K-Pop ve ötesi

Kore Dalgası (Hallyu) ile dünyada popüler kültür alanında yeni bir sayfa açan Güney Kore, bu trende liderlik eden K-Pop müzik tarzıyla farklı bir başarı hikayesi yazıyor.

Google Haberlere Abone ol

Sevgi Demirkale

Geçtiğimiz günlerde Güney Kore, tarihinin ilk K-Kültür, yani ‘Kore Kültürü Konferansı’nı online olarak gerçekleştirdi.

Bu konferans, son yıllarda dünyayı etkisi altına alan Kore Dalgası’nı anlayabilmek ve son dönemde Türkiye gündemine farklı vesilelerle gelen K-Pop müzik trendine daha kapsayıcı bir gözle yaklaşabilmek için çok güzel bir fırsat sunuyor. 

Korece’de karşılığı Hallyu olan Kore Dalgası, 1990’larla birlikte gelişmeye başlayan bir popüler kültür trendi aslında. Güney Kore, bu trendle birlikte, şimdiye kadar çoğunlukla Batı’dan esen popüler kültür rüzgarını tersine çevirdi. Batı’dan aldıklarına kendi kültürünü, dilini, bakış açısını ve en önemlisi Kore markasını (K-Pop, K-Culture, K-Beauty, K-Drama) ekledi. Kendini Doğu kültürüne daha yakın hisseden bir ülkenin evlatları olarak, bize, Doğu’da kültür anlamında farklı bir hikâye yazılabileceğini gösterdi.

Güney Kore, bugün dünyada popüler kültürü kendi anladığı dil ile ve arkasında yer alan güçlü duruşla yeniden yazıyor. Bu trendin en önemli ayağını ise, kıymeti dansından ve tarzından menkul K-Pop müziği oluşturuyor.

DOĞU'NUN TRUVA ATI: K-POP

Geçtiğimiz yılın müzik alanındaki önemli haberlerinden biri K-Pop yıldızlarından BTS grubunun, Amerikan Müzik Ödülleri’nde yılın starı ödülünü almasıydı. Böylece ilk kez Asya’dan bir sanatçı, Amerikan Müzik Ödülü kazanırken; K-Pop’un dünyadaki yükselişi Batı müzik çevreleri tarafından da resmi anlamda kabul edilmiş oldu.

Popüler kültür yazarı Aja Romano, K-Pop’un dünyada fenomen haline gelmesiyle ilgili kaleme aldığı yazıda önemli bir saptamada bulunuyor: “Dünyada hiçbir ülke; pop müziği Güney Kore kadar ciddiye almıyor.” Ve Romano şöyle devam ediyor: “K-Pop, uluslararası müzik sektöründeki diğer türler ile karşılaştırıldığında, kitleleri müzikle yakalama ve Güney Kore kültürünü dünya sahnesine taşıma üzerine tasarlanmış bir tür.”

K-Pop’un gelişimi, Güney Kore’nin politik ve ekonomik büyümesiyle de oldukça bağlantılı. Bu nedenle Romano “Demokrasi ve televizyon olmasaydı K-Pop da olmazdı” diyor.

Güney Kore’de 1987’de yaşanan politik değişimle rock müzik gibi türleri yasaklayan bir anlayışın yerini daha özgürlükçü anlayış aldı. Böylece, televizyon kültürünün toplum üzerindeki etkisi artarken; Güney Koreliler Batı’dan aldıklarını kendi yenilikçi bakış açılarıyla yeniden yorumladılar. Böylece dünyada esen pop müzik rüzgârı giderek K-Pop’a evrildi ve Batı dünyası, özellikle de Amerika, kendisinin yarattığı popüler kültürünün Doğu’da yeniden şekillenen ve farklı bir dilde yorumlanan halini kabul etmek durumunda kaldı. K-Pop, artık Batı pop kültüründe tıpkı bir ‘Truva Atı’ gibi Doğu’yu Batı’da temsil eden bir ses konumunda.

Apink Grubu’nun Petal parçasının videosuna ev sahipliği yapan Byeokchoji Culture Arboretum’da grubun hayranları tarafından yazı-tura atma, aşk falı bakma noktasına dönüşmüş durumda.

K-POP, KARŞILIKLI MEDYA SİNERJİSİYLE TURİZMİ DESTEKLİYOR 

Kore Kültürü Konferansı’nın ana konuşmacıları arasında yer alan OECD Kültür Ekonomisi Baş Danışmanı Pier Luigi Sacco, Hallyu başarısının arkasında 3 destekleyici gücün olduğunu söylüyor. Bunlardan biri, online olarak çok fazla Kore içeriklerine telifsiz olarak ulaşılabilmesi. Bu, Kore kültürünü veya içeriklerini merak edenlerin herhangi bir üyelik veya abonelik ücreti ödemeden içeriklere ulaşma imkanının yaygın olması anlamına geliyor.

Diğeri, Kore kültürü çerçevesinde yaratılan yeni pop kültürün etkileşime çok açık olması. Güney Kore kültüründe, teknoloji önemli bir yer tutuyor. Teknolojinin günlük yaşantıda çok yaygın kullanılması ve dijitalleşmeyle Kore içerikleri, tıpkı Batı’dan beslendiği gibi, Kore’deki kendi takipçilerinden de besleniyor.  

Son olarak Sacco, Kore Dalgası’nın başarısında farklı Kore içeriklerinin ve medyaların birbirini beslemesinin de oldukça etkili olduğunu söylüyor. Bunu “karşılıklı medya sinerjisi” olarak yorumlayan Sacco bunda da dijitalleşmeye ve gençlerin içerikleri tüketirken; aynı zamanda deneyimlemeyi önemsemelerine de vurgu yapıyor.

Koreli grup Oh My Girl’ün 'Dun Dun Dance' parçalarının videosunu çektikleri Seul’deki Stylenanda Pink Pool Café.

Bu nedenle, dünyada büyük sükse yapmış Koreli BTS, EXO, Blackpink gibi grupların kliplerini çektikleri yerler adeta birer müze haline geliyor. Örneğin; ünlü Girl Band grubunun “Dun Dun Dance” parçasını çektikleri mekânı ziyaret ederek, aynı dekor ve aksesuarlar içinde kendi müzik videonuzu çekebiliyorsunuz. Ya da ünlü BTS grubunun, yayınlandığı gün 100 milyon izlemeye ulaşan “Dynamite” klibine ev sahipliği yapan Yongin Everland Rockville tema parkı, 1960'lardaki Amerikan Rock And Roll kültürünü yansıtan bu noktayı bir tür K-Pop kültür gezisi noktasına dönüştürebiliyor.

PEKİ, NEDİR BU K-POP? 

K-Pop tarzının kendine içkin özellikleri var. Çoğunlukla kalabalık müzik gruplarından oluşuyor. Grup üyelerinin mutlaka kendilerine özel bir saç ve giyim tarzı bulunuyor. K-Pop tarzının ayrılmaz bir diğer parçasını da, etkileyici dans gösterileri oluşturuyor.

Tüm bu özellikler bir araya geldiğinde takipçiler için zengin bir deneyim alanı ortaya çıkıyor.

Güney Kore’de K-Pop sanatçılarının müzik tarzına göre eğitim veren dans akademileri bile kurulmuş durumda. Örneğin; Seul’deki SL Studio; kadrosunda EXO Kai, Girls' Generation Taeyeon ve SHINee Onew gibi K-pop yıldızlarını keşfeden ajanslarda çalışmış eğitmenlerin de yer aldığı bir eğitim akademisi. Bu akademide uzun ve kısa dönem programlara katılarak K-Pop hayranları için hazırlanmış farklı ve özelleştirilmiş dans dersleri alınabiliyor.

K-Pop tarzının deneyim alanını genişletmek için dijital ortamın yeni dünyası Metaverse teknolojisinden de yararlanılabiliyor.  Yaratılan sanal dünyada, gecenin bir yarısı BTS üyeleriyle bir tema parkta eğlenebilir, Blackpink kızlarının kıyafetleri giyilip saç modelleri deneyimlenebilir.

Ünlü BTS grubunun Hybe+Hybe Insight Stüdyosu 

Tüm bunlar, ülkenin turizm açısından da gelişimine önemli bir katkı sunuyor. Güney Kore son 10 yılda dünyada da turizm açısından yükselen trend olarak görülüyor. 2009 yılında Güney Kore'yi ziyaret eden kişi sayısı 7 milyon 820 bin iken, 2019 yılında bu rakam yüzde 100'den de fazla arttı ve 17 milyonu geçti. Bu büyümede Hallyu’nun katkısının ve özellikle de K-Pop’un etkisinin büyük olduğu düşünülüyor.

Güney Kore, K-Pop ile bugünün gençlerine seslenerek geleceğin dünyasındaki yerini sağlamlaştırıyor. Bu da aslında Türkiye’ye ekonomide olduğu gibi turizm ve kültürde de farklı başarı hikayeleri yaratabilmek adına güzel bir vizyon sunuyor.