İşten atılan Bakırköy Belediyesi işçileri çadır kurdu: Bıçak kemiğe dayandı

Bakırköy Belediyesi’nden sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkartılan işçiler direniş çadırı kurdu: “Bıçak kemiğe dayandı. Sendikal faaliyetlerimizi engelleyemezsiniz.”

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İstanbul’un Bakırköy Belediyesi’nde sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkartılan işçiler sendika öncülüğünde çadır kurdu. Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda direniş çadırı kuran işçiler haklarını alana kadar eyleme devam edeceklerini söylerken işine son verilen işçilerden Nazife Toprak, Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’na seslendi: “Sendikal haklarımızı engelleyemezsiniz.”

SENDİKADAN İSTİFA EDİN BASKISI

DİSK Genel İş’te örgütlenen işçiler haklarını alabilmek için bir araya geldi. Sendika ile belediye toplu iş sözleşmesi imzalamak için masaya oturdu ancak belediye sendikanın taleplerini karşılıksız bıraktı. Uzlaşma da sağlanamayınca işçilerin anlatımına göre odalara alınarak işçilerden E-Devlet şifreleri istendi. Sendika üyeliğinden istifa etmeleri istenen işçiler ise bu duruma karşı çıktı. Belediye ise haklarından vazgeçmeyen ve sendikal mücadeleye devam eden 4 işçinin işine son verdi.

Bu baskıların ardından işçiler bugün Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda direniş çadırı kurdu. Haklarını alana ve işten çıkartılan işçiler işe iade edilene kadar eylem yapma kararı alan işçiler belediyeden adım atmasını bekliyor. İşine son verilen işçilerden Nazife Toprak, örgütlemede öncü olarak yer alan işçilerin işten atıldığını söyleyerek yaşananları şöyle anlattı: “Pandemide işten çıkartma yasakları kalkınca belediye, ilk olarak sendikalı işçiler işten çıkartıldı. Biz işçilerin işten atılma sebebi tamamen sendikal faaliyetler. Hakkımızı almak için elimizden geleni yaptık. Belediye başkanı davalar açtı, uzlaşmaya gittik. Fakat hiçbir talebimiz kabul edilemedi. İstenilen her şey işçilerin aleyhineydi. İşçilere gözdağı verildi, müdürler tarafında işçilere odalara alınıp e devlet şifreleri istendi. İşçilerin sendikadan istifa etmeleri istendi. Mobbing artarak devam etti.”

Toprak işçilerin taleplerini şöyle sıraladı:

- İşten atılan işçilerin işe iade edilmesi

- Sendikalaşmanın önünün açılması

- Mobbinge son verilmesi

- Toplu iş sözleşmesi hakkımızın verilmesi

- Ücretleri indirilen işçilerin ücretlerinin iade edilmesi

- Yemek lirası günlük 5 liraya düşürüldü. Bu ücretin toplu iş sözleşmesiyle gereken seviyeye getirilmesi

Toprak son olarak şunları söyledi: “Biz işimizi geri istiyoruz. Sendikayla beraber belediyenin oturup haklarımızı düzeltmesini talep ediyoruz. Belediye başkanına da şunu söylemek istiyorum: Sendikal faaliyetler Anayasal bir haktır. Haklarımız engellenesin, uzlaşmacı bir şekilde toplu iş sözleşmesinin yapılmasını istiyoruz. Sonuç alana kadar mücadele edeceğiz.”

‘BIÇAK KEMİĞE DAYANDI…’

İşçiler bugün başlattıkları eylemde de kamuoyuyla bazı bilgiler paylaştı. İşçilerin yaptıkları açıklamada şunları söyledi: “Bakırköy halkına 7/24 hizmet eden belediye şirket işçileri olarak, insan onuruna yakışır bir yaşam sürmek, insanca çalışmak ve günümüz şartlarında ailemizin geçimini sağlamak istiyoruz. Nisan 2018 tarihinden itibaren 696 sayılı KHK ile belediye şirketine geçişlerimiz yapıldığından bu yana sorunlarımız çözülmedi. Bilakis sorunlarımız katlanarak arttı. Toplu sözleşmemiz yapılmadı. Anayasal sendikal haklarını kullanan arkadaşlarımız işten atıldı. Ücretlerimiz düşürüldü. Günlük yemek parası brüt 5 liraya indirildi. Kuralsız, güvencesiz ve esnek çalışma devam ediyor. Mahkeme yolu ile anayasal haklarımız engelleniyor. Kısacası Bakırköy Belediyesi’nde emek sömürüsü ve işçi düşmanlığı artarak devam ediyor. Pandemi sürecinde, eylem ve etkinliklerimize yasaklar gelmeden önce dediğimiz gibi bıçak kemiğe dayandı. Bakırköy Belediyesi'nde yaşanan emek sömürüsüne ve işçi düşmanlığına karşı direniş çadırımız ile hafta içi 11.00 ile 17.00 saatleri arasında Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda olacağız. Bununla birlikte Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu'nun karşısına her fırsatta çıkıp, haykıracağız. Hak, hukuk ve adalet diyenlerin nasıl lüks ve şatafatlı hayat yaşadığını, milyonlarca dolarlık saraylarında oturduğunu biliyoruz. Hakkımızı istiyoruz. Ve alacağız. Çünkü haklıyız ve kazanacağız...”