DUVAR - İzmir Barosu, 6 Şubat 2023 tarihinde Maraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden meslektaşlarını ve yurttaşları andı. İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, “Aradan geçen bir yılda hiçbir yara sarılmadığı gibi soruşturmalardaki ve yargılamalardaki adaletsizlikler acıları daha da arttırdı. Adalet istiyoruz. Cezasızlık politikaları son bulsun, caydırıcı cezalar gelsin istiyoruz. Daha fazla ölüm olmasın, binalar canlarımızı almasın istiyoruz. Bizi saran sorumsuzluğun, kayıtsızlığın bir parçası olmayı reddediyoruz” dedi.

Baro Bahçe'de bugün toplanan İzmir Barosu üyesi avukatlar adına açıklama yapan İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, “Resmi rakamlara göre 6 Şubat depremlerinde 53 bin 537 canımızı yitirdik. 121’i meslektaşımızdı. 100 binin üzerinde canımız yaralandı, birçoğu halen tedavi edilmekte. 38 binden fazla bina yıkıldı ve 500 bine yakını ağır hasar aldı. 1,5 milyon insanımız evini, işini kaybetti, başka illere göç etmek zorunda kaldı ya da göçe zorlandı. 15 milyon yurttaşımız bu depremlerden etkilendi. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeği süregelen iktidarlar tarafından hiçbir zaman benimsenmedi.  Bunun neticesinde; bırakın denetim yükümlülüklerini yerine getirmeyi, bir oy uğruna ‘imar barışı’ adı altında, yetkisiz kimseler tarafından kurallara aykırı yapılan tüm binalar affedildi. Öncesinde yaşanan büyük yıkımlardan hiç ders çıkarılmadığı için on binlerce yıkım oldu, bu sefer yıkım yetmedi, öyle bir boş vermişlikti ki hiçbir acil durum planımız yoktu, canlarımız yalnızca yıkıntıların altında değil, soğukta kurtarılmayı beklerken hayatlarına veda etti. Sorumsuzluğun bir yaptırımı yoktu ne de olsa. Deprem sonrasına ilişkin de hiçbir planımız yoktu. Evsiz kalan yurttaşlarımız bu sefer kaldıkları çadırlarda buluştular acılarla, öyle ki parayla satılan çadırlarda bu sefer sel sularına kapılarak verdiler canlarını” dedi.

'YARGILAMALARDAKİ ADALETSİZLİKLER ACILARI DAHA DA ARTTIRDI'

Konuyla ilgili yargılamaların devam ettiğini belirten Başkan Yılmaz, “Aradan geçen bir yılda hiçbir yara sarılmadığı gibi soruşturmalardaki ve yargılamalardaki adaletsizlikler acıları daha da arttırdı. Bir yıldır halen savcılıklar tarafından yürütülen yüzlerce soruşturmanın birçoğunun tamamlanmadığını, bir türlü ilerlemediğini biliyoruz. Açılan az sayıdaki davaların ise olası kasttan değil bilinçli taksir ya da taksirden açıldığını biliyoruz. Birçok şüphelinin firari olduğunu, hiçbir kamu görevlisi hakkında dava açılmadığını, sorumluluğun yalnızca binayı yapana yüklendiğini görüyoruz. Kolluk güçlerinin görevlerini yapmadıklarını, firarı sanıkların müştekiler tarafından tesadüfen karşılaşılarak yakalandığını basından izliyoruz.  Soruşturmaya konu deprem dosyalarından birçoğunda yapıların ruhsatsız olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen yargılanan bir tane kamu görevlisi olmadığını biliyoruz. Görevini eksik yapan kamu görevlilerine ‘tali kusur’ verilirken İçişleri Bakanlığı’ndan bu kişilerle ilgili soruşturma izni dahi verilmediğini biliyoruz. Sanıkların ve şüphelilerin, iktidarın depremde kendi kusurunu örtmek için kullandığı ‘asrın felaketi’ söylemine sığınarak, bu depremde meydana gelen yıkımlarda hiçbir sorumlulukları olmadığına dair aciz savunmalarını dinliyoruz. Adalet istiyoruz. Cezasızlık politikaları son bulsun, caydırıcı cezalar gelsin istiyoruz. Daha fazla ölüm olmasın, binalar canlarımızı almasın istiyoruz. Bizi saran sorumsuzluğun, kayıtsızlığın bir parçası olmayı reddediyoruz.”