İzmir kitaplarını biriktiriyor: Yaşadığım şehre güzel bir arşiv bırakmak istiyorum

Koleksiyoner Ergün Okçay, 15 yıldır İzmir kitapları biriktiriyor. İzmir kitaplarının yanında yazar imzalı kitap da biriktiren Okçay, kitapları yazarlarına imzalatırken aynı zamanda fotoğraflıyor.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Teknolojik çağla birlikte, e-kitapların yaygınlaştığı bir dünyada kitap koleksiyonerleri ortadan kaybolmadı. Onlar, ömürlerini ilgi alanlarına giren kitapları arayıp bulma çabası içinde geçiriyorlar.

Koleksiyonerliğe ilkokul döneminde öğretmeninin verdiği ev ödeviyle başlayan Ergün Okçay, 15 yıldır İzmir kitapları biriktiriyor. Bin 248 adet kitabı bulunan Okçay’ın koleksiyonunda, İzmir ve Havalisi Asarıatika Muhipleri Cemiyeti tarafından 1927–1934 yılları arasında yayınlanan ve İzmir’i anlatan dizinin tamamı, 1891 tarihli, ‘Aydın Vilayet Salnamesi’ gibi önemli eserler yer alıyor.

Yaklaşık on beş yıl önce çıktığı bu yolculukta, İzmir ve ilçeleriyle ilgili bin 248 adet araştırma, roman, öykü ve şiir kitabı biriktiren Okçay’la koleksiyonerliğe başlama hikayesini ve İzmir kitaplarını konuştuk.

‘KOLEKSİYONCULUK EV ÖDEVİM OLMUŞTU’

Koleksiyonculuğa nasıl başladınız?

Koleksiyonculuğa ilkokul döneminde başladım. Öğretmenim el işi dersinde, boş vakitlerimizi değerlendirmenin en iyi yolunun koleksiyon yapmak olduğunu, koleksiyonlar sayesinde bilgi ve kültürümüzün gelişeceğini, dünyayı tanımamıza yardım edeceğini anlatmış ve dönem sonunda da yaptığımız koleksiyonlardan not vereceğini söylemişti. Kısacası koleksiyonculuk ev ödevim olmuştu. Ben de ödevimi birkaç alanda biriktirmeye başladım: Bitki yaprakları toplamak ilk çalışmamdı; yaprakları toplar, kurutur, deftere yapıştırır, bilinen isimlerini, nerede topladığımı, tarihini yazardım. Bitki toplamak için dağ-bayır dolaşırken bol miktarda eklem bacaklı böcek görürdüm.

Sonra bitkilerin yanında eklem bacaklı böcekleri de toplamaya başladım. İnce bir ip, balmumu, cımbız, küçük ilaç şişeleri, özellikle penisilin şişesi ve alkol, koleksiyonumun ana araçlarıydı. İpin ucunu balmumu ile kaplar topraktaki yuvaya sokardım. Rahatsız olan böcekler kıskaçlarını ipe geçirince hızlıca çekerek alkol dolu şişeye koyup koleksiyonuma bir böcek daha eklemiş olurdum. Tabii o günlerde bilgiye ulaşmak kolay değildi. Bitkilerin ve eklem bacaklıların bilimsel isimlerini bulmak çok zordu. Ama topladıklarımı bilinen yöresel isimleri ile kayıt altına alıyordum. Ancak biriktirdiğim bütün bu bitki yaprakları yıllar içinde kuruyup döküldü, 80-100 tane şişe, içinde böcekler, akrepler, örümcekler, çıyanlar… Şimdi hiçbiri yok.

Bunun dışında yakınlarımın benim için topladıklarıyla birlikte oluşan oldukça zengin bir kartpostal koleksiyonum var. Şimdi biriktirdiğim kartpostalları, bana gönderenlerin çocuklarına veya torunlarına hediye ediyorum.

‘YAŞADIĞIM BU ŞEHRE GÜZEL BİR ARŞİV BIRAKMAK İSTEDİM’

İzmir kitaplarını biriktirmeye nasıl başladınız?

Koleksiyon yapmak insanın ruhuna işlediğinde insan bu huyundan vazgeçemiyor. Strabon’nun dediği gibi “Bütün kentlerin en güzeli, Smyrna”. Ben de üç kuşak İzmirliyim ve yaşadığım bu şehre güzel bir arşivi miras bırakmak istedim. "Konusu ve ismi" İzmir olan kitapları biriktirmeye başladım.

Koleksiyonun konusu kitap olunca İzmir kitaplarının yanında yazar imzalı kitap da biriktiriyorum. Birkaç yıldan beri de yeni bir konuya başladım ve oldukça da yol aldım. Tabii ki konu yine kitap: 1853 (Rumi 1270) tarihinde başlayıp Harf Devrimi’nin yapıldığı 1928 yılına kadar geçen 75 yıllık süre içinde yayınlanmış ve eski Türkçe yazılmış "muhasebe eğitimi ya da uygulamaları" konulu kitapları biriktiriyorum. Bu tarihler arasında yayımlanan kitap sayısı 49, hedefe ulaşmaya çok yakınım ve arayışım heyecanla sürüyor. Dolayısıyla koleksiyonların sonu yoktur, her an bir şeyler keşfedilebilir.

‘YAYINEVLERİ VE SAHAFLARI TAKİP EDİYORUM’

İzmir kitapları koleksiyonunuzun geçmişi ne zamana dayanıyor? Kitapları toplarken nasıl bir yöntem izliyorsunuz?

Yaklaşık on beş yıl kadar önce çıktığım bu yolculukta bin 248 adet İzmir ve ilçeleriyle ilgili araştırma, roman, öykü ve şiir kitabı biriktirdim. Koleksiyona başladığımda bugünkü boyutuna ulaşacağını hiç düşünmemiştim. İzmir ile ilgili kitapları araştırmak, toplamak ve biriktirmek göründüğünden daha zor bir iş. Öncelikle İzmir’i ve kitabı sevmeniz gerekli. Sonra bu geniş yelpaze içinde yayınevlerini, kitap koleksiyoncularını, sahafları takip etmek gerekir. Bu iş için ciddi bir bütçenin de gerektiğini eklemeliyim.

Geçmişte bir kitap aldığımda önce kaynakçasını tarar, bende olmayanları not alır, kitapevlerini, sahafları gezip edinmeye çalışırdım. Bir sahafa veya kitapçıya girdiğimde önce “İzmir kitaplarınız nerede?” diye sorardım. Günümüzde biraz daha kolay; düzenli olarak internet aracılığı ile yayınevlerini ve sahafları takip ederek satın alıyorum. İzmir’deki sahaflara sık sık uğruyorum ve çoğuyla ahbap oldum. Benim için kitap olup olmadığını sorduğumda aldığım cevap genellikle “Artık kalmadı, hepsi sizde var” diyorlar. İşte o zaman gurur ve üzüntüyü bir arada yaşıyorum.

Tabii bende olmadığını tespit ettiğim kitaplara erişmem bazen zor oluyor. Merakımı bilen arkadaşlarım, buldukları kitapları satın alıp hediye ediyorlar. Bazı kurumlar veya şirketler kitapçılarda satılmayan prestij kitabı basıyorlar. Arayıp koleksiyonumu anlattığımda yolluyorlar. Kitap fuarları da yeni basılan kitapları bulmam, onları yazarına imzalatmam için destek veriyorlar.

‘BU ESERLERDEN DAHA DEĞERLİ NE OLABİLİR?’

Koleksiyonunuzda önemli bulduğunuz kitaplar neler?

Koleksiyonumdaki en eski kitap, aileden kalma 1891 tarihli Aydın Vilayet Salnamesi’dir. Daha sonra Türk Tarih Kurumu tarafından Türkçe harflerle 2010 yılında basıldı. O dönemde vilayet merkezi Aydın, İzmir Sancak'tı. Yani kitabın ismi her ne kadar Aydın olsa da, konu İzmir.

Vali Kazım Dirik döneminde kurulan İzmir ve Havalisi Asarıatika Muhipleri Cemiyeti tarafından 1927–1934 yılları arasında 21 tane İzmir ve yakın çevresini anlatan kitap yayımlanmış. Bu kitaplar İzmir tarihini anlatan ilk kitaplar olma özelliğini de taşıyor. Bazıları Fransızca olarak basılan dizinin tamamı koleksiyonumda yer alıyor. Bulunması hemen hemen mümkün olmayan Yazıcızade Ali’nin tercüme ettiği Aydın Hanedanlığı’nın şeceresini anlatan 'Düsturnamei Enveri' (İstanbul,1929) kıymetli kitaplarımdan birisi.

Rahmi Balaban'ın, biyografisinde dahi yer almayan ve tek nüshası bende olan, 'İzmir Tarihi' (İzmir, 1946), Feridun Kandemir’in yazdığı 'İzmir Suikastının İç Yüzü 1- 2'den başlayıp günümüze kadar gelen on bir kitap, sanıkların yargılandığı 'Ankara İstiklal Mahkemesi Resmi Zabıtlar' ve sanıkların idamını gerçekleştiren Cellat Ali Ağı'nın olay gününü anlattığı Şemsi Katıltan'ın kaleme aldığı 'Bir Cellatın Hatıraları' (İzmir, 2010) kitabı ile sona eren bir dizi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Kent Kitaplığı veya daha çok kullanılan adıyla APİKAM kitaplarından ilk iki kitabı Ağustos 2000’de yayınladı. Yirmi yılda yayımlanan kitap sayısı ancak 130’lara ulaştı. Bu kitapların tamamı bende mevcuttur.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yıllık çalışma raporları veya yıllıkları koleksiyonumun ayrı bir bölümü. Belediye Başkanı Reşat Leblebicioğlu dönemi olan 1945 yılından başlayıp bu güne kadar gelen kitap olarak basılmış raporlar koleksiyonumda yer alıyor. Mesela İzmir Belediyesi'nin 1954 yılında yayınladığı 'Beyaz Kitap'ta Sarı Kışla'nın yıkılmasını, Kervan Köprüsü’nün üstünün betonla kaplanıp genişletilerek yeni bir köprü yapılması başarı olarak anlatılıyor. Keza İzmir Valiliği'nin yıllıklarını 1967 yılından başlayıp günümüze kadar toplamayı başardım. Valilik ve belediyenin bu yayınları şehrimizin gelişimini belgelediği için bence oldukça önemli.

Son olarak koleksiyonumun en kıymetli parçalarından bahsedeyim. Eşim Prof. Dr. Hale Okçay'ın yazdığı 'İzmir Yahudi Cemaati Kadın Kimliği', 'Din Sosyolojisi İzmir, Kadınlar ve Yahudiler Üzerine' ve bana ithaf ettiği, 'Dinlerin Kavşağında İzmir: Bir Sosyolojik Rehber'. Bu eserlerden daha değerli ne olabilir?

‘NEDİM ATİLLA’YA TÜM KİTAPLARINI RESTORANDA İMZALATTIM’

Bir de imza peşinde koşuyorsunuz...

Evet, hatta çoğu yazara kitaplarını imzalatırken fotoğraflıyorum. Bu fotoğrafları bastırıp kitap ayracı yapmayı düşünüyorum. İzmir kitaplarımın 211 tanesi yazarı tarafından imzalıdır. Heyamola Yayıncılık "İzmirim" dizisinde 75 kitap yayımladı. İlk yayımlanan 40 kitaplık bölümünü yazarlarına imzalatabilmek için her gün kitap fuarına gittim, 32 tanesini yazarlarına imzalatabildim. Bir yazarı balıkçıda gördüm, "levrek mi, çipura mı?" diye bakınırken kitabını imzalattım.

Zuhal – Yücel İzmirli çiftinin yazdığı 'İzmir'de Bir Manastır Çınarı' anı roman tarzındaki kitabı, birçoğumuzun lisede okuduğu matematik kitaplarının yazarı Halim Erker’in hayatını anlatmaktadır. Yine Zuhal–Yücel İzmirli çiftinin yazdığı 'Makedonya’dan Esen İmbat', anı roman tarzındaki kitabı, benim de lisede matematik öğretmenim olan Hasan Tahsin Abakan’ın hayatını anlatmaktadır. Bu iki kitap da yazarları ve kitaplara konu olan kişiler tarafından imzalıdır.

Ayrıca yakın tarih ile ilgili araştırmalar yazan Yavuz Özmakas'a 'İonya'da Son Akşam' kitabının basılı halini kendisi bile göremeden imzalattım. Atilla Karaosmanoğlu'na, 'İzmir Karşıyaka'dan Dünyaya' kitabını ölümünden yaklaşık iki ay önce imzalattım. Sevgili Nedim Atilla'ya tüm kitaplarını elbette restoranda imzalattım. İzmir’im serisinden çıkan 'Karaburun'u, Ahmet Uhri'ye Karaburun’da imzalatacağım.

Son olarak, İzmir’de koleksiyonerlerin biriktirdikleri objeleri paylaşabileceği bir platformda yer alıyor musunuz?

On yıldan beri İzmir Koleksiyon Kulübü’nün üyesiyim. Üye dediysem resmi kurulmuş bir dernek düşünmeyin, merak ve gönüllülük esasına dayalı, pandemi dönemi öncesinde her ay düzenli toplanan bir örgütlenme. Aylık toplantılarda bir katılımcı koleksiyonunu tanıtıyor ve bilgi veriyor. Böylece o ay içinde koleksiyonumuza eklenen yeni parçaları dostlarımızla paylaşıyoruz. Bu yapılanmayı koleksiyonerler arasında bir dizi düzenli etkileşim ilişkisi olarak düşünebilirsiniz.