İzmir için deprem uyarısı: 13 tane fay var

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Onalan, İzmir’in yeni inşaatları taşıyacak gücü olmadığını söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Onalan, 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin yıl dönümü haftasında afet tehlikesine dikkat çekti.

DHA'nın haberine göre, dünyanın en yoğun sismik aktivitesinin Ege Bölgesi'nde yaşandığını söyleyen Onalan, İzmir'de 13 tane fay olduğunu söyledi. Onalan, “Girit Adası'nın güneyinde 4.8 büyüklüğünde bir deprem oldu. Girit, geçmiş dönemde çok büyük depremler üretmiştir. Yaşadığımız coğrafya, afet coğrafyası. Artık bu durumu kabullenip, buna göre plan çizmemiz lazım” diyerek şunları belirtti:

 

“Çok hızlı bir şekilde öncelikli alanlar yaratmalıyız. Daha sonra köyden, kırsaldan kente göçü önlemeliyiz. Bunu yapmazsak, kurtulamayız. Bunu önlemek için bir seferberliğe ihtiyaç var. Mutlaka kentlerden kırsala dönüşü hızlandırmamız, oralarda insanların yaşayacakları alanlar yaratmamız gerekiyor. Bir ilçe belediyemize aylık 40 tane inşaat ruhsatı geliyor. İzmir'in 30 ilçesi var. Aylık bin 200 inşaat ruhsatı yapıyor. Bunun çok büyük bir kısmı İzmir'in metropol alanında; Karşıyaka'da, Alsancak'ta. Her yerde inşaat yapıyoruz. Artık bu kentin bunu taşıyacak gücü yok.”

‘İZMİR'DE 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÜRETECEK FAYLAR VAR’

Kentteki metropol alanlarına da değinen Onalan, "Karşıyaka, Alsancak, Bostanlı, Çiğli yaşanacak yerler olmaktan çıktı. Tarım alanlarını imara açarak, bir yere varamıyoruz” dedi. Onalan, şunları kaydetti:

“İzmir için büyük bir felaketle karşı karşıya kalacağımızı hiç kimse aklından çıkarmasın. 7 büyüklüğünde bir deprem; ki İzmir'de 7 büyüklüğünde deprem üretecek faylar var; bunların herhangi birinin kırılması durumunu düşünmek bile istemiyoruz. Yapı stokumuz çok eski. Bunu yapacak bütçe yok.

Bostanlı'yı, Karşıyaka'yı, Alsancak'ı bir kutunun içine koyup, güvenli bir alana taşıma şansınız yok. Bunu 20-25 yıl önce planlamalıydık. Bizim insanlarımız, kendi doğdukları yerde insanca yaşam koşullarına sahip olmalı ki; buraya göç etmesinler. Bu çok büyük bir sorun ve bunu kısa vadede aşma şansımız yok. Çocuklarımız ve torunlarımızı kurtaralım." (HABER MERKEZİ)