YAZARLAR

Juliette Touma: Sadece silahlı gruplar değil, resmî ordular da çocukları kullanıyor

UNICEF’in Orta Doğu ve Kuzey Afrika İletişim Sorumlusu Juliette Touma, bölgedeki 'çocuk asker' sorununu anlattı, resmî orduların da çocukları askerliğe zorladığını söyledi.

Onları ‘çocuk askerler’ olarak adlandırıyoruz ancak çocuktan asker olmaz, olmamalı.

Ne var ki, en azından bölgemizde bu sorun eğitimin yaygınlaşmasını kolaylaştıran şartlara rağmen giderek büyüyor.

Son olarak IŞİD başta olmak üzere radikal örgütler tarafından askeri ve ideolojik eğitim verilen çocuklar ile gündeme gelen "savaşmaya zorlanan çocuklar" meselesi oldukça derin ve ciddi bir sorun.

Bölgede istikrarsızlık, ekonomik krizler, eğitime ulaşamama gibi sorunlar devam ettikçe her kaos öncekinden daha radikal yeni kuşaklar yaratmaya devam edecek gibi görünüyor.

Savaşmaya zorlanan çocuklar sorununu UNICEF’in Orta Doğu ve Kuzey Afrika İletişim Sorumlusu Juliette Touma ile konuştuk.

Manzara ürkütücü!

'SAVAŞLARA KATILMAYA ZORLANAN ÇOCUK SAYISINDA ARTIŞ VAR'

Çocukların asker olarak kullanılmasının geçmişine dair bilgi verebilir misiniz? Yeni bir sorun değil bu.

UNICEF bu çocuklara savaşta asker olarak (zorla) görevlendirilmiş çocuklar olarak bakıyor. Çocuk hakları perspektifinden bakıldığında doğru terminoloji bu.

Bu (mesele) bu bölgede on yıllardır var. Ancak savaşlarda görevlendirilen çocuk sayısında ciddi bir artış var.

Geçmişte çocukların Yemen’deki, Sudan’daki çatışmalara dahil edildiğini biliyoruz. Ancak mesela, Suriye’de kriz (Arap Ayaklanması) başlayana kadar bu hiç olmamıştı.

Çocukların savaşlara dahil edilmesinin bütün bölgede farklı yerlerde meydana gelen çatışmalar nedeniyle arttığını söyleyebiliriz ve çocukların savaşa dahil edilmesi bazı yerlerde rakamlar aynı kalsa da devam ediyor, azalmıyor.

'ÇOCUKLAR İNTİHAR SUİKASTÇİSİ OLARAK KULLANILABİLİYOR'

2017 tarihli bir rapora göre dünya genelinde savaşa dahil olmaları için zorlanan çocuk sayısı 100 binden fazla. Bu çocuklar kim? Savaşta hangi rolleri üstleniyorlar?

UNICEF’in Orta Doğu ve Kuzey Afrika İletişim Sorumlusu Juliette Touma

Her şeyden önce şunu daima hatırlamalıyız, çocuk çocuktur. Sizin de söylediğiniz gibi bu çocuklar zorla dahil ediliyorlar savaşlara.

Dünya geneli için yorum yapamam ama bulunduğum bölge (Orta Doğu ve Kuzey Afrika) için şunu söyleyebilirim ki, savaşlarda görevlendirilen çocuk sayısında artış var, bu kesin.

(Savaşlarda çocuklara verilen) Görevler, roller de çeşitli. Destek kuvvet gibi roller olabiliyor; mesajcı, koruma, ilkyardım ekiplerine yaralıların tedavisinde yardım gibi. Ancak silah taşımak, silah kullanma konusunda eğitilmek, çok ekstrem durumlarda intihar suikastçiliği, infazlarda kullanma…

Irak ve Suriye’de çocukların oldukça radikal şekillerde kullanıldığını gördük.

Tekrar söylüyorum, bunlar sadece çocuklar ve oldukça korkunç vahşetlere şahit oldular.

Radikal grupların ele geçirdikleri bölgelerdeki çocukları savaşmaya zorladığını düşünürdüm ancak Irak ve Suriye’de binlerce çocuğun bizzat aileleri tarafından savaşlara dahil edildiğini gördük. Aynı zamanda Irak’ta aşiretler, binlerce insan IŞİD’e katıldı.

Çocuklarını savaşa dahil etmeleri için baskı gören çok sayıda aile var. En basit sebep paralarının olmaması, finansal durumlarının çok kötü olması ve ne yazık ki, çocukların (zorla) savaşa dahil edilmeleri bir gelir de vaat ediyor.
Anne veya baba iseniz ve masaya yemek koyamıyorsanız, bu durumlarda böyle şeyler yapmaya itiliyorsunuz.

Çocukların savaşlara dahil edilmesinin iki temel sebebi var:
1-Savaşan taraflarca zorlanan çocuklar, ki buna sadece silahlı gruplar değil (resmi) ordular da dahil.
2-Ekonomik durumları sebebiyle çocuklarını çatışmalara göndermek zorunda kalan aileler.

Hangi açıdan bakarsanız bakın bu durum kabul edilemez. Çocukların okulda olmaları gerekir, güvende olabilecekleri bir yerlerde olmaları gerekir, eğitim almaları, arkadaş edinmeleri gerekir, savaşmaları değil. (Sıcak) Cephe çocukların olmaması gereken bir yer.

Yapılması gereken birkaç şey var;

Öncelikle savaşan tarafların çatışmalara çocukları sürüklemeyi bırakmaları gerekiyor.

İkincisi, ekonomik zorluklar yaşayan aileler için -ki milyonlarca böyle aile var; fakirlik artıyor, işsizlik artıyor, ayrıca Covid sebebiyle birçok insan işini kaybetti ve fakirleşti; bir çeşit sosyal koruma, sosyal güvenlik, iş girişimleri için finansman temini gibi yardımları mümkün kılan ağ olmalı. Böylece çocuklarını koruyabilirler ve cephe yerine okula gönderebilirler.

'15 MİLYON ÇOCUK OKULA GİDEMİYOR'

Arap Ayaklanması döneminde 2 milyondan fazla çocuğun okula gidemediğini gösteren çalışmalar var.

Açıkçası rakamlar bundan çok daha yüksek. UNICEF bütün bölgede 15 milyon çocuğun okula gitmediğini tahmin ediyor.

Çocukların okula gidememesinin sebeplerinden biri çatışmalar. Fakirlik, eğitimin kalitesi, okuldaki şiddet gibi sebepler de var.
Savaşlarla birlikte kesinlikle bu rakamlar da büyüyor. Yemen, Suriye, Sudan gibi çatışmaların olduğu yerlerde okuldan ayrılan çocuk sayısı da artıyor.

Ailelerin sosyo-ekonomik durumları kesinlikle sebeplerden biri. Aynı zamanda çok sayıda aile de göçmek zorunda kaldı. Bir kısmı (yaşadıkları ülke içinde yer değiştirip) iç göçmen oldu, bazı durumlarda sınırları geçerek Türkiye gibi ülkelere gitti.
Bu göçler ve belirsizlik çocukların okullaşma oranının düşüşünü doğrudan etkileyen temel sebepler arasında.

'SURİYE’NİN KUZEYDOĞUSU ÇOCUKLARIN SİLAHLI GRUPLARA KATILIMININ EN YÜKSEK OLDUĞU YER'

IŞİD ve bölgedeki radikalleşme konusuna gelecek olursak; son olarak Haseke’deki bir hapishanede IŞİD ayaklandı ve hâlâ hapishanedeki kaç çocuğun öldüğünü bilmiyoruz. Özellikle ayaklanma döneminde radikal örgütler tarafından eğitilen veya en azından onların kontrolündeki bölgelerde yaşayan binlerce çocuk var.

Öncelikle Suriye’nin kuzeydoğusu ile ilgili bilgi vermeme izin ver. Çünkü Suriye’nin kuzeydoğusu çocukların silahlı gruplara katılımının en yüksek olduğu yer.

Birkaç hafta önce (Haseke) Gweren’deki hapishanede olanlar bu problemin ne kadar kötü olduğunun göstergesi oldu.

Hepimizin, uluslararası toplumun bu çocuklara yardım edilmesi, çocukların korunması için yapması gereken çok şey var.

(Suriye’nin kuzeydoğusunda) 60 farklı milliyetten çocukların olduğunu biliyoruz. Oradaki çocukların büyük çoğunluğu Iraklı. Hepsinin eve dönmesi, güvende olması, son derece ihtiyaç duydukları rehabilitasyon imkanlarının sağlanması gerek.

Yabancı çocukların evlerine dönmeleri gerekiyor. Ayrıca Suriye’nin farklı bölgelerinden çok sayıda Suriyeli çocuk da var.

Bu çocukların sadece çocuk olduklarını ve çatışmalara katılmaları için zorlandıklarını, çok vahşi şeylere şahit olduklarını unutmamalıyız. Ancak onlara yardım edebiliriz. Bu çocuklar için çözümler var.

Öncelikle hapishanelerdeki çocukların serbest bırakılmaları ve güvenli yerlere nakledilmeleri gerekiyor. UNICEF ve diğer örgütler onlara yardım edebilir.

(BM’ye üye) 60 ülkenin kendi çocuklarının eve, ülkelerine dönmesi için çaba göstermesi ve katkıda bulunması gerekiyor.

Ne tarz çözümler olabilir? Mesela sadece Irak’ta IŞİD sebebiyle psikolojik ve fiziksel sorunlarla boğuşan yüzbinler var ancak Irak yönetimi rehabilitasyon için çok büyük bütçeler gerektiğini söylüyor.

Savaşa katılmış olan çocuklar için özel rehabilitasyon programları var. Bu çocukların psikolojik durumlarının düzeltilmesi, iyileşmeleri, hayatlarına devam etmelerinin sağlanması, topluma katılmaları için çalışan programlar var. Bu nedenle, "Suriye’nin kuzeydoğusundaki çocuklara yardım edebiliriz" diyoruz.

'BÖLGEDE 7 ÇOCUKTAN BİRİ İNSANİ YARDIMA MUHTAÇ'

Aynı zamanda dünya genelinde yardıma ayrılan bütçelerin giderek yetersiz kaldığına dair iddialar var.

Kesinlikle yetersiz. Şu anda bile ihtiyaçlar o kadar çok ki. Bölgedeki her 7 çocuktan birinin insani yardıma ihtiyacı var. Durum kesinlikle 2011 öncesinden çok farklı. Yardıma muhtaç çocuk sayısı artıyor. Bu da BM’nin ve diğer yardım ajanslarının büyük programlar yapmasını gerektiriyor. Muhtaç durumdaki her çocuğa, herkese ulaşmamız mümkün mü? Hayır.

Bu nedenle yapılması gereken birkaç şey var;
1-İnsanların evlerini terk etmelerine, ülkelerinden ayrılmalarına, sınırları geçmelerine yol açan çatışmalar sona ermeli. Savaşlar devam ettikçe insani yardımlara devam etmemiz gerekecek. Bölgede çatışan taraflar savaşarak bir yere varamadıklarını anlayana kadar biz UNICEF olarak muhtaç durumdaki herkese ulaşmaya çalışacağız ki, bu ihtiyaçların ucu bucağı yok.

2-Uluslararası toplumun UNICEF gibi kuruluşları desteklemesi gerekiyor.

IŞİD ve diğer gruplar tarafından eğitilen bu çocuklarla ilgili bir şey yapılmazsa, ülkeler vatandaşları olan çocukları geri almazlarsa ne olur?

Bu çocukların eğitilip eğitilmediklerini bilmiyoruz. Bunlar çocuk. Suriye’de, Irak’ta ve söz konusu 60 ülkede güvenlikleri sağlanmalı.

Eğer bir şey yapılmazsa ne olur? Bu oldukça korkutucu bir olasılık. Bu çocuklara neler olabileceğini düşünemiyorum bile.

Tekrar çatışmalara dahil olmaya zorlanabilirler, sömürülebilirler.

Herkes için en iyisi, herkesin yararına olan şey bu çocukların güvende olmalarını sağlamak. Yapılması gereken çok şey var ancak bu, gerçekleştirilebilir.


Hediye Levent Kimdir?

Gazeteciliğe 2003 yılında başlayan Hediye Levent, 2008’den itibaren 13 yıl Suriye, Lübnan ve Irak’ta yaşadı. Bu süre boyunca çeşitli yerli-yabancı medya kuruluşlarında ve köşe yazarı olarak Evrensel Gazetesi’nde Ortadoğu’da olan biteni yerinden, sahadan aktardı; yazdığı analizlerle bölgedeki gelişmelerin aydınlatılmasına büyük katkı yaptı.