Kadın dayanışması depremde büyüdü
Adıyaman'da depremden etkilenen kadınlar, kendileriyle dayanışma içinde olan kadınlarla vedalaştı. Birlikte irmik helvası yapan kadınlar, dayanışmanın hayatlarını değiştirdiğini söyledi.
Evrim Deniz
ADIYAMAN - Devletin gerekli mekanizmalarını işletmeyerek ağır bir felakete dönüştürdüğü Maraş merkezli depremlerin üzerinden 8 ay geçmesine rağmen insanların ihtiyaçları halen giderilmiş değil. Çadırlarda ve konteynerlerde temel ihtiyaçlara, temiz su, hijyen ve sağlığa erişimin çok kısıtlı olduğu koşullarda kadınların ev işi ve bakım yükleri olağanüstü artmış durumda. Deprem bölgesinde hayatı yeniden kurma yükü, ilk günden beri yine en fazla kadınların omzunda. Depremden etkilenen kadınlara destek sağlamak ve yükü hafifletmek için mücadele edenler ise yine kadınlar oldu.
Birçok kadın örgütü, feministler ve bireysel olarak depremzede kadınlara destek olmak isteyen binlerce kadın deprem bölgelerine koştu. Depremin ilk gününden itibaren kadın hakları savunucusu birçok topluluk, başta kadınların hijyen ihtiyacı olmak üzere diğer ihtiyaçları da karşılamaya yönelik yardım kampanyaları yürüttü.
Afet İçin Feminist Dayanışma, TJA, Rosa Kadın Derneği, Dayanışmanın Kadın Hali Derneği, Kadın Zamanı Derneği, Mor Dayanışma, Ekmek ve Gül (Kızkardeşlik Köprüsü), Kriz Koordinasyon Merkezleri ve deprem bölgesine destek amacıyla koşan onlarca kadın. Günlerce, aylarca dönüşümlü olarak deprem bölgesine gelen kadınlar tehdit edildi, polis tarafından engellenmeye çalışıldı. Mülteci kadınlar için de ırkçılığa karşı mücadele ettiler. Bu süreçte Adıyaman Narlıkuyu’da bulunan çadır kentte, kadın dayanışmasının en iyi örneklerinden biri sergilendi.
Narlıkuyu gönüllülerin kurduğu bir çadır kent. Kriz Koordinasyon Merkezi, Afet İçin Feminist Dayanışma ve DAKAHDER’in bulunduğu çadır kentte çoğunluklu olarak mülteci ve Kürt aileler bulunuyordu. Depremin 4’üncü ayında ziyaret ettiğimiz çadır kentte bulunan birçok kadın ile konuştuğumuzda hissettiğimiz en net duygu, çadır kentteki kadınların hem kendileri ile hem diğer kadınlar ile yabancı oluşuydu. Kadınlar için gelecek endişesi, çadırda yaşamanın arttırdığı sorumluluklar, büyük bir karamsarlık ve depresyon ise konuşulmayacak kadar normal durumlardı.