DUVAR - DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, "İstanbul’un 1 Mayıs, Küçük Armutlu, Okmeydanı, Gazi Mahallesi gibi pek çok yoksul ve emekçi mahallelerinde çeteleşme, cinsel taciz ve saldırı ile uyuşturucu temini ve kullanımı hat safhada" olduğunu belirterek, artan uyuşturucu ve çete faaliyetlerine ilişkin kapsamlı bir araştırma yapılarak mücadele yöntemlerinin geliştirilmesi, önleyici politikaların oluşturulması ve toplumsal farkındalığın yaratılması için araştırma komisyonu kurulmasını talep etti.

Çiçek’in Meclis Başkanlığına sunduğu önergede şu ifadelere yer verildi:

"Uyuşturucu madde kullanımının ve dağıtımının tüm dünyada ve Türkiye’de giderek arttığı kamuoyuna yansımaya devam etmektedir. Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin geçtiğimiz Mart ayında aktardığı verilere göre dünya genelinde 300 milyon kişinin uyuşturucu madde kullandığı tahmin edilmektedir. Avrupa Uyuşturucu ve Bağımlılık İzleme Merkezi 2023 Avrupa Uyuşturucu Raporu’na göre ise en yaygın 6 uyuşturucudan 3’ünün en fazla ele geçirildiği ülkenin Türkiye olduğu belirlenmiştir.

Türk devlet geleneğinde Kürtlere ve Türkiye halklarına dönük ayrıştırıcı, tekçi ve ötekileştirici eğitim başta olmak üzere basın-yayın, kültür-sanat, halkla ilişkiler gibi tüm alanlarda her türlü teknikle özel savaş politikaları yürütülmektedir.

Özel savaş politikalarının bir parçası olarak Kürt kentlerinin yanı sıra son yıllarda metropollerde artan biçimde ajanlaştırma, cinsel saldırı, uyuşturucu ve çeteleşme yoluyla özellikle gençlerin iradelerini kırmak, öz değer ve kimliklerinden utanır kılınarak devrimci-yurtsever potansiyellerini yok etmek üzerine kurulu bir yapı oluşturulmak istenmektedir.

İstanbul’un 1 Mayıs, Küçük Armutlu, Okmeydanı, Gazi Mahallesi gibi pek çok yoksul ve emekçi mahallelerinde çeteleşme, cinsel taciz ve saldırı ile uyuşturucu temini ve kullanımı hat safhadadır. Özellikle gençlere uyuşturucu kullanımı gibi toplum karşıtı pratikler empoze edilerek lümpen ve yoz yaşamla, gençlerin özgürlük arayışından uzaklaşmaları hedeflenmektedir.

Tarafımıza iletilen ve basında yer alan bilgilere göre çetelerin hâkim kılındığı semtlerin başında 1 Mayıs, Okmeydanı ve Gazi Mahallesi gelmektedir. Son yıllarda bazı eğlence mekanlarında uyuşturucu satışı ve kullanımının olağan hale getirildiği, okul önlerinin adeta uyuşturucu madde satış noktalarına dönüştürüldüğü, TOMA ve akrep konuşlu mahallelerde yığınla polisin varlığına rağmen uyuşturucu maddelerinin gözle görülür şekilde satışının yapıldığı, dahası çetelerin polis kontrolünde faaliyet yürüttükleri belirtilmektedir. Örneğin Gazi Mahallesi ve Okmeydanı’nda kamuoyunda ‘Boyun Çetesi’ olarak bilinen motosikletli çetenin işledikleri suçlara göz yumulması için kolluk güçlerinin talimatıyla hareket ettikleri, ‘kirli işlerin’ bu çete aracılığıyla yapıldığı basında yer alan bilgiler arasındadır. Ayrıca çetelerin cirit attığı, uyuşturucun kol gezdiği, her sokaktan silah seslerinin yükseldiği, yoksulluk ve işsizliğin etkisiyle uyuşturucu kullanımının bir süre sonra hırsızlık gibi suçlara da yol açtığı, yaşı ilerlemiş insanların neredeyse yalnız başına ATM’ye gidemeği, motor çalma, eve, dükkâna girme yaşının 13’lere düştüğü belirtilmektedir.

'ÇETELER KOLLUK GÜÇLERİ TARAFINDAN KORUNUYOR'

Çete gruplarının bizzat kolluk güçleri tarafından korunması ile uyuşturucu kullanımı teşvik edilmekte, cezasızlık bu alanlarda görünür kılınmaktadır. Özellikle politik kimlikleriyle öne çıkan emekçi mahallelerin illegal mahallelere dönüştürüldüğü, çeteleşme ve uyuşturucu temin ve dağıtımının engellenmesi hususunda ciddi bir siyasi irade ortaya konulmadığı gibi yaygınlaşması amacıyla kasıtlı olarak önünün açıldığı, emniyet içinde konumlanmış bazı şahısların bu amaçla görevlendirildiği, etkin denetimden uzak, makyaj amaçlı operasyonların düzenlendiği tarafımıza iletilen bilgiler arasındadır.

Uyuşturucu madde kullanımının ve yayılımının en büyük nedeni; üretim-tedarik-satış ağlarına karşı etkili ve kararlı bir mücadelenin yürütülmemesidir. Uyuşturucu madde kullanımının bir özel savaş yöntemi olarak siyasal bir güç olarak örgütlenen tüm kültürlere, kimliklere ve dini inançlara karşı kullanılması söz konusu durumun yayılmasına sebep olmaktadır.

Bu bağlamda İstanbul’un yoksul ve emekçi mahallelerinde uyuşturucu ve çeteleşme oranındaki çarpıcı artış dikkate alındığında mücadele mekanizmalarındaki yetersizliklerin araştırılması, yaygınlaşmasına sebep olan olgu ve faillerin tespiti, dahli bulunan devlet görevlilerinin ve bağlantıların ortaya çıkartılması ile mücadelede etkin bir yol haritasının belirlenmesi büyük önem taşımaktadır."