Kadın haklarında hasar tespiti-3: TBMM’nin 100. yılında kadınların eşit siyasal temsil hakkına ne oldu?

Kadın hakları ihlallerinin erkek vekillerin de dikkatini çekmesi için kaç kadının daha öldürülmesi, ne kadar kadının daha yoksulluk sınırının altında kalması gerekiyor?

Google Haberlere Abone ol

Serpil Sancar*

Toplumun yönetimine ilişkin kararların belirlenmesinde toplumun her kesiminin söz sahibi olması temel bir demokrasi ilkesi. Bu kesimlerin içinde her tür toplumsal grubun yarısını oluşturan kadınların da yarı yarıya katılıyor olması tartışmasız kabul edilmesi gereken bir demokrasi hedefi.

5 Aralık kadınların seçme ve seçilme hakkının 87. yıldönümü nedeniyle CHP Meclis'te bir yasa değişiklik önergesi vererek, seçimlerde kadın ve erkek adayların eşit sıralanmasını sağlayacak “fermuar sistemi”nin seçim ve siyasal partiler yasalarında kabulünü istedi. Önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi; HDP önergeyi destekledi (1). Genel Kurulda görüşme sırasında AK Parti sözcüsü CHP önerisini eleştirerek, "Çok samimiyetsiz bir teklif. CHP niye kendine uygulamıyor? Bir kadın grup başkanvekiliniz bile yok" dedi. CHP sözcüsü de konuşan vekile cevaben, “Sen de AKP’nin tek grup başkanvekili kadınını koltuğundan atarak oraya geldin” diye eleştirdi (2).

CHP’nin tüzüğünde yüzde 33 kadın kotası var. CHP önerdiği fermuar sistemini tüzük değişikliği yaparak önce kendi partisinde uygulayıp neden örnek olmak istemedi acaba? İşin gerçeğine bakarsak, CHP’nin parlamentodaki 147 vekilinin ancak 17'si kadın, yani sadece yüzde 11 kadın vekil var; ülke ortalaması olan yüzde 17’den de daha az. Kendi tüzüğündeki yüzde 33 kotayı uygulasa bile kadın vekil sayısı 47 olacaktı. Ne demeli?

Geçenlerde, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, iktidara gelirse ilk 6 ayda kadınlar için yapacağı 6 iyileştirmeyi açıkladı. Bu vaatlerin içinde, partide ve parlamentoda kadın katılımını artırmaya ilişkin bir vaat yoktu. Ama kamu yönetiminde yüzde 35 kota uygulayacağını ve yönetim kademelerinde kadın oranı yüzde 35 veya üzeri olan özel sektör şirketlerine de vergi teşviki verileceğini söyledi (3). Ayrıca CHP’nin “helalleşme” vaadi içerisinde tanımladığı gruplar arasında kadınlardan bahsedilmediğini de burada hatırlamalı. Yani Cumhuriyet’in yüzüncü yılı yaklaşırken hâlâ Cumhuriyet’in kurucusu CHP, kendi partisinin TBMM’deki vekilleri içinde kadınlara eşit temsil hakkı sağlamamış durumda. Eğer CHP’de durum buysa, demokrasi için harekete geçtiğini söyleyen Millet İttifakı’nın “kadınlar için de demokrasi” vaadinin ne anlama geldiğini sorgulamak gerekiyor.

Yine yakınlarda Türkiye’de demokrasinin krizini çözmeye aday muhalefet partileri içinde cinsiyet eşitliği ve kadın haklarını korumaya çok değer verdiğini belirten DEVA Partisi, kadın haklarını korumaya yönelik politikasını özetleyen Kadın için Adalet Raporu’nu kamuoyuna tanıttı (4). Raporda kadınlara yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili, partinin iktidara gelirse uygulayacağı politikalar anlatılıyor. Raporun dili hemen dikkat çekiyor: Kadınların eşit haklarından ve cinsler arası eşitliğin sağlanmasından değil ama kadınlar için adaletten bahsediyor. İşte tam da sorun burada, eşitlik hedefi olmadan adaleti hedeflemenin AKP politikalarından ne farkı oluyor? Kadınlar için adaletin gerçekleşip gerçekleşmediğini nasıl ölçeceğiz, bilmiyoruz. Ama eşit hakları tanımlayıp izleyerek nasıl ölçeceğimizi biliyoruz. Örneğin; en basit olarak, TBMM’de kadın vekil oranı niye hâlâ yüzde 17 diye sorabiliyoruz. Ayrıca raporda kadınlara yönelik şiddeti önleme çözümleri tanıtılırken hâlâ şiddet faili erkeklerden hiç bahsedilmiyor oluşu da dikkat çekiyor. Faillerin tanımlayıp konuşulmadığı bir şiddet önleme politikası nasıl olacak diye sormak da gerekiyor.

YASAMADA VE YEREL SİYASETTE KADINLAR İÇİN EŞİT KATILIM HÂLÂ BİR HAYAL!

Son bir haftanın olgularından örneklerin bize gösterdiği gerçek şu: 1934 yılında kadınlara tanınan seçilme hakkının 87. yıldönümünde ve Cumhuriyet’in 100. yılına yaklaşırken gelinen bu noktada kadın haklarının, eşit haklar temelinde, ne kadar korunabildiğini yeniden düşünmek gerekiyor.

Toplumun yönetimine eşit katılma hakkının farklı katmanları ve alanları var. Bunlardan en görünür olanı, ulusal parlamentoda siyasal temsil düzeyi. Mevcut durumda TBMM’de, 600 milletvekili içinde 101 kadın milletvekili var (yüzde 17). Ama parlamentoyu, siyasal partiler olarak, ayrı ayrı görmeli ve karşılaştırmalı. Çünkü parlamentoda grubu bulunan siyasal partilerin kadın vekil oranları şöyle: HDP yüzde 41, AKP yüzde 18, CHP yüzde 12, MHP yüzde 8 ve İYİ Parti yüzde 5.55. Yani yüzde 50 kadın seçilmesi için önergeyi veren CHP üçüncü sırada ve HDP dışında diğer partilerde durum eşit temsil hakkı açısından çok iç açıcı değil.

Parlamentodaki kadın vekiller siyasal partilerin vitrini sayılıyor. Ama gerçekte, siyasal kararların belirlenmesinde kadınların durumunu görmek için, asıl olarak vitrin arkasına bakmak gerekir. Önce, siyasal partilerin kendi iç yönetimlerinde kararlara eşit katılım hakkı açısından ne yaptıklarına bakılmalı. Partilerin merkez yönetim kurullarında kadın oranı şöyle: HDP’de yüzde 35, CHP’de yüzde 26, İYİ Parti’de yüzde 25, AKP yüzde 24, MHP yüzde 6.66.

Bu verilere bir de partilerin uyguladıkları kadın kotası üzerinden bakalım. HDP’de yüzde 50, CHP’de yüzde 33, İYİ Parti’de yüzde 25 kadın kotası var. DEVA Partisi de, henüz parlamentoda grubu olmamasına rağmen, yüzde 35 kadın kotası uygulayacağını daha önce ilan etmişti (7). Umuyoruz ki bu da kâğıt üzerinde kalan bir vaat olmaz.

Cinsiyet eşitliği için kota uygulamasını değerlendirirsek, parlamentoda siyasal temsilde eşitliği açısından, sadece HDP’nin kotayı ciddi şekilde uyguladığını söyleyebiliriz. CHP ve İYİ Parti'de kota, fermuar sistemiyle birlikte uygulanmadığından parlamentoda eşit siyasal temsil açısından işe yaramıyor. Kotalar sadece partilerin merkez yönetim kurullarında işe yarar görünüyor. Ama genel ve yerel seçimlerde aday listelerinde bir kadın bir erkek adayın sıralanacağı fermuar sistemi uygulansa kotalar ancak o zaman işe yarayabilecek. Ama CHP’nin parlamentoda fermuar sistemiyle ilgili yasa önerisi de ana-akım partilerce ciddiye alınmamış görünüyor.

Seçilmede eşitlik açısından asıl eşitsizlik yerel seçimlerde ve partilerin yerel teşkilat yönetimlerinde. HDP dışında CHP ve İYİ Parti yerel seçimlerde ve partinin yerel teşkilat yönetimlerinde kota uygulamıyor. Bu nedenle 2019 yerel seçimlerinde seçilen kadın oranı belediye başkanı düzeyinde yüzde 3, belediye meclis üyeleri içinde yüzde 11 oldu. Bu oranın yüksekliğinin nedeni de, HDP’de kadın il belediye başkanı oranının yüzde 37.5, ilçe kadın belediye başkanı oranının yüzde 36 olması. Bu sayılar yerel düzeyde HDP’nin kotayı oldukça etkin uygulayabildiğini gösteriyor. Ayrıca HDP’de uygulanan eşbaşkanlık tekniği de kadınların katılımını çok artırıyor.

Diğer partilerin yerel düzeydeki eşit katılım uygulamasına bakarsak, CHP yerel seçimlerde kota uygulamamış ve kadın il belediye başkanı oranı yüzde 4.5’te, ilçe kadın belediye başkanı oranı da yüzde 3.7’de kalmış. Yani CHP, yerel yönetimleri hâlâ rant paylaşım siyasetiyle birlikte erkeklere bırakmaya devam ediyor.

Siyasal partilerin yerel teşkilatlarında kadın il başkanları oranı HDP yüzde 100(eşbaşkanlık nedeniyle) CHP yüzde 5, İYİ Parti yüzde 3.7, AKP yüzde 2.5, MHP yüzde 2.5. Bir de partilerin gençlik kolları yönetimlerinin büyük çoğunluğunun erkek olması meselesi var ki, ayrı bir sorun alanı. Genç denince erkekler akla geliyor ve tek tük kadın dışında hemen bütün partilerin gençlik kollarında hep erkekler var.

SİYASAL PARTİLERDEKİ SORUN KAYNAĞI

Çok sayıda kadın örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu Eşitlik için Kadın Platformu'nun (EŞİK), TBMM’de yasama faaliyetlerini izleyerek hazırladığı son üç aylık raporda konuyla ilgili ilginç bilgiler var. Rapor, vekillerin başta İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması konusu olmak üzere, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına karşı erkek şiddeti ve kadın cinayetleri konusunda neler konuşulduğunu, hangi kararların alındığını izleyerek oluşturulan etkinlik skalasını paylaşıyor (8). Buna göre 45 tam puan üzerinden Meclis’in yüzde 17’sini oluşturan 101 kadın vekilin puan ortalaması 13,35; ama erkek vekillerin oranı 4,99 olmuş. Kadın vekillerin erkek vekillerden 2,64 kat daha yüksek puan aldıkları görülüyor. Tek tek partiler incelendiğinde ise, kadın vekiller ile erkek vekillerin aldıkları puan farkının en yüksek olduğu parti olan MHP’de, kadın vekiller erkek vekillerin neredeyse 8 katı oranında yüksek puan almış. Bu farkın görece en az olduğu diğer partilerden AKP’de kadınlar erkeklerden 2,14 kat, CHP’de 2,65 kat, HDP’de 2.85 kat yüksek puan almış. 45 tam puan üzerinden vekillerin puanlarının düşüklüğü, hem iktidar hem de muhalefet partilerinde de kadın sorunlarının çözümüne ilişkin önemli bir gündem olmadığının ve erkek vekillerin konu ile ilgilenme sorumluluğunu kadın vekillere bıraktıklarını gösteriyor.

Meclis’te grubu bulunan 5 partinin 45 puan üzerinden ortalama ilgi puanlarına da bakarsak 16,52 ile HDP’nin en ilgili konumda olduğunu; onu 14,11 puan ile CHP’nin, 9,92 puan ile İYİ Parti’nin izlediğini görüyoruz. İktidar partilerinden MHP ise 0,71, AKP ise 0,95 puan ile hiç ilgisiz düzeyde kalmışlar. Yani iktidar ve muhalefet partileri açısından konu ile ilgilenme farkı belirgin.

Bu verilerden ne anlıyoruz? Kadın vekil sayısı artınca, kadınlarla ilgili sorunların Meclis gündemine gelme şansı ve erkek vekillerin de konu ile ilgilenme olasılıkları artıyor. Bu konuda en iyi performansı HDP gösteriyor. Diğer partilerde, giderek artan oranda, erkek vekillerin kadın hakları ihlalleri ile ilgilenmediği görülüyor. O zaman sormak lazım, kadın hakları ihlallerinin erkek vekillerin de dikkatini çekmesi için kaç kadının daha öldürülmesi, ne kadar kadının daha yoksulluk sınırının altında kalması gerekiyor? Neden hâlâ parlamentodaki vekillerin önemli bir kısmı kadın sorunlarını toplumun tümünü ilgilendiren bir gelişme ve uygarlık sorunu olarak değil de, sadece kadınları ilgilendiren bir mesele olarak görmeye devam ediyor? Bu gerçeği değiştirmenin önemli bir fırsatı olarak Millet İttifakı’nın kadın hakların ihlalleri ile ilgili nasıl bir bakış açısı ve çözüm önerileri sunacağını takip edelim ve “Cumhuriyet’in demokratikleştirilmesi”ni talep eden ve vaat eden politikalar içinde cinsler arası eşitliğin de olması gerektiğini söylemeye devam edelim.

*Prof. Dr.

1- http://esitlikadaletkadin.org/ka-der-o-koltuklarin-yarisi-bizim/ 
2- https://www.cnnturk.com/video/turkiye/tbmmde-kadin-temsili-tartismasi 
3- https://devapartisi.org/parti/e-arsiv/deva-partisi-deva-kadnda-dedi 
4- “DEVA Partisi Kadın için Adalet Raporu’nu Açıkladı”, https://www.youtube.com/watch?v=s_MxNp8VmsI 
5- Veriler için bkn: İstanPol, Kasım 2021, Türkiye’de Kadının Siyasete Katılımı: Siyasal Hayatta Karşılaşılan Engeller ve Deneyimler, http://dspace.ceid.org.tr/xmlui/handle/1/1864 
6- Serpil Sancar, 2020, Siyasal Kararlara Katılımda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Haritalama ve İzleme Çalışması 2018-2020 Güncellemesi, http://dspace.ceid.org.tr/xmlui/handle/1/1251 
7- https://devapartisi.org/parti/e-arsiv/deva-partisi-deva-kadnda-dedi 
8- EŞİK, Milletvekili İzleme Raporu 20 Mart - 1 Temmuz 2021 Dönemi, https://esikplatform.net/kategori/basin-aciklamalari/72249/5-aralik-kadinlarin-secme-ve-secilme-hakkinin-yildonumu-esik-in-milletvekili-izleme-raporu-yayinda