ve kapanmasına tanıklık ettiğini belirtiyor ve belgeselde bu durumu, “Okullarda öğrenci azalmadı, İstanbul’da Rum sayısı azaldı. Anne babalar yoktu, dolayısıyla çocuk da yoktu. Dolayısıyla öğrenci olmadığı için bu okullarda öğretmenlik veya diğer faaliyetler durduruldu. Kimse okula gitmediği için 1999'da bu süreç tamamıyla sona erdi” şeklinde açıklıyor. Bu durum, 6-7 Eylül ve Rum Sürgünü gibi bir dizi olayın sonucu olarak yaşanıyor.  

 'BÜTÜN OKULDA 30 KİŞİ BİLE KALMASI'

Elektrik Mühendisliği bölümünde Kontrol Kuramını Türkiye’ye getiren, Boğaziçi Üniversitesi'nin efsane hocalarından Yorgo Stefanopulos da, Kadıköy Rum İlköğretim Okulu ve Zoğrafyon Lisesi'ndeki eğitim hayatını anlatırken, "İlkokulda altı sınıflı bir okulda okudum. Her sınıfta en az 25 kişi vardı, yani toplamda yaklaşık 150 kişi. Daha önceki yıllarda bu sayı daha da fazlaymış; 200 kişi aynı okulda eğitim görüyormuş. Sonrasında Zoğrafyon Lisesi'ne gittim. Zoğrafyon’a başladığım dönemde üç şube vardı ve her birinde en az 90 kişi bulunuyordu. Şimdi ise tüm okulda 30 kişi bile yok" diye konuşuyor.

'BAHÇESİNE SIĞILMAYAN OKUL'DA 1 ÖĞRENCİ KALDI

Stefanopulos, Kadıköy Rum Ortodoks Cemaati Vakfı Başkanı olduğu dönemde, "Bahçesine sığamadığımız" dediği Kadıköy Rum İlkokulu'nu, öğrenci sayısının bire düşmesi nedeniyle kapatmak zorunda kalmış.

Stefanopulos, o günlerde yaşadıklarını şu sözlerle aktarıyor:

"Kasım ayında müdire hanım ilkokuldan beni arıyor. 'Sayın Başkanım, çocuklar titriyor.' Ne demek titriyor? 'Kalorifer bozuldu.' Peki, sorun nedir? 'Kazan değişecek.' Kaç para? '18 milyon (eski para ile)' diyor. Bakın, bir Rumca hocası, bir müdür, bir bakıcı, bir sekreter... Bunların maaşlarını biz ödüyoruz. Türkçe hocasının maaşını ise Milli Eğitim ödüyor. Bunun yanında elektrik masrafı, yakıt derken, durum sürdürülemez hale gelmişti. Patrik, 'Bunun devamı olmaz,' dedi.

GELİR ELDE EDİLEBİLSEYDİ OKUL KAPANMAZDI

Okul kapanmasın diye Milli Eğitim’e müracaat ettim. O dönemde okulda yalnızca 3-4 çocuk kalmıştı, bahçesi ise atıl durumdaydı. Bahçeyi otoparka çevirip bir gelir elde etmeyi teklif ettim. Ancak Milli Eğitim buna izin vermedi. Şimdi bakıyorum, Moda İlkokulu’nun bahçesi otopark olmuş, Bahariye İlkokulu’nun bahçesi otopark olmuş. Ama Rum İlkokulu’nun bahçesi otopark yapılamadı. Eğer o otoparkı yapabilseydik, okulu kapatmazdık, buna inanın."

Fener Rum Lisesi Müdürü Dimitris Zotos, belgeselde yaptığı açıklamada okulun geleceğine dair endişelerini şu sözlerle dile getiriyor: "Bu yıl öğrenci sayımız sadece 32'ye düştü. Böyle köklü ve tarihi bir okul için bu durum gerçekten üzücü ve düşündürücü."

Oysa bu okul, Osmanlı’da birçok ilke öncülük etmişti. Felsefe ve modern fen eğitimi, Osmanlı'da ilk kez burada verilmiş, sistematik yabancı dil eğitiminin temelleri de bu okulda atılmıştı. Okulun öğretmenleri arasında dünyaca ünlü yazarlar ve filozoflar yer alıyordu. Bu isimlerden biri olan Avgenios Vulgaris, Osmanlı'ya Newton teorilerini tanıtan kişi olarak biliniyor. 

Tarihçi İrini Sarıoğlu da geçmişte Türk ailelerin de iyi bir eğitim alması için çocuklarını Rum okullarına gönderdiklerine dikkat çekiyor. Sarıoğlu, bunu bugünkü Amerikan, Fransız veya İtalyan okullarına çocuklarını gönderen ailelerin tercihleriyle karşılaştırarak, bu okulların o dönemde ne denli prestijli olduğunu vurguluyor.

Belgesele BURADAN ulaşabilirsiniz.

 

 

 

 

 

 

 

 

(KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)