İzmir Barosu'nun 'Onur kahvaltısı' etkinliğine saldırı girişimi
İzmir Barosu'nun Onur Haftası kapsamında düzenlediği kahvaltıya Vatan Partisi, TGB, AK Parti İzmir Gençlik Kolları ve Ülkü Ocakları üyesi bir grup saldırı girişiminde bulundu.
İZMİR - İzmir Barosu tarafından Onur Haftası kapsamında Baro Bahçe'de düzenlenen Onur Kahvaltısı'na saldırı girişiminde bulunuldu. Etkinlik esnasında Baro Bahçe önünde bir araya gelen ve aralarında Vatan Partisi, TGB, AK Parti İzmir Gençlik Kolları ve Ülkü Ocakları üyelerinin de bulunduğu bir grup basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması sonrası dağılmayan grup tekbir getirerek kahvaltıya gelenleri tehdit etti. Avukatlar, çevik kuvvet polislerinin grubu dağıtmamasına tepki gösterdi.
'AVUKATLARA UYGULADIKLARI GÜCÜ PROVAKATÖRLERE KULLANMIYORLAR'
Avukat Deman Güler, “Kapalı ortamda yaklaşık 15-20 kişilik bir grup kahvaltı yapacaktı. Bu sayının 3-4 katı insan dışarıda toplandı. Bir basın açıklaması yapılıyor ve basın açıklamasından sonra dağılmıyorlar. Israrla polis de dağıtmıyor. Geçtiğimiz hafta 115 yıllık bir kurum olan İzmir Barosu binasının önünde LGBTİ+'lar Onur Pikniği yaptırılmadığı için bir basın açıklaması yapmak istediğinde buna izin verilmedi ve 115 yıllık tarihinde baronun önünde ilk defa avukatlara güç kullanıldı. Avukatlara uyguladıkları gücü, şiddeti asla ve asla bu provokatörlere kullanmıyorlar” diye konuştu.
'BUGÜN YAŞANAN BÜTÜN BİR TOPLUMUN HAKLARINA SALDIRININ İLK ADIMI'
LGBTİ+'lara yönelik saldırıların tüm toplumun hakları yönelik bir saldırı olduğunu ifade eden Güler, şöyle devam etti:
“Bugün LGBTİ+ hakları meselesi esasen meşhur hikayedeki 'Ermeni'yi dövdürtmeyecektik' meselesi. Baro yönetiminde görev yaptığım sürede onlarca açıklamamızdan sadece LGBTİ hakları ile ilgili yaptığımız açıklamalar nedeniyle yargılandık. Burada yapılan tamamen barışçı bir toplantı. Baro üyelerinin geldiği kapalı ortamda yapılan bir etkinlik. Yemek yemelerine, beraber kahvaltı yapmalarına dahi izin verilmiyor. LGBTİ+'lara yaşama hakkı, temel hakları tanınmıyor. Onları insanlık dışına itme durumu var ve bu bilinçli yapılıyor. Bu açıkça bir faşizm uygulamasıdır. Bu mesele sadece bir LGBTİ+ hakları meselesi değil. Buradan güç alarak başka alanlardaki hak mücadelelerine müdahalenin genişletileceğini düşünüyorum. Bugün yaşanan bütün bir toplumun temel haklarına başlatılmış saldırının ilk adımı diye düşünüyorum. Tekbirler, sloganlar atıldı, hakaret edildi. Bu küçük Sivas Katliamı provalarını ciddiye almak gerekiyor.” (DUVAR)