Tekvandocu Nafia Nehir Kuş: Türkiye’de her kadın dövüş sporu bilmeli

Milli tekvandocu Nafia Nehir Kuş, İtalya'da düzenlenen G4 Ekstra Avrupa Tekvando Şampiyonası'nda 67 kiloda bronz madalya elde etti. Gazete Duvar’a konuşan sporcu, “Dövüş sporlarının cazip tarafı kendimi savunabilmeyi öğrenmek. Üzülerek söylüyorum ki ülkemizde kadına şiddet olayları ne yazık ki çok fazla. Bu nedenle her kadının kendini savunabilmesi için dövüş sporlarını öğrenmesini gerekiyor” diye konuştu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Uzun boyu sayesinde fark edilen milli sporcu Nafia Nehir Kuş, tekvando ile 9 yaşında tanıştı. İstikrarını çok çalışmaya ve hırslı yapısına bağlayan Kuş, başarı basamaklarını emin adımlarla tırmanıyor. En son Avrupa Tekvando Birliği (WTE) tarafından İtalya'nın Bari şehrinde düzenlenen G4 Ekstra Avrupa Tekvando Şampiyonası’nda bronz madalya elde ederek Türkiye’yi gururlandırdı. Organizasyonu 2 altın, 1 gümüş, 2 bronz ile tamamlayan kadın sporcular, böylece takım halinde Avrupa Şampiyonu oldu.

Takım olarak Avrupa Şampiyonluğu elde ettikleri için çok mutlu olduğunu belirten Kuş, bireysel başarısını ise şöyle değerlendiriyor: “Tabii ki gönül isterdi ki altın madalya olsun, ama nasip olmadı. Hatalarımdan ders çıkarıp bir sonraki maça onları telafi edip katılacağım.”

Milli tekvandocu ile başarılarına ve spor serüvenine dair konuştuk.

Nafia Nehir Kuş

Tekvandoyla 9 yaşında tanıştınız. Hikayenizi bizimle paylaşır mısınız?

Mahallemizde tekvando kursu açılmıştı. Ben de arkadaşlarımı izlemeye gitmiştim. Hoca beni antrenmana aldı. Yaşıtlarıma göre boyum uzun olduğu için hoca bana “Sen de tekvando yapmak istemez misin?” dedi. Ailemle konuştu ve bu şekilde tekvandoya başlamış oldum.

Küçük yaşta başlayan serüven nasıl bir istikrarla bugünlere getirdi sizi?

Çalışmayı çok seviyorum. Hırslı bir yapım var. Kolay kolay pes etmem. Sanırım bunların hepsi birleşince başarı da kaçınılmaz oldu.

‘HER DÜŞÜŞÜMDE DAHA GÜÇLÜ KALKIYORUM’

Disiplin gerektiren bir spor. Hiç pes etmeyi düşündüğünüz oldu mu?

Evet, disiplin çok önemli. Disiplinin olmadığı yerde başarı da olmaz bence. Tabii ki yaşadığımız sakatlıklar, yenilgiler sonucunda ister istemez bir moral bozukluğu oluyor ama her seferinde daha güçlü döndüm. Yenilgiler, sakatlıklar benim kamçım oldu. Düştükten sonra daha güçlü kalktım. Dile kolay 10 yıldan beri de Milli Takım’da yerimi koruyorum.

Aynı zamanda bir dönem kick boksla da ilgilendiniz. Dövüş sporlarının size cazip gelen yanları neler?

Kick boks’u kısa bir süre yaptım. Dövüş sporlarının cazip tarafı kendimi savunabilmeyi öğrenmek. Üzülerek söylüyorum ki ülkemizde kadına şiddet olayları ne yazık ki çok fazla. Bu nedenle her kadının kendini savunabilmesi için dövüş sporlarını öğrenmesini gerekiyor.

‘KADINLARDA AVRUPA VE DÜNYADA EN İYİLERDEYİZ’

Türkiye’de kadın olarak dövüş sporu temsilcisi olmanız nasıl karşılanıyor?

“Taekwondocuyum” dediğimde “Sen de hiç taekwondocuya benzemiyorsun” diyorlar. Genellikle “Voleybol ya da basketbolcu musun?” sorusuyla karşılaşıyorum. Türkiye dövüş sporlarında çok iyi düzeyde. Özellikle tekvando branşında kadınlarda Avrupa’nın ve dünyanın en iyi takımları arasında yer alıyoruz. Ben de bu takımın bir bireyi olarak üstüme düşen görevi layıkıyla yapmaya çalıyorum. Son zamanlarda taekwondo branşı çok ilgi görüyor. Lisanslı sporcu sayımız günden güne artıyor ve bu durum bizi çok gururlandırıyor.

Kazandığınız madalyaların sizin için nasıl bir anlamı var?

Çalışmalarımın, emeklerimin, sabrımın karşılığını alıyorum ve bu da beni çok mutlu ediyor.

.

‘GÖNÜL İSTERDİ Kİ ALTIN OLSUN’

G4 Ekstra Avrupa Tekvando Şampiyonası’nda bronz madalya elde ettiniz. Deneyiminizi bir de sizin bakışınızdan dinleyelim. Nasıl bir yarıştı?

Tabii ki gönül isterdi ki altın madalya olsun, ama nasip olmadı. Turnuvayı değerlendirecek olursam ufak tefek hatalarım sonucu maçı kaybettim. Hatalarımdan ders çıkarıp bir sonraki maça onları telafi edip katılacağım.

Takım olarak Avrupa Şampiyonu oldunuz. Duygularınızı hangi sözlerle ifade edersiniz?

Takım olarak çok çalışıyoruz, çok emek veriyoruz ve emeklerimizin karşılığını aldık. Takımımızın asıl amacı her siklette şampiyon olmak. Bu şekilde bayrağımızı dalgalandırıp, İstiklal Marşı’mızı okutmayı istiyoruz. Takım halinde Avrupa Şampiyonluğu elde ettiğimiz için çok mutluyum. Bu ilk şampiyonluğumuz değil, son da olmayacak inşallah.

Yurtdışında nasıl karşılanıyorsunuz?

Yurtdışında çok iyi karşılanıyorum özellikle tekvandoya yeni başlamış sporcuların gelip benimle fotoğraf çekilmesi, beni idol olarak görmesi çok gurur verici.

‘YENİ NAFİA’LAR KEŞFETMEK İÇİN SABIRSIZLANIYORUM’

Çukurova Üniversitesi’nde Beden Eğitimi Öğretmenliği mezunusunuz. Bir profesyonel sporcu olarak öğretmek nasıl?

Ben de yeni Nafia’lar keşfetmek için sabırsızlanıyorum. Çok güzel bir duygu.

Bundan sonraki hedeflerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Biliyorsunuz ki olimpiyatlara çok az bir süre kaldı. Bu sürede çok iyi bir süreç geçirerek olimpiyatlarda ülkeme altın madalya kazandırmayı istiyorum.