ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 25 Aralık 2018 tarihli TBMM Grup toplantısında kullandığı, ‘diktatör’, ‘zorba’, ‘kibir abidesi’ gibi ifadeleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan 250 bin TL’lik tazminat talepli ‘hakaret’ davasında karar çıktı.

Daha önce Ankara 28. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Kılıçdaroğlu aleyhine verilen 15 bin TL tutarındaki tazminat kararı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi tarafından kaldırıldı.

MAHKEME: KILIÇDAROĞLU ERDOĞAN’IN ÖZEL HAYATINI DEĞİL, İKTİDARIN UYGULAMALARINI ELEŞTİRDİ

Kararda davacının dava konusu konuşmaların yapıldığı tarihte Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda iktidar partisinin genel başkanı olduğu hatırlatılarak, “Davalı ise ana muhalefet partisi genel başkanı ve aynı zamanda milletvekilidir. Her ikisinin de siyasi kimlikleri olduğu kuşkusuzdur. Dava konusu konuşmanın ana muhalefet partisi genel başkanı olan davalının 2018 yılı içindeki ekonomik ve siyasi koşullarla ilgili iktidarın uygulamalarını zaman zaman değer yargısı niteliğinde ifadelerle ve sert bir üslupla eleştirisi niteliğinde olduğu, davacının doğrudan özel hayatını hedef almadığı” belirtildi.

Mahkeme kararında ayrıca şu ifadelere de yer verildi: "Davalının ifade özgürlüğüne sınırlama getirilmesini gerektiren demokratik bir toplumda gereklilik koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varıldığından, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.”

‘YİNE KAZANDIK, ERDOĞAN BİR KEZ DAHA KAYBETTİ’

Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik de kararı sosyal medya hesabından duyurdu: “Yine kazandık! Erdoğan, bir kez daha kaybetti! Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine verilen tazminat kararı İstinaf Mahkemesi tarafından kaldırdı! Genel Başkanımızın 25.12.2018 tarihli TBMM Grup toplantısında ifade etmiş olduğu; diktatör; zorba; kibir abidesi; müsvedde; din, vicdan ahlak yoksunu, tefecilere hizmet eden" eleştirilerinin haklı dayanaklarının olduğunu ve görünür gerçeklik kapsamında bulunduğunu söylemiştik! Haklı çıktık!” (DUVAR)