İstanbul'un kelebekleri yok oluyor: 'Sebep yoğun yapılaşma'

1950’lerden bugüne İstanbul’daki 130 tür kelebekten 30’u yok oldu. Artan yapılaşmanın kelebek alanlarını yok ettiğine dikkat çeken uzmanlar, yalnızca sulak alanlarda kelebeğe rastlanacağını söyledi.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İstanbul yalnızca tarihi ve kültürel mirası ile değil, doğası itibarıyla da oldukça önemli bir kent. Öyle ki sahip olduğu 130 kelebek türü ile birçok ülkeyi şu anda geride bırakıyor. İstanbul’un kelebekleri geçmişte şehrin hemen hemen her konumunda karşımıza çıkabilecekken şimdi sadece park ve bahçelerde, ormanlık alanlarda görülebiliyor. Özellikle düzensiz yapılaşmanın arttığı 1950’lelerden sonra İstanbul’da 30 tür yok oldu.

Ekolog Umut Güngör ile yazarı olduğu ‘İstanbul’un Kelebekleri’ kitabını hem de nesli tehdit altında olan türleri konuştuk.

Umut Güngör, kelebeklerin yaşayacağı habitatların tahrip olduğunu söylüyor.

‘ARTAN YAPILAŞMA KELEBEKLERDE YEREL YOK OLUŞA NEDEN OLDU’

Umut Güngör kitap çalışmaları sırasında 1800’lerden itibaren İstanbul'da kaydedilmiş 130 kelebek türünün kaydına ulaştıklarını belirtiyor. Fakat yine kitap çalışması için yaptıkları arazi çalışmalarında 130 türden 30’unun İstanbul’da yok edilmiş olduğunu kayıt altına alıyorlar.

“İstanbul'da nesli tehlike altında bir türden ziyade yerel yok oluşlar çok daha önemli” diyen Güngör şunları söylüyor: “Çalışmamızla 30 türün yok olduğunu ortaya koyduk. Bu türlerin güncel olarak hiçbir kaydı yok. En son kayıtları 1950’lerden. Örneğin ‘Cadı’ diye bir tür var, Kağıthane ve Maslak’ta görülmüş. Şu an Kağıthane ve Maslak'ta bırakın çevreyi hiçbir canlının yaşayabileceği uygun bir habitat kalmış durumda değil. Veya 1900’lerin başlarında Beyoğlu'ndan çok kelebek kaydı var. Büyükçekmece'nin şimdi şehirleşme olduğu yerlerinden çok fazla kayıt var. Ama günümüzde artık burada habitatlar kalmadığı için bu türleri yok olmuş olarak kabul edebiliriz.”

Benekli Bakır Kelebeği

‘ŞU ANDA BÜYÜK BAKIR TEHLİKE ALTINDA’

İstanbul’da nesli tehlike altında olan fakat güncel olarak görülebilecek tek tür ‘Büyük Bakır Kelebeği.’ Derecelendirmesinin tehdide yakın olarak sınıflandırıldığını belirten Güngör, kelebeğin İstanbul’da çok az noktada gözüktüğünü belirtiyor. “Güncel olarak Çatalca ve Anadolu Feneri’nde bu türü görebiliriz” diyen Güngör şöyle devam ediyor: “Büyük Bakır Kelebeği, buralarda küçük popülasyonlar halinde bulunuyor. Çünkü hassas ve özellikle ıslak çayırları seven bir tür. Ama böyle yerler şu an İstanbul'da hızlıca tahrip edilen alanlar bir yandan da. Geçmiş kaydı Göktürk ve çevresinden, şimdi orda da yoğun yapılaşma var var. Kelebeklerin birçoğu küçük popülasyonlar halinde yaşarlar, uçabilme yetenekleri olmasına rağmen yayılma alanı kısıtlıdır. Bulundukları alanın yakın çevresine bağımlılar aslında. O yüzden habitat tahribatıyla birlikte bir tür İstanbul'dan yok edilmese bile aynı alanda tekrar görülemiyor. Çünkü yaşadığı yerlere bir bina dikilmiş olması mümkün.”

Gümüş Lekeli Esmergöz

‘GÜNÜMÜZDE SADECE SULAK VE ORMANLIK ALANLARDA GÖZLEM YAPILABİLİR’

İstanbul'da şehir içindeki park, bahçe gibi ufak bir yeşillik alanda veya insanların ektiği bahçelerde tür gözlemi yapılabileceğini belirten Güngör, görülebilecek türler hakkında şu bilgileri veriyor: “Büyük Beyazmelek, Küçük Beyazmelek gibi yaygın türleri kent içinde sıklıkla görebilirsiniz. Fakat daha farklı türleri görmek için İstanbul’un doğal kalmış alanlarını ziyaret etmek gerekiyor. Mesela özellikle sulak alanlar ve çevresi çok önemli. Büyükçekmece Gölü, Küçükçekmece Gölü, Terkos suyu ve çevresi, Anadolu Yakası'nda Ömerli havzası... İstanbul'da şu an yoğun olarak kelebeklerin görüldüğü yerler bunlar. Bir de Çatalca'nın çayırlıkları ve ormanlık alanları var. Yabani otların, çalılıkların olduğu, derelerin geçtiği yerler kelebek görmek için ideal alanlar.”

Çokgözlü Mavi Kelebek
‘KİTABIMIZ İLK KAYNAK ÖZELLİĞİNİ GÖRÜYOR’

Türkiye’de ilk kez kelebek biyolojisi ve ekolojisi hakkında güncel literatür kullanılarak detaylı bilgiler içeren ‘İstanbul’un Kelebekleri’ kaydedilen kelebek türleri, dağılımı ve bu alanlar hakkındaki bilgileri veriyor. ‘İstanbul’un Kelebekleri’ne internette PDF şeklinde herkesin ulaşabileceğini belirten Güngör kitaba dair ise şunları belirtiyor: “Kitabımız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi desteğiyle geçen sene çıktı. Türkiye'de kelebek ekolojisi ve biyolojisiyle ilgili az kaynak olduğunu gördük. Arkadaşlarım Merve Kurt ve Aykut Bal ile güncel literatürü tarayarak yaklaşık 40 sayfalık kelebek ekolojisi ve biyolojisiyle ilgili bilgiler sunduk. 'Kelebekler İstanbul'da nerede görülür, nerede yaşar, hangi dönemlerde görülebilir, benzer türlerinden nasıl ayırt edilebilir' hepsini derledik. Kelebekler diğer canlılarla çok yoğun ilişkileri olan bir grup. Örneğin birçok kelebek konukçu bitkisine bağımlı ve sadece belirli bitkilerle besleniyor. Kitapta bu bitkileri de söyledik. Kelebek direkt görülemese de bitkinin olduğu yerde aranabilmesi için.”

Çokgözlü Esmer Kelebek

Güngör ve arkadaşlarının tespit ettiği ve İstanbul’un bugün artık görülmeyen kelebekleri ise şu şekilde: Yalancı Apollo, Kara zıpzıp, Acem zıpzıpı, Mozayik zıpzıpı, Zeytuni zıpzıp, Turuncu süslü doğu kelebeği, Küçük benekli melek, Turkistan azameti, Doğulu azamet, Doğulu narin orman beyazı, Anadolu orakkanadı i, Büyük inci, Aglais, Hanımeli kelebeği, Cadı, Esmer peri, Orman güzelesmeri, Mersin kızılmeleği, Sesilya, Osmanlı ateşi, Güzel sevbeni, Karaağaç sevbeni, Mücevher kelebeği, Karamavi, Balkan esmergözü, Çilli çokgözlü, Çokgözlü gökmavisi, Çokgözlü dafnis, Ripart’ın anormal çokgözlüsü, Çokgözlü Anadolu beyazı…